"انتظار" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bekliyorum
• bekliyor
• bekliyoruz
• bekleme
• bekleyen
• bekliyordum
• beklemekten
• bekliyorlar
• beklerken
• beklemeliyiz
• Dur
• bekleyemeyiz
• bekliyorsun
• beklememiz
• bekle

Birisi için Paris'e gideceğim. Bu yüzden iki gündür burada bekliyorum.
لقد امضيت هنا يومين فى انتظار شخصا ما للذهاب الى باريس

Yarım saattir bekliyorum, yarın ölüm ilanım çıkar: "Yaşlı adam dayanamadı."
غداً ستقرأون عني بصفحة الوفيات شخص محلي توفي اثناء انتظار المعجنات

Size zinde atlar ayarlandı, yol açık ve bir gemi bekliyor.
لديهم جياد نشطة ، و الطريق مفتوح و فى انتظار سفينة

Olay yeri kaynıyor, biz de burada oturmuş taksicilik için bekliyoruz.
نحن ننتظر هنا ونقف ونجلس هنا في انتظار أخذ سيارة أجرة

Bilet dosyasına göre First Class doluymuş. Ayriyeten bir bekleme listesi varmış.
طبقاً لقائمه التذاكر ان الدرجه الاولى كانت مكتمله وكان هناك قائمه انتظار

Ve hackerlar için DNA sadece hacklenmeyi bekleyen başka bir işletim sistemi.
والحمض النووي للمخترقين، مجرد نظام تشغيل في انتظار أن يتم اختراقه.

Ben sadece gizli servisten bir astsubay bekliyordum. Bu ne şeref!
كنت فى انتظار ضابط شاب ما هذا شرف لم اكن اتوقعه

Hâlâ kan testi sonuçlarını bekliyorum ama ciğerlerinde önemli miktarda sıvı var.
أنا في انتظار للدم وتوإكس. كان هناك الكثير من السوائل في رئتيها.

Ben de Büyük Balkabağı'nı bekliyorum ama hiç gelecek gibi görünmüyor.
لقد كنت في انتظار اليقطين الكبير و هو لم يظهر أبداً

Seninle kedi maması yemeyi dört gözle bekliyorum. İyiyim ben.
لا اطيق انتظار ان اكل طعام القطط معك أنا بخير.

Ağır bir hava doluştu içeri sessiz kalabalık bekliyor kararı.
الهواء ثقيل مع الحَدس مثل الحشد الساكن فى انتظار القرار

Bomba ekibini bekleyebiliriz ama sen orada beş saat bekliyor olursun.
تعلمين , يمكننا انتظار خبراء المتفجرات ولكنك ستقفين عندك لخمس ساعات

Bu ülkede her gün, yaklaşık 3 milyon hasta, yaklaşık 150 bin kliniğin bekleme salonunda sırasını bekliyor.
هكذا كل يوم في هذا البلد ثلاثة ملايين مريض يمرون عبر حوالي 150،000غرفة انتظار في هذا البلد.

Hâlâ biyopsi sonucunu bekliyoruz ama bunun iyiye işaret ettiği ortada.
ما زلنا في انتظار نتائج الخزعة، لكن واضح أنّها إشارة جيّدة

Ama çoğu zaman, sadece sonsuza kadar oturup bekliyoruz.
ولكن الأغلب أننا جميعا نجلس إلى الأبد، في انتظار.

Sen de yatakta durup, ölümü bekleme bu çok saçma
لا يمكنك الجلوس في السرير في انتظار الموت. ذلك سخيف.

Bizleri kurtaracak sihirli bir değnek beklememize gerek yok bizler zaten kullanılmayı bekleyen bir çözümler deposuna sahibiz.
لا يجب علينا انتظار عصى سحرية لتنقذنا جميعا، فلدينا مسبقا مستودع كبير من الحلول يُنتظر فقط استعمالها.

Ben yedi senedir böyle bir fırsat bekliyordum amasen4buçukdakikadaha Turta için bekleyemiyorsun.
انتظرت 7 سنين لفرصة كهذه ولا يمكنك انتظار 4 دقائق ونصف لفطيرة؟

Bir aktörün menajerini beklemekten başka yapacağı şeyler de var.
ثمة أمور أخرى في متناول الممثل، علاوة على انتظار وكيله

Örneğin, Avarlar Ravenna'nın otoritesine başkaldırmak için doğru zamanı bekliyorlar.
على سبيل المثال، افاري في انتظار اللحظة المناسبة للتمرد ضد سلطة رافينا.

Downing Sokağı'nın resmi açıklamasını beklerken halk, görüşlerini dile getiriyor.
و مازلنا في انتظار الرد الرسمى الامة تعبر عن رأيها

İlişkimize düzgünce başlayabilmek için en uygun zamanı beklemeliyiz belki de.
ربما علينا انتظار اللحظة المثالية لنتمكن من بدء علاقتنا بشكل صحيح.

Dur, sana polis de bir pislik olduğunu söyleyen kim?
انتظار. من قال شيئا حول رجال الشرطة القذرة؟

Burada durup o şeyin bizi tek tek yemesini bekleyemeyiz.
لا نستطيع انتظار ذاك الشيئ ويأخذنا كلنا في يوم واحد

Altı aydır depoda çizmeleri parlatıp, silahları temizliyor ikinci bir fırsat bekliyorsun.
كنت فى مخزن السلاح لستة شهور تلمع الأحذية و تنظف الأسلحة فى انتظار فرصة ثانية

Gazetede açıklanan gümrükteki... açık artırmayı beklememiz gerekti.
انتظار اليوم الذي سيتم فيه الاعلان في الصحف عن المزاد العلني

- bekle, bahse girerim bebek 3 kilodan ağır doğacak.
انتظار. أراهن لك الطفل هو أكثر من 7 جنيه.