ويكيبيديا

    "المكان الوحيد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tek yer
        
    • tek yere
        
    • sadece burada
        
    • tek yerin
        
    • tek yeri
        
    • tek yerdi
        
    • tek yerde
        
    • tek burada
        
    Vay be, ben de cinayet belasına bulaşacağım tek yer New York sanıyordum. Open Subtitles يارجل, لقد اعتقدت ان نيويورك هي المكان الوحيد سينتهي بي المطاف بها مقتولاً
    Samantha ve Matt'in beraber iyi çalıştıkları tek yer yatak oldu. Open Subtitles كان المكان الوحيد عملت سامانثا ومات معا بشكل جيد في السرير.
    Bu günlerde sayı kazanmayı denediği tek yer tenis kortuydu. Open Subtitles كان المكان الوحيد حتى حاول أن يسجل في ملعب التنس.
    Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. Open Subtitles لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم
    Yılbaşı'ndan bir önceki gece Noel Baba'nın sizi soyabileceği tek yer. Open Subtitles قي المكان الوحيد الذي تسرق فيه من سانتا كلوز ليله العيد
    Saat geç, evden çıkmam lazımdı, ve bu saatte açık tek yer burası. Open Subtitles تأخر الوقت و أردت الخروج من المنزل و كان هذا المكان الوحيد المفتوح
    Bu ilaçları alabileceği bir tek yer var, o da hastane. Open Subtitles المكان الوحيد الذي منه يمكن الحصول على تلك الأدوية هو المستشفى
    Cenaze öncesi bir limuzinden daha kalabalık olan tek yer cenaze sonrası evdir. Open Subtitles المكان الوحيد الأكثر اكتظاظاً من ليموزين في طريقها لجنازة هو بيتك بعد الجنازة
    Çünkü etraftaki az da olsa korunaklı tek yer burası. Open Subtitles لأن هذا هو المكان الوحيد هنا المحمي إلى حد ما
    Dinle, ilk önce, çip'i onun bildiği tek yer olan, o havaalanında satacaksın, Open Subtitles اسمع, قبل كل شيء, ستبيع الرقاقة في المطار. المكان الوحيد الذي تعرف بأمره
    Bu evi yeryüzü üzerinde kendimi güvende hissettiğim tek yer hâline getirmişti. Open Subtitles لقد جعلت هذا البيت ، المكان الوحيد الذي أشعر به في الآمـان
    Burası, iki kıta tabakasının, bu kadar planlı çarpıştıkları tek yer. Open Subtitles هذه هو المكان الوحيد الذي تتصادم فيه صفيحتان قاريتان بهذا الشكل.
    Annem yanımda olmasa da korkmadan uyuyabildiğim tek yer burası. Open Subtitles هذا هو المكان الوحيد الذي أستطيع النوم فيه دون خوف
    Bu üçünün bir araya gelmesini sağlayacak tek yer benim cenazem olur. Open Subtitles المكان الوحيد الذي استطيع التفكير به ليجمع هؤلاء الثلاثة معاً سيكون جنازتي
    Buradayım, çünkü kablosuz bağlantı sinyallerinin çektiği tek yer burası. Open Subtitles أنا هنا لانه المكان الوحيد الذي يوجد فيه اتصال لاسلكي.
    Çünkü cumartesi saat 2'de açık olan tek yer orası. Open Subtitles لأنه المكان الوحيد الذي يفتح يوم السبت في الثانية صباحاً.
    İdeal olmadığını farkındayım ama müsait olan tek yer orasıydı. Open Subtitles أعلم أنّه ليس مثالي، لكنه المكان الوحيد الذي سيكون متاحاً.
    Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. Open Subtitles لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم
    Geleceğini düşünmedim, bu yüzden onu aradım söylemem gereken önemli bir şey var dedim... ve sadece burada konuşabileceğimizi söyledim. Open Subtitles ظننت أنه لن يقبل لذا أخبرته أني أريد اخباره بأمر هام، وأن هذا هو المكان الوحيد حيث أستطيع اخباره.
    Geleceğim tek yerin burası olduğunu biliyordun. Open Subtitles كنت اعلم بأن هذا سيكون المكان الوحيد الذي ستأتي إليه
    Özgür iradenin var olduğu evrendeki tek yeri Başlangıç Noktasıdır. Open Subtitles أوهام، المكان الوحيد في الكون الذي تتواجد فيه الإرادة الحرة
    Sizin zamanınızda, yeryüzü insanların yaşadığı tek yerdi. TED في زمنكم، تُعتبر الأرض المكان الوحيد الذي يعيش فيه الناس.
    - İyi tekila için gidilenebilecek tek yerde. Open Subtitles إنه المكان الوحيد الذى يمكن أن تأخذى منه تكيلا جيدة
    Hedefinize ulaşmak için ihtiyacınız olan teknoloji bir tek burada var. Open Subtitles المكان الوحيد المتبقي مع التكنولوجيا التي تَحتاجُوها لتحقيق أهدافَكم هو هنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد