ويكيبيديا

    "الوحيد الذي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tek kişi
        
    • olan tek
        
    • sadece
        
    • bir tek
        
    • olduğum tek
        
    • eden tek
        
    • tek şey
        
    • tek bir
        
    • gelen tek
        
    • tek kişisin
        
    • tek kişinin
        
    • olduğu tek
        
    • yegane
        
    • tek insan
        
    • tek kişiydi
        
    Ne kadar ileriye gidebileceğinizi ve yapabileceklerinizin sınırını belirleyecek tek kişi sizsiniz. TED أنت الشخص الوحيد الذي تقرر إلى أي مدى تذهب وماهو مدى استطاعتك.
    O adam, definenin nerede gömülü olduğunu bilen tek kişi olmalı. Open Subtitles يبدو أن صديقك هو الشخص الوحيد الذي كان يعلم بمكان الكنز
    Ama belki de... bu... var olan tek gerçek kötülük. Open Subtitles ولكن ربما يكون هذا هو الشر الوحيد الذي تركته خلفك
    Bunun bir hata olduğunu sadece notaya tepki vermediğimiz zaman söylerim. TED الخطأ الوحيد الذي قد أتحدث عنه هو أننا لم نتفاعل معه.
    Bu hiç iyi değil. Senin görüştüğün bir tek ben değilim. Open Subtitles هذا ليس له علاقة بي وأنا لست الرجل الوحيد الذي تقابلينه
    - Oraya gidebilecek tek kişi sensin. - Onu kurtaracağım. Open Subtitles ــ و أنت الوحيد الذي يمكنه الوصول لها ــ سأحررها
    Şifreyi bilen tek kişi sensin. Herşey sana bağlı, Weps. Open Subtitles أنت الوحيد الذي يعلم أرقام الخزانة الأمر بيدك يا ويبس
    Ama kostümün içini dolduracak kadar şişman olan tek kişi bendim. Open Subtitles ..لكني كنت الوحيد الذي سمين بما فيه الكفاية ليليق عليه الزيّ
    Clifford Franklin topu yakalayabilen ve yere indirebilen tek kişi. Open Subtitles كليفورد فرانكلين هو الوحيد الذي يلتقط الكرة ويبقى متشبثا بها
    Neler olduğunu bilen tek kişi, komiser olan babam Gordon'du. Open Subtitles الشخص الوحيد الذي عرف ما حدث كان ابى المفوض جوردان
    Will, bugüne kadar Glory'nin canını yakabilmiş tek kişi sensin. Open Subtitles ويل ,أنتِ الشخص الوحيد الذي استطاع اصابة جلوري علي الاطلاق
    Ama belki de... bu... var olan tek gerçek kötülük. Open Subtitles ولكن ربما يكون هذا هو الشر الوحيد الذي تركته خلفك
    Fiziksel acı çekmiyorsun, biz erkekler sadece fiziksel acıyı anlayabiliyoruz. Open Subtitles لست تحت أيّ ألم جسدي الألم الوحيد الذي يفهمه الرجال
    Eğer ağabeyin yanlış bir şey yapıyorsa onu sadece sen durdurabilirsin. Open Subtitles لو كان أخيك يقوم بعمل سيئ فأنت الوحيد الذي يستطيع إيقافة
    Anahtar bir tek kocamda bulunur ve, korkarım ki şu an öğle yemeğinde. Open Subtitles زوجي هو الوحيد الذي معة المفتاح و اخشي انة بالخارج الان لتناول الغداء
    Gördüğüm kadarıyla, her fırlatmayı izleyen bir tek ben değilmişim. Open Subtitles أرى بأني لستُ الوحيد الذي ينظر للسماء عندما يحدث إطلاق
    İyi olduğum tek şey sıçana kadar içmek ve kendi kıçımı koklamak. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أنا جيد فيه هو الشرب من المرحاض وشم مؤخرتي
    Ancak bu genç, fırsatı fark eden tek sakallı akbaba değil. Open Subtitles لكن لم يكن هذا الصغير بالنسر الملتحي الوحيد الذي رصد الفرصة.
    Orada geriye kalan tek şey pozitif ışığın kalıcı gölgesi. TED الشيء الوحيد الذي بقي الآن هو الظل الدائم للضوء إيجابي.
    Bu süre içinde beni sağ bırakmalarının tek bir sebebi var. Open Subtitles والسبب الوحيد الذي جعلهم يبقوني حيا طيلة هذه المده هو اعتقاهدم
    Ama elimden gelen tek şey bu ve bir şeyler yapmam gerek. Open Subtitles لكنه الشيء الوحيد الذي أعرف كيف أقوم به، وعلي أن أقوم بشيء.
    Bana iğrenç, dolandırıcı ve üç kuruşa her şeyi yapacak vicdansız bir muhasebeci lazım ve sen bildiğim tek kişisin. Open Subtitles أحتاج إلى محاسب لا يراعي الأنظمة و بلا ضمير والذي سيفعل المستحيل ليربح ولسوء الحظ ، أنت الوحيد الذي أعرفه
    Bu sesleri duyan tek kişinin ben olduğunu bilmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أعرف إذا كنتُ الوحيد الذي يسمع هذه الأصوات
    Onu MRI makinesinin yeterince büyük olduğu tek yere yollarlar. Open Subtitles نرسلهم للمكان الوحيد الذي به أجهزة كبيرة للتصوير بالرنين المغناطيسي
    Noel'de - hatta aslında her zaman - harika ıslak bir öpücük almanın muhtemelen yegane yolu klozet ile cinsel ilişkiye girmenden geçiyor. Open Subtitles أن السبيل الوحيد الذي ستحصل به على قبلةٍ في الكريسماس أو في أي وقتٍ آخر، هو أن تعمل كمنظمٍ للدخول على دورات المياه.
    Kavgacılar kendileriyle ilgili şöyle düşünür: kişinin tamamen kontrol edebileceği tek insan kendisidir. TED المشتبكون يدفعهم الإيمان بأن الشخص الوحيد الذي تملك كامل السيطرة عليه هو نفسك.
    Beni hayatımda mutlu edebileceğine inandığım tek kişiydi. Open Subtitles لقد كان الشخص الوحيد الذي اخترته في حياتي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد