Ben ve bağımsız Diplomat'taki çalışma arkadaşlarım, Güvenlik Konseyi'nin etrafından dolandık. | TED | حيث ذهبنا انا و زملائي في الدبلوماسي المستقل الى مجلس الامن |
Bu bağımsız girişimcinin kim olduğunu tahmin etmemize gerek var mı? | Open Subtitles | هل نحن مضطرين للتخمين من هذا المتعاقد المستقل الذي موّل ذلك؟ |
Ve bugün gibi devrim ya da değişim zamanlarında, bağımsız medyanın bir sesi olması çok önemli. | TED | وفي اوقات مثل هذه الاوقات التي تمر فيها اليمن من الثورة والتغير من المهم جداً ان يكون للاعلام المستقل صوت |
ve ben penceresiz bir ofis odasında oturuyorum. bağımsız Danışmanın Oda'sında uğultulu floresan ışıklar altında | TED | كنت جالسة في غرفة مكتب خالية من النوافذ داخل مكتب المستشار المستقل تحت طنين أضواء الفلورسنت. |
Gelip benim için serbest çalışasın diye. | Open Subtitles | في العام المنصرم ، لتأتي و تكون الموظف المستقل ، بالنسبة لي |
Amaçları Otonom uçuşla başarılabileceklerin sınırlarını zorlamak. | TED | و هدفها توسيع حدود ما يمكن الوصول إليه بالطيران المستقل. |
Daha sık ve daha uygun fiyatlı otobüs seferleri, gençliğimiz tarafından arzulanıyor. Ayrıca artık araba süremeyen ve bağımsız yaşamak isteyen yaşlı insanlar da bunu destekliyor. | TED | فخدمة النقل بالحافلات الأكثر شيوعًا والأقل تكلفة هي المرغوبة بين الشباب. وكذلك تساند كبار السن الذين يأملون بالعيش المستقل. بعد أن لم يعد باستطاعتهم قيادة السيارات. |
21. yüzyılın siyaseti böyle. Ve bir açıdan, bağımsız Diplomat hepimizin yaşadığı bu parçalanmayı, bu değişimi somutlaştırıyor. | TED | هذه هي سياسة القرن 21 وبصورة ما .. الدبلوماسي المستقل يجسد هذا التجرؤ .. والتغير الذي يحدث لنا جميعاً |
bağımsız Parti liderleri, ödenek reddinin yaklaşan başkanlık seçimlerinde... başkalarının ekmeğine yağ sürmek olduğunu dile getirdiler. | Open Subtitles | يدعي قادة الحزب المستقل أن هذا الرفض يدعم حركتهم لانتخابات الرئاسة القادمة |
Güçlü ve bağımsız olduğumu kanıtlamalıyım. Tek başıma yapamam. | Open Subtitles | أُريدُ إثْبات بِأَنِّي قوي و المستقل وأنا لا أَستطيعُ أعْمَلُ ذلك لوحده. |
Lisa, bana özgür ve bağımsız basının önemini gösterdin. | Open Subtitles | ليزا, حعلتنى أدرك أهمية الإعلام المستقل و الحر |
Üzgünüm, fakat bağımsız bir laboratuar Taşı incelemeden hiç bir anlaşma yapamam. | Open Subtitles | أنا متوجس من موقع الإختبار المستقل كسر لصفقتي |
Görebildiğiniz üzere, bağımsız atılım modelimizle, rakamlarımız Brenda'nın %3'lüğüyle aynı düzeydeler. | Open Subtitles | كما ترون باستخدام نموذجنا الارتجاعي المستقل والتي وضحته أرقامنا |
Unutma, sana bu kurulda sadece senin bağımsız olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | تذكر, لقد أخبرتك أنك الوحيد المستقل في هذه اللجنة |
Kim Do Han'ın emri mi yoksa Park Si On'un bağımsız hareketi mi? | Open Subtitles | هل هو طلب الدكتور كيم دو هان أو تصرف بارك شي أون المستقل ؟ |
Çünkü ikimiz de biliyoruz ki bağımsız analistim sadece ben ne istersem onu söyleyecek. | Open Subtitles | لأنّ كلانا يعرف أن محلّلي المستقل سيقول أيّ شيء أريده أن يقوله |
bağımsız analistinin işlenmemiş verisine erişim istiyoruz. | Open Subtitles | نرغب بالاطلاع على المعلومات الأوّلية التي مع محلله المستقل |
Doğru, bu tam da bağımsız bir kayıt oluştumıalda ilgili. | Open Subtitles | بالنسبة لي، هذا يتعلق بسؤال التحقق المستقل لما تقوم به الحكومة. |
- Bunun bağımsız hareket etmeyi seven Binbaşımıza uyacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يتناسب مع عمل الرائد المستقل. |
Anladım. Sen Sam Amca'nın serbest muhbirisin. | Open Subtitles | أنا أتفهم الأمر، أنت الواش المستقل للأخ الأكبر |
Otonom sinir sistemi çok yavaşlıyor. | Open Subtitles | جهازه المستقل يبدو بطيئاً جداً كأنه يزحف |