Saldırmak yerine ara verebilir, nefes alabilir, konuyu değiştirebilir ya da uzaklaşabilir ve sonra hazır olduğumuzda geri gelebiliriz. | TED | عوضاً عن فقدان السيطرة، يمكننا أن نتوقف ونأخذ نفساً عميقاً، نغيّر الموضوع أو نغادر، ونعود بعدها حين نكون جاهزين. |
Ama bence artık bu konuyu konuşmanın hiç sırası değil.. | Open Subtitles | لكنى اعتقد انه من الافضل الا نتكلم فى هذا الموضوع |
Aslında bu konu ilk defa, geçen yıl Ebola salgınını duyduğumda dikkatimi çekti. | TED | لامرة مرة اهتممت بذلك الموضوع عندما سمعت عن ظهور فيروس إيبولا العام الماضي. |
Bu konu üzerine dünyada çok iyi mantık yürütenler var. | TED | هناك أفضل الأدمغة في هذا العالم يعملون على هذا الموضوع. |
Bay Shaw, lafı dolandırmadan konuya girelim, "Asla" sadece Mars'taki kraterin adı değil. | Open Subtitles | سيد شو دعنا نناقش الموضوع : أبدا ليست مجرد حفرة على سطح المريخ |
bunu bir personel sistemi olarak düşünürsek, daha da iyileşmeye müsait olduğunu anlarız. | TED | ولو فكر في الموضوع عن طريق هيئة موظفين فسنتمكن من إظهاره بشكل أفضل. |
Fakat çok yakın zamanlara kadar bu konuda çok az çalışma yapıldı. | TED | لكن حتى وقت قريب، تم القيام بعمل القليل جدًا حول هذا الموضوع. |
Ama bu baş parmak asla yanılmaz. Bütün Mesele nasıl yaptığın. | Open Subtitles | لكن الابهام لا يفشل أبدا كل الموضوع هو كيف تقومين بذلك |
Hemen cevap vermeyin. Sadece eve gidince bu konuyu biraz düşünün. | Open Subtitles | لا جواب الآن، فقط تأخذيه للبيت وتفكرون في الموضوع لبعض الوقت |
Bana iyi hizmet ettin, ben de bu konuyu unutacağım. | Open Subtitles | أنت أديت لى خدمه جليله اليوم و سوف أنسى الموضوع |
Fakat tek bir sözünüzle bu konuyu sonsuza dek kapatırım. | Open Subtitles | ولكن كلمة واحدة منك ستلزمني الصمت عن هذا الموضوع للابد. |
Bu tip şeylerde uzun süre yoğunlaşmak sizi konuyu kanıksama eğilimine sokuyor. | Open Subtitles | التعرض لمده لهذه الاشياء. سيعطيكي قدره علي التحليل و الفهم لهذا الموضوع |
Onlar da benim gibiyse, herhalde konuyu çok şey bulmuşlardır... | Open Subtitles | أعتقد بأنه لا يوجد شخص مثلي إنهم يجدون الموضوع كله |
Mevcut konu ne olursa olsun, amaç yönelimci ve kaçınmacı olarak ifade edilebilir. | TED | بغض النظر عن الموضوع المطروح، هناك نية يمكن أن تصاغ في التنمية والوقاية. |
Bana sorarsanız, konunun narinliği göz önünde bulundurulduğunda avukatın olmadan konu hakkında bir şey söyleme, benim tavsiyem budur. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ الموضوع حساس جداً لا تعلًق بأي شيء عن الموضوع من دون أن يكون محاميك حاضراً هذه نصيحتي |
konu bu değil. Kutsal Kitap, ailene saygı duymanı söyler. | Open Subtitles | هذا خارج عن الموضوع يقول الكتاب المقدس أكرم اباك وامك |
Bilimde yöneleceğiniz alanı seçerken, sizde derinden ilgi uyandıran yeterliliğiniz seviyesinde bir konu bularak, bu konuya odaklanmanız oldukça önemlidir. | TED | من المهم في اختيار اتجاه العلم لإيجاد الموضوع على مستواك من الكفاءة الذي يثير اهتمامك بعمق، والتركيز على ذلك. |
bunu öğrenmek için, üç şeye baktım. Seçmeniz gereken temaya baktım. Nasıl sunulması gerektiğine ve sahnedeki görselliğe baktım. | TED | ولمعرفة هذا، نظرت في ثلاثة أشياء. نظرت في الموضوع الذي يمكنك إختياره. ونظرت في كيفية تقديمك له ومنظر المسرح. |
Bu konuda uzman biri olmadan pek bir şey yapamazlardı. | Open Subtitles | لم ببدوا إهتماما كبيرا بمن يكون له علاقة بهذا الموضوع |
Bay Poirot'nun buna hakkı yok, bu özel bir Mesele. | Open Subtitles | بوارو ليس له الحق.. هذا خارج الموضوع هذا شأن خاص |
- Onu hapishaneye yolla. - Sen bu işin dışında kal. | Open Subtitles | ـ إدفع به إلى السجن ـ لا تتدخل في هذا الموضوع |
Kimya kulübü başkanı Taylor McKessie... bu konuyla ilgili tüm sorularınızı yanıtlayabilir. | Open Subtitles | يجيب السيد تايلور مكيسي رئيس النادي عن كل أسئلتكم في هذا الموضوع |
Bu durum ortaya çikarsa ikimizin de kariyeri biter" dedi. | Open Subtitles | قال إن الأمر سيفسد مهنة كلانا لو ظهر هذا الموضوع |
Ama bunu bölümden kimse bilmemeli tamam mı? Çünkü çok gizli. | Open Subtitles | لكن لا أحد خارج الدائرة يعرف عن هذا الموضوع لأنه مهم. |
Bütün bu olayı unutsanız da hepimiz akşamımızın tadını çıkarsak. | Open Subtitles | إذاً لم لا تنسى الموضوع بأكمله ويمكننا الذهاب وتقضية وقتنا؟ |
Efendim, Olay bu değilse beni affedin ama bayağı kararsız görünüyorsunuz. | Open Subtitles | سيدي، أعذرني إن لم يكن هذا هو الموضوع لكنك تبدو متردداً |
bunun hakkında sizi bilgilendirme şansı bulduğum için çok mutluyum. | TED | لذلك أنا سعيد لحصولي على فرصة لأحدّثكم حول هذا الموضوع. |
Karım bana her şeyi anlatıyor. İşi o kadar hızlı bitiriyorum. | Open Subtitles | اذا بدأت زوجتي بفتح فمها بشأن أي شيء، أنهي الموضوع بسرعة |