ويكيبيديا

    "الورد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gül
        
    • çiçek
        
    • güller
        
    • çiçekler
        
    • çiçekleri
        
    • gülleri
        
    • güllerin
        
    • güllere
        
    • çiçekçi
        
    • güllerden
        
    gül kırmızıdır, menekşe mavi, ben şizofreniyim... ve böylece benim. Open Subtitles ، الورد أحمر، والبنفسج أزرق، أنا مريض بالفصام، وكذلك أنا.
    Cildin, güzel parşömenleri ya da kıçımı sildiğim gül yapraklarını hatırlatıyor. Open Subtitles تذكرني بشرتك بالورق الرقيق, أو ببتلات الورد التي أستخدمها لتنظيف مؤخرتي.
    gül bahçeni dağıtmışlar Gus. Open Subtitles يبدو أنهم عبثوا بحديقة الورد الصغيرة هنا، يا جوس
    Sıcaktı. Sokaktaki çiçek kokularını hatırlıyorum. Open Subtitles لقد كانت ليلة صعبة و أستطيع تذكر رائحة الورد فى ذلك الشارع
    Tüm o insanların kafalarından çıkan güller hakkında ya da... aşıklar veya kuğular ya da ne bileyim... melekler hakkında işte. Open Subtitles لكن كل هذه الأغاني حول نمو الورد خارج أدمغة الانسان و الأحباء الذين يشبهون الأوز و البجعات
    Ruj kalıpları kısa sürede şekillenirken.. ..çiçekler de boş durmaz. Open Subtitles كعك روج قريبا يوضع بقالب و الورد لن ينتظر حد
    çiçekleri taşıyacak olan küçük kuzenlerimin elbiselerine bak. Open Subtitles اوه , انظر لقريباتي الصغار في ثياب الورد
    Onaltısında, saçları günışığı gibi parıldayan, dudakları gül kadar kırmızı genç bir kız ara. Open Subtitles ابحث عن فتاة في السادسة عشر بشعر ذهبي مثل الشمس وشفتان حمراوتان مثل الورد البلدي
    Bunu sizin için yaptım. gül ağacından. Open Subtitles صنعتها من أجلك، من خشب الورد قلت لنفسي، ستبدو أجمل هكذا حين تعرضها
    Hastalıktan yeni kurtulduğunuzu biliyorum ve pipo içiyorsunuz, muhtemelen gül ağacı ve Çin'de zaman geçirdiniz. Open Subtitles انا علمت انك قد تعافيت حديثا من مرض اصابك وانك تُدخّن البايب, وربما نكهة الورد
    Ve nemlendiriciye koyduğun gül yaprakları canlılığını kaybetti. Open Subtitles وبتلات الورد التي وضعتها في معطّر الجو بدأت تذبل
    Bazı insanlar yatağın üzerine prezarvatif koyarlar ama ben gül yapraklarını tercih ederim. Open Subtitles بعض الناس رمي الواقي الذكري على السرير، ولكن ل يفضلون بتلات الورد.
    Ancak ayılar öldürdüklerini gül bahçesine gömmezler. Open Subtitles الدببة الوحيدة لا تزرع قتلهم في حديقة الورد.
    Ben de havadaki taze gül kokusunu alabilirim diye düşünmüştüm. Open Subtitles ...إعتقدت بأنّني يمكن أن أشتم رائحة الورد الجديد في الهواء
    gül suyu. Hayatım boyunca hiç gül suyu kullanmadım. Open Subtitles إنه ماء الورد أنا لم أستعمل ماء الورد في حياتي مطلقاً
    Bir düzine kırmızı gül, uzun saplı ile Phoebe evinde buluşalım. Open Subtitles قابلني عند منزل فيبي مع دزينة من الورد الأحمر ، لونغ-ستيدميد
    ..tatlı bir yorgunluk içinde, eski çiçek toplayıcıları düşündüm. Open Subtitles اشعر بالتعب لكن بسرور , لقد فكرت بقاطفي الورد كبار السن
    Kapıma kadar 20 kilo çiçek getirdiler... ben de çiçekçiyi aradım... Open Subtitles تلقيت خمسون كيلو وردا بالبيت. اتصلت بدكان الورد
    Tüm o insanların kafalarından çıkan güller hakkında ya da... aşıklar veya kuğular ya da ne bileyim... melekler hakkında işte. Open Subtitles إنها مستندة على السداسيات لكن كل هذه الأغاني حول نمو الورد خارج أدمغة الانسان
    Defin sırasında 1500 kişi vardı. Herkesin elinde kırmızı çiçekler vardı. Open Subtitles "كان هناك 1500 شخص حضروا الدفن، جميعهم كانوا يحملون الورد الأحمر.
    Dürüstlüğünüz için sağolun. Umarım,çiçekleri sevmişsinizdir. Open Subtitles شكراً لصراحتك وأتمنى بأن الورد قد أعجبك
    Dudakları, kırmızı gülleri utandırsın. Open Subtitles الشفاتين اللتان تخجلان الورد البلدي الأحمر
    Sudaki yansımaları seyrettim, ...ve güllerin nasıl yandığını gördüm. Open Subtitles كنت أراقب الانعكاسات في الماء. وأرى كيف يحترق الورد.
    Sonrasında haftalarca onları güllere boğmadığımı? Open Subtitles لم أستحم بأطنان من الورد لأسبوع بعدها ..
    çiçekçi genel olarak müşterilerinin sırrını tutsa da senin New York'taki birine, her hafta geçerli olan gül gönderme talimatından bahsetti. Open Subtitles في حين أنها تتحفظ بأسماء زبائنها شعاع الشمس والذي هو انت غادرت الادارة وتحمست لمعرفة قائمة طلبات الورد
    Hannah'yı tanıyan herkes güllerden nefret ettiğini bilir. Open Subtitles أي أحد عرف هانا كان ليعرف أنها كانت تكره الورد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد