Korkarım Bayan Novak'ın kitabının tam olarak ne hakkında olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أَنا خائفُ أنا لا أَعْرفُ بالضبط ما هو كتاب الآنسةِ نوفاك |
O buluştuğun adama tam olarak ne dediğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | الرجل الذي كنت تقابله أريد معرفة بالضبط ما قلته له |
tam olarak ne olduğundan emin değildim ama konuşulma şeklinden, bunun büyülü ve çok özel birşey olduğunu anlayabiliyordum. | Open Subtitles | لم أكن متأكدا بالضبط ما هو لكني عرفت بأنه شيءساحر و سري جدا بسبب الطريقة التي كنا نتكلم بها |
tam da böyle. Şimdi, eğer hayat varsa Dutch onu bulur. | TED | إنه بالضبط ما حدث الآن، إذا كان هناك حياة فالهولنديون سيكتشفونها. |
Benim söylediğim de tam olarak bu ve özel kanallardan da bahsediyorum. | Open Subtitles | لكن هذا بالضبط ما أقوله, وأنا أتحدث عن قنوات النخبة هنا أيضاً. |
tam olarak ne olduğundan emin değildim ama konuşulma şeklinden, bunun büyülü ve çok özel birşey olduğunu anlayabiliyordum. | Open Subtitles | لم أكن متأكدا بالضبط ما هو لكني عرفت بأنه شيءساحر و سري جدا بسبب الطريقة التي كنا نتكلم بها |
Pardon ama, bugün tam olarak ne kadar demir çıkardığını hatırlatır mısın? | Open Subtitles | آسف ، ذكرنى بالضبط ما مقدار الحديد الخام الذى أستخرجته اليوم ؟ |
Peki, bana tam olarak ne yaptığını söyle ki; yediğin naneyi düzeltebileyim. | Open Subtitles | الموافقة، يُخبرُني بالضبط ما أنت عَمِلتَ لذا أنا يُمْكِنُ أَنْ أَبْدأَ إلْغائه. |
tam olarak ne olduklarını, nasıl çalıştıklarını, ve mümkünse, şu anda gerçekten Lorne'un içinde bir şey varsa bunu saptamanın yolunu öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نعرف بالضبط ما هي هذه الأشياء كيف تعمل وإذا أمكن, نعلم كيف نكشف هناك شيء حقا في داخل لورن الآن |
Brian, zaman makinama tam olarak ne yaptığını söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | بريان، أريد منك أن تخبرني بالضبط ما فعلت لآلة وقتي. |
Fakat bize sadece bilgiyi göstermekle kalmıyor, parmaklarımızla keşfedip, eyalet eyalet tam olarak ne kadar rüzgar potansiyeli olduğunu görebiliriz. | TED | لكن بدل عرض المعلومات فقط، يمكن أن نحرك اصبعنا ونتصفح، ونرى، ولاية بولاية، بالضبط ما قدرة الرياح الموجودة. |
Bu konuda tartışmaya devam edersek tam da bu olacak. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما سيحدث لو تابعنا الجدال في هذا الامر |
Irak'taki işlerin, devletin arkasında bulunan adamların tam da istediği gibi gittiği. | Open Subtitles | هو أنّ زعزعة العراق هو بالضبط ما يريده من يقف خلف الحكومةَ |
Yapmak istediğim tam da bu, bu şeyi kıvırıp atmak. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما أريد فعله ، أن أنتزع هذا الشيء |
İşte patron polisin benden bulmamı istediği de tam olarak buydu. | Open Subtitles | آه، وهذا هو بالضبط ما طلب مني الشرطي مدرب العثور عليها. |
Teşekkür ederim, Kaptan. Duymayı istediğim şey de tam olarak buydu. | Open Subtitles | شكراً لك يا حضرة القبطان هذا بالضبط ما كنت بحاجة لسماعه |
Yaptığım şey, tam olarak siz Konoha ninjalarının istediği şey değil mi? | Open Subtitles | أليس ما أفعله هو بالضبط ما يريده كل نينجا كونوها طوال الوقت؟ |
Görüyorsun, bu genç bayan da aynen kardeşimin kızı gibi düşünüyor. | Open Subtitles | أترى , تلك السيده الصغيره تقول بالضبط ما تقوله ابنه اختى |
Tam olarak yapmaya başladığı şey de bu oldu, hayatımı cehenneme çevirmek. | Open Subtitles | وهذا بالضبط ما قام بعمله، بدأ بتحويل حياتي إلى جحيم على الأرض. |
İlk katıldığımda, savaşmak için katılmamıştım ama artık katıldığıma göre şimdi olacak olan da tam anlamıyla buydu. | TED | عندما انضمامى في البداية لم أنضم للقتال، لكن الآن أنا داخل ذلك، هذا بالضبط ما سيحدث الآن. |
Biliyor musun aynı şeyi göbek bağını kesip seni kucağıma verdiklerinde de söylemiştim. | Open Subtitles | ذلك بالضبط ما قلته عندما قطعوا الحبل السري ووضعوك بين ساعديّ |
neler olup bittiğini sabah üçteki tasarım toplantısında tam anlamıyla görebiliriz. | TED | يمكنك ان ترى بالضبط ما حصل، 03:00 صباحا في جلسة التصميم. |
Kuralların ne olduğunu ya da bunun nasıl işlediğini tam olarak bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف بالضبط ما هي القواعد أو كيف يسير هذا الأمر |
Buna inanmıyorum. aynen öyle düşünüyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق هذا ذلك بالضبط ما أشعر به |
Nikita Kruşçev, bugün Başkan Kennedy'in kriz başladığından beri kendisinden yapmasını istediği şeyi tam olarak yaptı. Küba'daki Sovyet füze üslerinin kaldırılması ve roketlerin Sovyetler Birliği'ne geri dönmesi emrini verdi. | Open Subtitles | نيكيتا خروتشوف فعل اليوم بالضبط ما طلبه الرئيس كينيدي منه عند بداية الازمة هو امر بتفكيك قواعد الصواريخ السوفيتية في كوبا |
Papayla aynı fikirdeyim. Bu tam olarak da kralın yapmaya karar verdiği şeydi. | TED | الادعاء: ولكن هذا بالضبط ما قرر الملك القيام به. |