Şimdi pantolonumu giyecek ve iş arkadaşlarımla konuşaca- pantolonun içinde kaka var! | Open Subtitles | والآن سأقوم بلبس بنطالي وأتكلم مع رفاقي في العمل هناك براز داخل هذا البنطال |
Kahvaltıya da gelin. Hep beraber kızarmış kedi boku yeriz. | Open Subtitles | عودا للإفطار في يوم ما سنأكل جميعاً براز القطة مُحمّصاُ |
Plastik örümcek kalmamış, ben de sahte köpek kakası aldım. | Open Subtitles | نفذَتْ العناكب البلاستيكيّة من عندهم لذا أحضرتُ براز كلبٍ مزيّفاً |
Eğer bok sıçabilseydi, Jacques gibi kokardı. | Open Subtitles | لو أن البراز يريد أن يكون براز . فلابد أن تكون رائحته مثل جاك |
Bu, ülkede her yüzme havuzunda tam olarak 6.23 dışkı görüldüğü anlamına gelmemektedir. | TED | هذا لايعني أن كل حمامات السباحة في البلاد تحتوي علي 6.23 حادثة براز بالضبط. |
İki önemli nokta var: balina dışkısı ve çürüyen balina leşleri. | TED | إنها تتلخص في أمرين رئيسيين: براز الحيتان و جثثها المتعفنة. |
Arabayı ne zaman yıkatsam, üç metre ilerlemeden pıt, kuş pisliği. | Open Subtitles | كل مرة أقوم بتلميعها, و أقوم بغسلها . ثم يسقط عليها براز طائر |
Scorpion / Sezon 3, Bölüm 19 "Maymun Görür, Maymun kaka Yapar" | Open Subtitles | مسلسل سكوربيون الجزء 3 الحلقة 19 بعنوان : شاهد القرد .. براز القرد |
Ya da konuyu değiştirerek ve hızlıca öğrencilerimin aklından "kaka" kelimesini çıkaracak başka bir konuya giriş yaparak kaçabilirdim. | TED | أو الهرب بتغيير الموضوع فقط لا غير والبدء سريعًا في موضوع آخر، أي شيء يبعدُ عن تفكير طلابي كلمة "براز". |
Beşiğine kaka bulaşmış Bacaklarından akıyor -Ne? | Open Subtitles | يوجد براز في المهد , وحول ساقيها |
Üç bin yıl önce medeniyet Nil nehrinin kıyılarında gelişmeye başlıyordu. Bazı köleler, bu örnekte İbrani çobanlar, muhtemelen keçi boku gibi kokarak tahtında, yükseklerde oturan Firavun'a bir beyanda bulundular "Biz, siz majesteleri ile eşitiz." | TED | منذ ثلاثة آلاف سنة نشأت الحضارة على ضفاف النيل وبعض العبيد وهم رعاة يهود في هذه الحالة وريحتهم قبيحة مثل براز الأغنام أعلنو للفرعون وهو يجلس على عرشه: نحن يا صاحب الجلالة على نفس المستوى مثلك. |
Hıslama hala geçmemişti. Hıslamanın sebebi güvercin boku değildi. | Open Subtitles | النغم كان لايزال هناك براز الحمامات لم يكن النغم |
Bu yüzden makineden kedi boku çıkarsa şaşırmayın. | Open Subtitles | لذا لا تتفاجؤوا عندما تجدان براز قطة في محمصتك |
Eh, iyi çizilmiş. Ve ben köpek kakası tahmin ediyorum? | Open Subtitles | حسناً براز ولكنه مرسوم بشكل جيد وأظن إنه براز داكن |
Danua kakası olacak kadar büyük bir dışkıda evcil hayvanlar dükkanlarında satılan mamalardan bulduk. | Open Subtitles | براز كلب دانماركي يحتوي فتات طعام جاف للكلاب من متجر حيوانات فاخر |
Eğer bok sıçabilseydi, Jacques gibi kokardı. | Open Subtitles | لو أن البراز يريد أن يكون براز . فلابد أن تكون رائحته مثل جاك |
Bakın ne yaptım.Bu sizinde gördüğünüz en büyük ,en özel bok değil mi? | Open Subtitles | أنظروا ماذا فعلت؟ أليست أكبر وأضخم براز رأيتوها على الإطلاق؟ |
Lobide dışkı vardı ve asansör cinsel simgelerle karalanmıştı. | Open Subtitles | كان هناك براز في الردهة. وعلى المصعد رُسمت أعضاء تناسلية. |
On yaşımdayım diye ahmak olmam gerekmez. "dışkı" ne demek biliyorum. | Open Subtitles | مستحيل، فقط لأنني في العاشرة لا يعني أنى أبله و لا أعرف معني براز |
Ayrıca ağzına hayvan dışkısı doldurulmuştu. | Open Subtitles | ـ و .. أجل ، كان هناك براز حيونات محشو في فمه |
Bu arada, yatağında köpek pisliği var. | Open Subtitles | توجد كومه كبيرة من براز الكلب في وسط سريرك |
..ama benim tek duyduğum Ben 'in Popo kafalı olduğuydu. | Open Subtitles | ولكن كل ما سمعت هو أن بن ل قليلا من "رئيس براز براز." |
Pekala Pauline, şöyle desen pek yanlış olmaz. İpler Reagan'ın elinde, gerillalar boğazlarına kadar pislik içinde. | Open Subtitles | ممكن ان تقولي ريجان في الحكم اذن الثوار في براز عميق |
Bir süre önce Çinli araştırmacılar, panda kakasını geri dönüştürerek kaliteli kağıt yapmaya karar verdi. | Open Subtitles | منذ مدة مجموعة، من الباحثين الصنيين قرروا أن يجربوا إستعمال براز الباندا لصناعة ورق من الجودة العالية. |
Peki neden yarasa dışkısını dünyanın öbür ucundan Avrupa'ya getiriyoruz? | Open Subtitles | ولماذا نحن نسوق براز الخفاش الى اوروبا بعيدا عن العالم؟ |
Ya da bazılarına şu meşhur apaçi bokunu uygulamalı... | Open Subtitles | أو ما هو أفضل من ذلك بعض من براز الثور الكبير هذا |
Domuz dışkısında solucan yumurtası bulunuyor. | Open Subtitles | لذا فإن براز الخنزير يحتوي على بيوض الديدان |
ARABAYLA YENİ EZİLMİŞ KÖPEK bokuna BENZİYORSUN! | Open Subtitles | تبدو ككتلة من براز الكلب التي صدمتها سيارة للتو |
Gerçi duvardan atlayıp köpek bokundan geçtik ama yaptığımız şey senin ayrımcılığına karşı bir eylemdi. | Open Subtitles | ومع ذلك فكما يبدو أننا تسلقنا السياج و زحفنا على براز الكلب في الواقع, إن ما فعلناه هو تحدي لتمييزك العنصري |