Bana bunu veren kadın hakkında konuşalım, seni şeytan diye nitelendiriyordu. | Open Subtitles | أود أن أقول للمرأة التي أعطتني هذا ودعتك بالشر وقالت أن الإنسانية متجه للبقاء |
kötülüğü şeytan'la tanımlamaya inanmıyorum. | Open Subtitles | انا لا اؤمن بالشر بمعناه الشائع |
Sen kötülüğü asla hoş karşılamazsın ve bu dağlarda Kötülük var. | Open Subtitles | أنت الرب الذي لا يرضى بالشر وهنا شر في هذه الجبال |
Kafir olabilirim ama hayatım boyunca, buradayım ve hiç Kötülük yok içimde. | Open Subtitles | أَنا وثنية، رغم ذلك يمكننى أَن أكون هنا كل حياتي و لم أفكر بالشر |
Gerçek iyilik ve gerçek kötülüğe ne kadar inansam da bazı insanların karanlığa doğduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | اظن ان بعض الناس يخلقون في الظلام بقدر ما ؤمن بالشر المطلق والخير المطلق |
hem de insan oğlunun yüreği kötülükle dolu ve ömürlerinin devamınca yüreklerinde delilik var ve ondan sonra ölülere katılıyorlar. | Open Subtitles | قلوب بني البشر مليئة بالشر. الجنون يعشع في قلوبهم بينما هم أحياء . و بعد كل هذا مصيرهم الموت. |
şeytan şeytana dönüşmüş. | Open Subtitles | الشر يرجع بالشر. |
Ebeveynlerinizin dinlemenize kıl olduğu o Şeytani Heavy Metal'i bilir misiniz? | Open Subtitles | هل تعرف بالشر الموجود بالهيفي متل وأن والديك يكرهوك بمجرد الاستماع اليه؟ |
Kim şeytanca düşünürse, şeytan onu bulsun! | Open Subtitles | ليكن الشر حليفه, من يفكر بالشر |
şeytan birası yapacak! | Open Subtitles | ستصنع خمرا مليئا بالشر |
Biliyorsun, Marge, Bart küçük bir mucize onun hoş gülümsemesi, düğme burnu, az şişman karnı... onun şeytan yaramazlıkları yüzünde. | Open Subtitles | أتدرين يا (مارج)، ابننا (بارت) هو معجزة. ابتسامته عند النصر، أنفه الصغير، بطنه الممتلئ، وجهه المفعم بالشر. |
Ben Kötülük,işkence ve o tarz şeylerde iyi değilimdir. | Open Subtitles | أنا ليست لى علاقة بالشر و التعذيب وكل هذة الأمور |
Yaşasın! Sen kalk, hayatın boyunca Kötülük yap ama "en azından hayvanlara eziyet etmedim" de. | Open Subtitles | ياللروعة, في سجل حياته المليئة بالشر لم يضف القسوة ضد الحيوان إلى القائمة |
Zulüm gördükten sonra iyi bir insanın kalbide, kötülüğe dönüşür. | Open Subtitles | الرجل الصالح يثق بالوحش عندما يغمر القلب بالشر |
Tanrı'ya inanmam ama kötülüğe inanırım. | Open Subtitles | لا أؤمن بالله لكنّي أؤمن بالشر |
kötülüğe inanmıyorum. | Open Subtitles | انا لا اؤمن بالشر |
diğer bir deyişle kötülükle ilgili Tanrının düşüncesi bir gün tamamen onu yoketmektir. | Open Subtitles | بكلمة أخرى, نية الإله المتعلقة بالشر و تحطيمه يوماً ما |
Biraz araştırma yaptım ve bazı insanların eşek arılarını kötülükle bağdaştırdığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد قمت ببعض الابحاث و بعض الناس ربطوا الامر بالشر |
Rossi, şeytana inandığını söyleme. | Open Subtitles | روسي,لا تقل لي أنك تؤمن بالشر |
Yanında uyandığım sabahlarda Şeytani hissetmiyordum. | Open Subtitles | لقد كانت هنالك أيام أستيقظها بجانبكِ، و... ولا أشعر بالشر أبداً |
Çoğu insan kötülüğü dahi kabul etmez, onunla savaşanı kendi haline bırakır. | Open Subtitles | معظم الناس لا يعترفون حتى بالشر ناهيك عن مقاتلته |