Üzerimizdeki baskiyi atabilmemiz için ihtiyacimiz olan sey büyük bir zafer. | Open Subtitles | لكن ما نحتاجه، الآن، هو انتصار كبير بالأبواق حتى نوقف الضغط. |
Paganları püskürtmüş ve şehre girmelerini engellemiş olabiliriz ancak bu bir zafer sayılmaz. | Open Subtitles | ربما نكون ردعنا الوثنيين ومنعناهم من دخول المدينة، ولكن هذا ليس انتصار محقق. |
Paganlari püskürtmüs ve sehre girmelerini engellemis olabiliriz ancak bu bir zafer sayilmaz. | Open Subtitles | ربما نكون ردعنا الوثنيين ومنعناهم من دخول المدينة، ولكن هذا ليس انتصار محقق. |
Güçsüzün en beğenilen takıma karşı zaferi. | TED | انتصار الفريق المستضعف ضد الفريق المُرجح فوزه. |
Öyle bir zafer ki onu mümkün kılanlara büyük kazanımlar sağlayacak. | Open Subtitles | انه انتصار سيقدم تعويضات أعظم إلى آولئك الذين جعلوه أمرا ممكنا |
Genellikle bir hikaye bir zafer hikayesidir, bir mücadele hikayesi; karşı taraflar vardır, kötü veya cahil, serüvende bir kişi vardır, yolculuk yapan biri ve bir yabancı kasabaya gelir. | TED | عادة ما تكون القصة قصة انتصار أو نضال؛ هناك قوى مضادة، والتي هي إما شريرة أو جاهلة؛ هناك شخص في رحلة استكشافية، وشخص يقوم برحلة، ويأتي شخص غريب إلى المدينة. |
İlk prensiplerden başlayarak, fevkalade karmaşık ve kullanışlı bir sisteme kadar ulaşmak muazzam bir kişisel zafer. | TED | إنه انتصار شخصي هائل من الذهاب من المبادئ الأولى وصولاً خياليا إلى نظام معقد ومفيد. |
Yaşadığımız zorluklara rağmen, bu yolculuk bir zafer duygusuyla sonuçlandı, karanlığı alt eden ışığın zafer hissiydi, yıkıntılardan anlamlı bir şey inşa etmenin hissiydi. | TED | ولكن بالرغم من الصعوبات التي واجهناها، أسفرت هذه الرحلة عن شعور انتصار أضاء نوره الظلام، وأّن شيئًا بنّاءً يمكن أن يُشيد من تحت الأنقاض. |
Utah ve Idaho'da kadınlara oy verme hakkının tanındığı 1896'dan beri önemli bir zafer elde edememişlerdi. | TED | آخر انتصار ذو معنىً كان في عام 1896، حينما منحت ولايتي يوتاه وآيداهو النساء الحق في التصويت. |
Hamidullah benim için müzikli ve havai fişekli bir zafer kutlaması düzenliyor. | Open Subtitles | حميدالله سيصنع لي حفلة انتصار مع الألعاب النارية والموسيقى |
Bizim için üzücü bir zafer, büyük bir kültürü yok ediyoruz. | Open Subtitles | و لكنه انتصار مأساوي لنا نحن نخسر ثقافة عظيمة |
Her zaman olduğu gibi, makinanın zaferi aslında insanın zaferiydi. İnsanlar kendi yaratımları tarafından geçildiğinde bunu unutuyoruz genellikle. | TED | لطالما كان انتصار الآلة هو انتصارًا للإنسان، شيء نميل لنسيانه عندما تفوقت إبدعاتنا علي صنعنا. |
Bu Beau Brandenburg'ın üçüncü yarıştaki ilk zaferi. Keyfi yerinde olmalı. | Open Subtitles | انه انتصار بو براندنبــرج الأول خلال ثلاث سباقات |
Gururun etkisindeyken yaptığın her iyi şey Prue'nun büyük zaferi içindi. | Open Subtitles | لذلك كل خيرٍ فعلته أثناء فخركِ كان لأجل انتصار "برو" فحسب |
Kuzeyden on silahlı tümen ve Çekoslovakya'dan beş tümen tarafından yapılacak ani bir saldırının, her türlü muhtemel savunma senaryosuna rağmen bizi beş gün içinde mutlak bir zafere götüreceğini anladık. | Open Subtitles | وجدنا انه باستخدام عشر وحدات للمدفعيه السريعه من الشمال بالإضافه الى خمس وحدات أخرى من تشيكوسلوفاكيا فإن هذا يؤدى الى انتصار تام فى غضون خمسة أيام ضد أى مُخطط دفاعى آخر |
Ben insanlığa mantığın zaferini sunan bir makineyim. | Open Subtitles | أَنا ماكينة اللي بتهدد الرجالَ انتصار السببِ |
"Bu yoldaki her başarı ve hata aşık olmamıza mı yol açardı?" | Open Subtitles | هل كل انتصار أو خطأ أثناء الطريق جعلنا نقع في الحب ؟ |
Kırmızı köşede, Amerikan bayrağı desenli şortuyla profesyonel skoru 16 dövüş 16 galibiyet olan meydan okuyan sporcu... | Open Subtitles | في الركن الأحمر يرتدي الخطوط والنجوم رقمه الاحترافي 16 مباراة و16 انتصار المتحدي |
Ama sanırım, her zaferin ardından böyle bir fatura ödeniyor. | Open Subtitles | و لكن ثمة ثمن يجب دفعه ، مقابل كل انتصار |
Bu bana bir kazanç gibi gelmiyor. | Open Subtitles | و الآخر هو صَدَفَة لشيء حدث مرة واحدة أنا أعني ، لا يبدو أن هذا انتصار بالنسبة لي |
Bu Filistin Halkı'nın İsrail sistemi ve bir kurumu karşısında kazandığı bir zaferdir. | Open Subtitles | وهذا انتصار للشعب الفلسطيني على المؤسسة والأجهزة الاسرائيلية |
Spartacus'ün ordusu, Glaber'ın Vezüv'deki mağlubiyetinden beri aldıkları her zaferle sayısını arttırıyor. | Open Subtitles | حشد (سبارتاكوس) يتضخم مع كل انتصار يتحقق منذ هزيمة (غلابر) في (فاسوفيس) |
Morfin, tıbbın fiziksel acı üzerindeki ilk zaferidir. Her molekülün bir hikâyesi vardır. Hepsi de yayınlanmıştır. | TED | إذ يعد أول انتصار حقيقي للأدوية على الألم الجسدي، وكل جزيء له قصة، وجميعها منشورة. |
Sadece doğruluk kazanır | Open Subtitles | أ : الحقيقة وحدها انتصار |
Hâlâ yarışmada bir zaferim yok. | Open Subtitles | حتى الآن، أنا بلا أي انتصار" "في التقييم |
Bir tartışmayı kazanamayabilirsin, bir fikri değiştiremeyebilirsin, ama eğer seçersen köklü bir empati kurmanın zaferine her zaman ulaşabilirsin -- kalpten geçenleri anlamanın zaferine. | TED | قد لا تفوز بجدال، قد لا تغير عقليَّة شخص ما، لكن إن اخترت ذلك، يمكنك دائمًا تحقيق انتصار للعاطفة وفهم للقلب. |