Bu çocuk bir arkadaş edindi. O da başka bir arkadaş. | TED | ومن ثم هذا الولد كان لديه صديق وهذا الصديق لديه صديق |
Elbette seni bekleyeceğim. çocuk oyalanır, biz de böylece konuşabiliriz. | Open Subtitles | ، سوف تُـشغل الولد و سنكون قادرين على التحدث سوياً |
Ama çocuk babasını öldürürken onu net olarak gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لكنها كانت قد شاهدت وبنظرة فاحصة الولد وهو يطعن أبيه. |
Dokuz yaşındaki bir çocuğu öldürmekten endişelenmiyorsun ama bu kahrolası şarap için endişeleniyorsun? | Open Subtitles | انت لا تبالي بالجريمة المتعلقة بذاك الولد لكن ما يقلقك هو العبث بأغراضك؟ |
Bir çocuğun umut edecek birşeylere ihtiyacı vardır. Şimdi umut edecek nesi var? | Open Subtitles | كان الولد يتمنى أن يحظى بشيء في هذا العالم، فأي أمل له الآن؟ |
Oh, bu küçük çocuğa birşey olursa kendimi asla affetmem. | Open Subtitles | أوه , إذا حصل مكروه لهذا الولد لن أسامح نفسي |
Şimdi ödemeniz gerek; çünkü yiyecekleri getiren çocuk parayı bekliyor. | Open Subtitles | يجب أن تدفعي الآن حتى أنقد الولد الذي إشترى الطعام |
O çocuk, kıçına iyi bir tekme istiyor, onu bu paklar. | Open Subtitles | ما يحتاجه هذا الولد هو ركله في مؤخرته هذا ما يحتاجه |
Evet, şehir bu çocuk etrafta dolaşırken daha sâkin olacak. | Open Subtitles | نعم ستكون الأمور أهدأ بكثير بوجود هذا الولد في الجوار |
çocuk kurtulacakmış ama uzun boylu bir adama ihtiyaçları varmış. | Open Subtitles | قال إن الولد سيكون بخير لكنهم بحاجة إلى شخص طويل |
çocuk çok sarsılmış. İki gündür ne konuşuyor, ne yemek yiyor. | Open Subtitles | الولد في حالة صدمة لم يتكلم و لم يأكل منذ يومان |
Biri ona bir şeyi yapamayacağını söylediğinde tepeden atlayacak çocuk. | Open Subtitles | نفس الولد الذى سيقفز من فوق جبل اذا تحداه احدهم |
Ani, benim için hep Tatoonie'deki o küçük çocuk olacaksın. | Open Subtitles | آني ستظل دائماً ذلك الولد الصغير الذي عرفته على تاتوين |
Peki ya şu Seth denen çocuğu, hani arabayı kullananı? | Open Subtitles | كيف عرفت هذا الولد سيث الواحد الذي كان يقود ؟ |
Peki ya şu Seth denen çocuğu, hani arabayı kullananı? | Open Subtitles | كيف عرفت هذا الولد سيث الواحد الذي كان يقود ؟ |
Ajan Mulder en son Arizona'da görülen bu çocuğu arıyor olabilir. | Open Subtitles | الوكيل مولدر قد يبحث عن الولد الذي رأى أخيرا في أريزونا. |
Benim bütün söylediğim şu; belki de çocuğun tüm istediği biraz sevgidir. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو ربما كل مايُريده الولد هو أن يكون محبوباً |
Aynı işareti, kendini asan Porto Riko'lu çocuğun taburesinde de bulmuşlar. | Open Subtitles | نفس واحد وجدوا على المقعد ذلك الولد البورتوريكي كان يشنق نفسه. |
Küçük çocuğa tahtaya yazıyı yazdıran da oydu değil mi? | Open Subtitles | هكذا جعل هذا الولد الصغير يكتب على السبورة، أليس كذلك؟ |
oğlan önce çıldırmış gibi davranıyor ve düğünü iptal ediyor. | Open Subtitles | في الأول الولد تصرف بجنون و قام بإلغاء حفل الزفاف. |
İsmi, Trash Rock gruplarının favori içkisi gibi olan bir çocukla geceyi aynı yatakta geçirip hiçbir şey olmadığına inanmamı bekleme. | Open Subtitles | هل تريدين منى ان اصدق ان هذا الولد بعد كل ما ممرتم بة قضى اليل فى سريرك دون ان يفعل شىء |
Gel oğlum. Pisi pisi. Kahretsin! | Open Subtitles | تعال هنا، أيها الولد تعال هنا، قطيطة، قطيطة.. |
Bir ses daha çıkarırsan asla doğmamış olmayı dileyeceksin, evlat! | Open Subtitles | اذا أصدرت صوتا آخر فستتمنى أنك لم تولد أيها الولد |
Bu oğlanı tanıyorum. Billy Walsh. İyi bir aileden geliyor. | Open Subtitles | اعرف هذا الولد انه بيلي والش وينحدر من عائلة جيدة |
Nihayet o gösterişli kadından, o küstah kızdan ve o hasta çocuktan kurtuldun. | Open Subtitles | أنت أخيراً تخلصت من تلك المرأة المتغطرسة وإبنتها سليطة اللسان وذلك الولد المريض |
bir erkek çocuğunun yaşamında ona adam olmasını öğretecek birine ihtiyacı vardır, ondan. | Open Subtitles | إن الولد يحتاج إلى الرجل في حياته لكي يعلمه كيف يصبح رجلاً حقيقاً |
Bay Talbot'un dediği gibi bir kız, oğlanın kendine sayılı olmasını sağlamalıdır. | Open Subtitles | انه مثلما قال السيد تالبوت. الفتاة يجب ان تجعل الولد يحترمها |
Bu hamburger neden Big Boy'dakinden daha iyi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف لماذا يتفوق هذا الهمبرغر على الولد الكبير ؟ |