Bu en sevdiğim etkinlik: Yağa bulanmış sağır adamı yakala. | Open Subtitles | هذا هو الحدث المفضل لدي القبض على الرجل المدهون بالزيت |
Savaş kaybedilince; asıldılar, kelleleri kesildi, çekilerek dörde bölündüler ve... oh benim en sevdiğim, bağırsakları deşildi ve yakıldılar. | Open Subtitles | عندما خسرنا الحرب , كانوا سيكونون مشنوقين , ومقطوعي الرؤوس , ومربطين و,أه المفضل لدي , قطع أحشائهم وأحرقوا |
Burada günün en sevdiğim vakti ne zamandır bilir misin? | Open Subtitles | أتريد أن تعرف ما الوقت المفضل لدي هنا؟ الآن تماماً |
Benim favorim: her bir günün sonunda takvimime bakıyorum, tanıştığım tüm insanları değerlendiriyorum ve her birine teşekkür yazısı gönderiyorum. | TED | والتكتيك المفضل لدي هو أنه في نهاية كل يوم، أنظر إلى تقويمي وأراجع من التقيت بهم، وأرسل ملاحظات شكر إلى كل واحد منهم. |
Bunlar da benim elde edilmiş olan favori montajlarım: "Babamı kendimde öylesine canlı hissediyorum ki, kendime yer bile kalmıyor." | TED | إذاً هنا بعض المونتاج المفضل لدي تم جمعها: "أشعر أن كثير من والدي يعيش داخلي بحيث لا يوجد مكان لي". |
İlkbahar, yaz, sonbahar ve ... Ses:Benim en sevdiğim mevsim kıştır. MT: Şey evet, benim de. | TED | هناك فصل الربيع، والصيف، الخريف و صوت: الفصل المفضل لدي هو الشتاء.م. ت: نعم، هو مفضل لدي كذلك. |
Benim en sevdiğim örnek Ulusal Akademi Konferansında geçen yıl yayımlanan bir araştırmadan. | TED | والمثال المفضل لدي من هذه الدراسة التي تم نشرها هذه السنة في أشغال الأكاديميات الوطنية. |
Şimdi izleteceğim ise filmdeki en sevdiğim görsel efekt. | TED | التأثير البصري المفضل لدي في الفيلم هو الذى سأعرضه عليك الأن. |
Korktum. Madison Kingsley en sevdiğim yazar. | Open Subtitles | انا مبهور ماديسون كنجسلي الكاتب المفضل لدي |
Ama orası en sevdiğim. Soğuk makarnalarını seviyorum. Başka nereden alayım diye düşünmekten daha kolay. | Open Subtitles | هذا المكان هو المفضل لدي, أنا احب المعكرونه البادره لديهم كما انه اسهل من التفكير بأي مكان اذهب غيره |
Bazen en sevdiğim gezegeni yok ettireceksin gibi geliyor. | Open Subtitles | أحيانا أقلق من الكوكب المفضل لدي في طريقة للإبادة |
Hemen hemen. en sevdiğim Kurusawa filminde kullanılan bir aksesuar. | Open Subtitles | كلا إنه دعامة تمثيلية من الفيلم الياباني المفضل لدي |
En büyük buluşum. Ya da en azından en sevdiğim. | Open Subtitles | إنه إختراعي العظيم أو على الأقل المفضل لدي |
Burası Paris'teki en sevdiğim kitapçı. Saatlerce oturup okuyabilirsin. | Open Subtitles | هذا هو محل الكتب المفضل لدي في باريس يمكنك أن تجلس هناك وتقرأ لساعات |
Yemekte limonlu tavuk varmış. en sevdiğim yemektir. | Open Subtitles | سمعت أنه سيُقدم الدجاج بالليمون اليوم، المفضل لدي |
benim favorim, en mükemmeli ve başarması en zor olan... | Open Subtitles | الأحسن منها ويصعب علي حفظها وهو المفضل لدي شخصياً |
İlçedeki restoran sayısı bir elin parmakları ile sayılabilir. Bunn's Barbecue kesinlikle benim favorim. | TED | تستطيعون عد رقم المطاعم في المقاطعة فقط على يد واحدة -- "بن باربيكيو" هو المفضل لدي على الإطلاق. |
Yapacağım şey, çeşitli şekillerde nöro-bankası, nöro-aptallık, ya da benim favorim nöro-zırvalık olarak adlandırılan birkaç klasik hamleyi, foyasını nasıl ortaya çıkaracağınızı ayırt etmeyi göstermek. | TED | و ما سوف افعله هو ان اريكم كيف تعرفون في الحقيقه هي بضع الامثلة الواضحة جداً وهي ما يعرف بمشروبات الاعصاب المختلفة نيورو بنك نيورو بولاك ، و المفضل لدي ، نيورو فلابدودل |
Bir telefon görüşmesi yaptım. Bunu favori arama motorumu kullanarak uzunca bir süre, yaklaşık bir yıl çalıştım ve ardından korkutucu bir telefon konuşması yaptım. | TED | قمت بدراسة باستخدام محرك البحث المفضل لدي لمدة طويلة، لما يقارب السنة، ثم قمت بإجراءِ اتصاٍل مخيفٍ. |
favori yiyeceklerim. Fıstık ezmesi ve kabuğu kesilmiş jöleli sandviç. | Open Subtitles | المفضل لدي المربى و الفول السوداني بدون القشور |
Bu müzik kutusu benim favorimdir. | Open Subtitles | صندوق الموسيقى هذا ، إنه المفضل لدي |
Biliyor musun, eskiden hayatta en çok sevdiğim şey dolunay olduğu gece gölde yüzmekti. | Open Subtitles | أتعلم, لقد اعتدت أن يكون الشيء المفضل لدي في العالم كله هو السباحة في البحيرة ليلاً |
İsviçre demek! Severim İsviçre'yi. En gözde ülkelerimden birisidir. | Open Subtitles | سويسرا،أنا أحب سويسرا إنها المكان المفضل لدي |
Kırmızı ya da pembe, ama kırmızı esas sevdiğimdir. | Open Subtitles | اللون الأحمر هو المفضل لدي.. الأحمر أو الوردي |
Kişisel tatlandırıcım ki bu da benim tercih ettiğim bir betimleme değil. | Open Subtitles | مزروع به رحيق الصبار المحلى المفضل لدي لكن على أية حال ليس ذلك الذي |
Sıkı kitapdır. Eskiden benim favorimdi. | Open Subtitles | إنهُ نادر كان المفضل لدي |