Eğer sıtma eredikasyonu yapmak veya sıtmayı azaltmak istiyorsanız, yapılacak en efektif şeyin ne olduğunu bilemiyor olmamız sorunlardan birisi. | TED | و أحد المشاكل التي تواجهك لو تحاول إبادة الملاريا أو تقليلها هي انك لا تعرف ما هو أكثر الحلول فعالية. |
senin böyle olduğunu biliyordum. Yanımda durduğunu gördüğüm an bunu biliyordum. | Open Subtitles | علمت انك ستكون هكذا منذ اللحظة التى رأيتك فيها تقف بجوارى |
çok şükür ki sen rekabet ve kıskançlık hislerinden kurtulmayı başarmışsın. | Open Subtitles | وحمدا لله انك استطعت ان تهربى من مرض الغيرة والمنافسة هذا |
sen bir yudum bile alamayacaksın. O seni komik buluyor. | Open Subtitles | لكن افراغ الزجاجة سيؤدي الى صداع تعتقد انك عابث جدا |
Diyor ki, maddenin herhangi bir parçasını çok küçük boyutta incelerseniz, öncelikle moleküllere rastlar sonra da atomları ve atom altı parçacıkları bulursunuz. | TED | تقول انك اذا اختبرت اي جزء من مادة بدقة متناهية في البداية سوف تجد جزيئات ومن ثم سوف تجد ذرات و جسيمات ذرية |
Yaban pirinçlerine dayalı bir diet sürerek üne sahip olduğunu sanmıyorum.Bu yüzden... | Open Subtitles | أنا لا أعتقد انك عندك سمعة بالحيام على حمية الرزِّ البرّيِ. لذا. |
- Hayır. Sanırım Grady'nin gerçekten tehlikede olduğunu düşünseydin, doğruyu söylerdin. | Open Subtitles | كنت اظن انك كنت ستعترف ان وجدت ان جريدى فى خطر |
Dışarıda ne olduğunu biliyor musun, yoksa kör mü oldun? | Open Subtitles | انت تعلم ماذا يجرى بالخارج ام انك اعمى عن رؤيته؟ |
sen olduğunu anlamıştım, Jim Morrison. Her zaman geldiğini anlarım. | Open Subtitles | عرفت انك انت جيم موريسون دائما اعرف عندما تكوت انت |
Evet, sanırım sen ve Doug Irwin mirasın tüm detaylarını biliyordunuz, ha? | Open Subtitles | نعم, واعتقد انك و دوج ايروين قد قمتم بادارة كل العقارات والميراث |
sen de viski yemişsin. Kötü bir espri, ama doğru. | Open Subtitles | انك انت كلك مبلل انها نكتة رديئة و لكنها الحقيقة |
sen de viski yemişsin. Kötü bir espri, ama doğru. | Open Subtitles | انك انت كلك مبلل انها نكتة رديئة و لكنها الحقيقة |
sen bu eyaletin en iyi ikinci silahşörü değil misin? | Open Subtitles | اعلم انك تمتلك المقدره, انت كنت جندي جيد, قبل هذا. |
Bana evlenme teklifi etti. Bunun böyle olmasını senin istediğini söyledi. | Open Subtitles | وقد طلب منى الزواج وقال انك تريد هذا ايضا بهذا الشكل |
Tek şey var ki sevgilim, başlangıçta müthiş yalnız olacaksın. | Open Subtitles | الشئ السئ الوحيد, هو انك ستكونى وحيدة , فى البداية |
Bu yüzden bir gün beni öldürmeyeceğinden asla emin olamam. | Open Subtitles | فلا يمكننى التأكد من انك ستُقدمين على قتلى يوما ما, |
bir de büyük boyutlu kağıdımız olsun, örneğin bir gazete sayfası gibi. | TED | ولنفترض أيضاً انك تملك ورقة كبيرة جداً ربما بحجم صفحة من الصحيفة |
Benden kurtulmak isteyen o kalabalığın bir parçası olduğunuzu düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن انك جزء من هذا الحشد الذى يحاول التخلص منى |
- Viktor, daha doğmamış olduğun bir dönemi özlediğinin farkında mısın? | Open Subtitles | هل تلاحظ انك لديك حنين لعصر لم تولد حتى فية ؟ |
Neden nefesinin ensemde olduğuna dair bir hisse kapılıyorum acaba? | Open Subtitles | لا, لماذا لدى الانطباع انك كنت ورائى طوال هذا الوقت؟ |
Benden kibarca rica etseydiniz, sizin için o çantayı yukarı koyardım. | Open Subtitles | لو انك سألتينى بلطف , لكنت وضعت حقيبتك على الرف هناك |
Amthor'un cevabını öğrenmek istersin diye düşündüm ayrıca şu işi resmileştirmek istedim. | Open Subtitles | ظننت انك تريد معرفة ما قاله امثور واردت ان اجعل الأمر رسمى |
Ve Yüce Tanrı'nın huzurunda gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğize yemin etmediniz mi? | Open Subtitles | انك ستقول الحقيقة وكل الحقيقة, ولا شئ غير الحقيقة, اليس كذلك ؟ |