| Madem gemiyi riske etmiyorsun şunlardan biriyle beni burada indir. | Open Subtitles | إذا أنت لا تريد المخاطرة بالسفينة أسقطني بواحدة من هذه. |
| Aldığın riske karşılık 8.000 dolar çok az kalıyor. risk para demektir. | Open Subtitles | الأمر لايستحق المخاطرة التي تتحملها من أجل 8000دولار مثل المخاطرة مقابل الربح |
| Alışma süreci de risk alma ve riskin artışında önemli bir role sahip. | TED | فعملية الاعتياد أيضاً تلعب دوراً جوهرياً في الميْـل إلى المخاطرة والانتشاء بزيادة المخاطرة. |
| Ama şu soruyu sormam gerekiyor: Ya bu riski almak zorunda olmasaydı? | TED | لكن علي أن اسأل: ماذا إذا كانت لم تضطر لهذه المخاطرة أساساً؟ |
| İkinizin de geceyi yalnız geçirmesi riskini bir daha göze alamam. | Open Subtitles | أنا لا أريد المخاطرة بأي منكما ان تقضوا ليلة أخرى لوحدكم |
| Hayatımızı tehlikeye atarak bizi akşam yemeği niyetine yemek isteyen köpeklerle dövüşüyorduk. | Open Subtitles | المخاطرة بالحياة والأعضاء بينما نصدّ كل كلب يريد تحويلنا إلى عشاء له |
| Aldığın riske karşıık 8.000 doar çok az kalıyor. risk para demektir. | Open Subtitles | الأمر لايستحق المخاطرة التي تتحملها من أجل 8000دولار مثل المخاطرة مقابل الربح |
| Onları geçip gidebiliriz ama adamların hayatlarını riske atmaya değmez. | Open Subtitles | بالتأكيد ربما نسبقهم ولكن ذلك لا يسحق المخاطرة بحياة الرجال |
| Çünkü hayaletin bizi izlemesini ve onu bulmasını riske atamazdık. | Open Subtitles | لأننا لا نستطيع المخاطرة بجعل الشبح يتبعنا إلى المنزل ليجده |
| Böyle bir riski almanın tek nedeni olmalı onu riske atmanın. | Open Subtitles | فى الحلقات السابقة يوجد سبب واحد فقط لعدم قيامك بهذه المخاطرة |
| Hayatımı riske atmışım, gelmişim şu işe bak. Çıkar şu cadalozları. | Open Subtitles | ها أنا أعود إلى منزلي بعد المخاطرة بحياتي ، اطرديهم الآن |
| Bir kaç otuz birci ajan için takımımı riske attım. | Open Subtitles | لقد اكتفيت من المخاطرة بفريقي من أجل قذارة وكالة ما |
| Yapılan analiz bunun kabul edilebilir bir risk olduğunu ortaya koydu. | Open Subtitles | لقد تم تقييم المخاطر و تم الإتفاق على قبول درجة المخاطرة |
| Hakkında bir makale yazmaya başladım bile: "risk Bağımlılığı ve Kudret." | Open Subtitles | أنا أقوم الآن بإجراء حلقة بحث الإدمان على المخاطرة و عواقبها |
| Eğer öyleyse Albay Ronson, aynı riski ben de alıyor olacağım. | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك كولونيل رونسون سيكون عليّ اتخاذ نفس المخاطرة |
| - Belki ama bu çok tehlikeli. - riski alıyoruz. | Open Subtitles | ـ ربما صحيح، لكن هذا خطر ـ سنقبل هذه المخاطرة |
| Zaten ilaç kullanıyor. Bizim ilaçlarımızı. İlaç etkileşimi riskini göze alamayız. | Open Subtitles | إنه يتناول أدويتنا بالفعل لا يمكننا المخاطرة بحدوث تعارض بين الأدوية |
| Küçük bir öpücük. Bir öpücük bu evliliği tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | قبلة سريعة واحدة يمكنها منعك من المخاطرة فى هذا الزواج. |
| Küçük ailemizin bir başka üyesini daha kaybetme riskine giremem. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع المخاطرة بفقدان شخص آخر من عائلتنا الصغيرة |
| Yani bazı şeylerin pozitif riskli bir çevre oluşturmak için yanlış olmasını beklediğimizi dile getirmelisiniz. | TED | لذا عليكم إعلام محيطكم أنكم لا تتوقعون بأن تسير كل الأمور كما يجب لخلق مناخ إيجابي تجاه المخاطرة. |
| ". Bu şirketlerin çoğu, sadece o yıl en kötü durumun meydana gelmemesini umarak bütün riskleri alıyorlardı. | TED | العديد من هذه المنظمات تضع أنفسها في المخاطرة تأمل ببساطة أنه هذا العام الأسوأ لن يحدث |
| Ben de efendim. Ama hiçbir şeyi şansa bırakamayız. | Open Subtitles | و أنا كذلك يا سيدي لكن لبس بامكاننا المخاطرة |
| Gereksiz riskler almakla ilgili hafızanda bir şeyler yok mu? | Open Subtitles | و لكن ألا تذكر ماقلته عن المخاطرة بلا داع ؟ |
| Ve bu riskten kurtulmanın görebildiğim tek yolu bu. | Open Subtitles | كانت هذه الطريقة الوحيدة التى أمكننى رؤيتها لأتفادى هذه المخاطرة |
| risklerin farkındayız ve inanıyoruz ki ödülleri de büyük olacak, siz ve sizin insanlarınızın yaptıkları gibi, Albay. | Open Subtitles | نحن على دراية بالمخاطر و نعتقد أن النتيجة تستحق المخاطرة كما تفعل أنت و فريقك، كولونيل |
| Bu tehlikeyi göze almak istemezsiniz. | Open Subtitles | أفعل شىء خاطى فى مكانآ ما و أنت لن تريد أن تأخذ هذه المخاطرة |