- CIA'de bir köstebek olduğu sürece Vaughn'a hiçbir şey söyleyemezsin. | Open Subtitles | هناك جاسوس فى المخابرات المركزيه لا يمكنك اخبار فون بأى شيئ |
Ama, kızla görüşen kişi hakkında kıza hiçbir şey söylemedin mi? | Open Subtitles | ألم تخبرها بأى شىء؟ أقصد.. أنك لا تريد سكرتيرة بل خادمة |
Günün Her dakikası bir karış toprağı elde tutmak için yüzlerce asker ölüyormuş. | Open Subtitles | فى كل يوم نفقد العديد من الأرواح لكننا لم نستطع الفوز بأى أرض. |
Sen Hangi hakla şu sandıkta yatan adamın hayatının sıradan olduğuna ve öldürülebileceğine karar verebilirsin? | Open Subtitles | بأى حق جرؤت أن تُقرر أن هذا الفتى كان دون المستوى ولذا يُمكن أن يُقتل؟ |
Eğer bu şartlardan herhangi birini kabul etmezsen içeride kalmaya devam edeceksin. Tamam. | Open Subtitles | إذا أخفقت فى الموافقة بأى من أولئك الشروط فسوف عليك أن تخدم الوقت |
- hiç de öyle değil. - O halde bitirmiş olmalıyız. | Open Subtitles | بأى حال من الأحوال سيدي فلا بد من أن تكون شاملة |
Bak, bana istediğin Her şeyi yapabilirsin, sana hiçbir şey söylemeyeceğim. | Open Subtitles | انظر, يمكنك أن تفعل بى ما تشاء لن أخبرك بأى شىء |
Sen burada oturup hiçbir şey yapmama sanatını icra edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تجلس هنا وتُتقن فن عدم القيام بأى شئ |
Pekala, burada yaptığımız botta oturmak ve hiçbir şey yakalamamak. Bilesin yani. | Open Subtitles | حسناً، ما تفعله هُنا يسمى الجلوس فى قارب ولم تُمسك بأى شيء. |
Sen burada oturup hiçbir şey yapmama sanatını icra edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تجلس هنا وتُتقن فن عدم القيام بأى شئ |
Yaptığımız hiçbir şey için ağır suç iddialarını kabul etmem. | Open Subtitles | أنا لن أقبل بأى تهمة من أجل شيء قد فعلناه |
Her çeşit sebze, domates ihtiyacımız olan Her şeye sahibiz. | Open Subtitles | معي . بأى كميه من الخضروات والطماطم كل شيء نحتاجه |
Hangi Firavun'un hükümdar olacağı bir köleyi ne ilgilendirir? | Open Subtitles | لماذا يجب على عبدة أن تهتم بأى فرعون سيحكم ؟ |
Hangi Firavun'un hükümdar olacağı bir köleyi ne ilgilendirir? | Open Subtitles | لماذا يجب على عبدة أن تهتم بأى فرعون سيحكم ؟ |
herhangi bir biçimde bana izin vermedi yada bana sormadı. | Open Subtitles | إنها لم تعرب عن موافقتها أو قبولها مناقشتى بأى شكل. |
Bu kaçırma olaylarıyla ilgili herhangi bir bilgisi olanların bizi aramasını istiyoruz. | Open Subtitles | نطلب من الناس الاتصال بنا بأى معلومات لديهم متعلقة بعمليات الاختطاف هذه |
Senin kızılderili köyün hiç ödül kazanamayacak ama bu uçan daire birinci sınıf, | Open Subtitles | قريتكم الهندية لم تفز بأى جائزة ولكن هذا الطبق الطائر من الدرجة الأولى |
Ne pahasına olursa olsun o sandığı satın almak istiyorum. | Open Subtitles | والآن أريد أن أشترى هذا الصندوق تقريبا بأى ثمن تريدنه |
Sen hayatın boyunca şarlatan doktorlar ve yalancı hikâyelerden başka bir şeye inanmadın ki. | Open Subtitles | العجوزات لا يؤمنون بأى شىء ابداً, سوى الأطباء الداجلين وكذب روايات الكتب. |
Onun da seninle konuşmak istediği şeyler var. | Open Subtitles | هناك شئ انه يريد أن يتحدث اليك بأى طريقه |
hiçbir yemine güvenmiyor musunuz, kendi inancınız için edilenlere bile mi? | Open Subtitles | انت لا تثق بأى عهود,حتى المتعلقة بالآيمان الخاص بك؟ |
O inatçı serserinin kaç yalanını yüzüne vurduk, yine de bana mısın demiyor. | Open Subtitles | ضبطنا هذا الجِلف التافه يكذب 50 مرّة ومع ذلك لم يعترف بأى شىء. |
Sakladığın şeyin bir şekilde onlara zararı dokunursa seni öldürürüm. | Open Subtitles | لكن أن كان ما تَخبئه يؤذيهم بأى حال فسوف أقتلك |