Benimse tek yaptığım onu hayal kırıklığına uğratmak oldu; hep senin yüzünden. | Open Subtitles | لكن كلّ ما كنت أقوم به هو تخييب ظنّها, وكلّ ذلك بسببك. |
Herkesin bildiği gibi hükümet senin yüzünden popülaritesini yitirdi, oğlum. | Open Subtitles | لا يخفى عليك أن الحكومة فقدت الكثير من شعبيتها بسببك |
Herkesin bildiği gibi hükümet senin yüzünden popülaritesini yitirdi, oğlum. | Open Subtitles | لا يخفى عليك أن الحكومة فقدت الكثير من شعبيتها بسببك |
Mutlu olmamın tek yolu, bir Trol yemek ve sayende, bu da olamayacak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لأكون سعيدا هو عن طريق تناول ترول وهذا لن يحدث بسببك |
Eğer senin yüzünden bu iş suya düşerse, yemin ederim seni öldürürüm. | Open Subtitles | أو ما جئت به إلى هنا لم يتم بسببك فسأعدك بأني سأقتلك |
Kaç işi senin yüzünden kaybettiğimi merak ediyorum. Arkaya geç. | Open Subtitles | أتسائل عن مقدار ما خسرته بسببك اذهب واعمل في الخلف |
Üzerinde uyuşturucu var mı? At onları, senin yüzünden hapse girmeyeceğim. | Open Subtitles | هل لديك مخدرات معك ألأن أخرجهم , أنا لن أسجن بسببك |
Senin yüzünden başımdan neler geçtiğine dair en ufak bir fikrin bile yok. | Open Subtitles | أنت لا تفهم ما نوع من الجحيم أنا فقط ذهبت من خلال بسببك. |
Cidden, senin yüzünden masayı her hazırladığımda gözlerimden yaşlar akıyordu. | Open Subtitles | بسببك عندما أجهز طاولة الطعام للعشاء الدموع تستمر في السقوط |
Belki de, ama senin ya da başkasının yüzünden değil. | Open Subtitles | ربما ، ولكن هذا ليس بسببك أو بسبب أي أحد |
Senin yüzünden ağlayıp zırlayan bütün o kızları temsilen güldüm. | Open Subtitles | أضحك كممثلة لكل هؤلاء الفتيات الذين بكوا و تذمروا بسببك. |
Senin yüzünden elim kana bulandı. Buna dokunmasan olmaz mıydı? | Open Subtitles | يداي تلطخت بالدماء بسببك لا يمكنك ترك هذا الشيء وحيداً؟ |
Bu çocuk, senin yüzünden bir yetim miskin nedeniyle senin apartmanın koşulları. | Open Subtitles | هذا الطفل اصبح يتيما بسببك بسبب الوضع الحقير لمجمع الشقق الخاص بك. |
İki kadim hanemiz, sen ve aptallığın yüzünden yıkılma tehlikesiyle yüzleşiyor. | Open Subtitles | تواجه لدينا اثنين من البيوت القديمة انهيار بسببك والغباء الخاص بك. |
Çünkü senin yüzünden artık kim bilir nerede şu an. | Open Subtitles | والذي هي الآن بسببك أنت ، يعلم الرب وحده مكانها |
Başımı ellerinin arasına alıp şöyle dedi: "Suzanne, senin sayende olduğum kişiyim. | TED | يضع يديه على وجهي ويقول "سوزان، أنا ما أنا عليه بسببك أنتِ |
Son kararını da senin sayende verecek galiba. | Open Subtitles | يبدو أنها سوف تتخذ القرار الأخير بسببك أيضاً |
Geçen gece sayende iki araba alacak kadar para yaptım. | Open Subtitles | بسببك في تلك الليلة صنعت ضعف ثمن السيّارة. |
Eğer yakalanırlarsa asılacaklar Scarlett! Ve bu senin suçun! Bir kelime daha edersen, bu evden gidersin India! | Open Subtitles | وإن قُبض عليهم سيُشنقوا يا سكارليت وسيكون هذا بسببك |
Red Lynch'i bulmada bize yardım etmezseniz sizin yüzünüzden bir yerlerde, bir gün, bir kadın ölecek. | Open Subtitles | لو لم تساعدينا فى الوصول الي ريد لينش فى مكان ما, وفى وقت ما سوف تُقتل امرأة بسببك |
Geçen yıl, açık arttırmada kızlar senin için deli olmuştu. | Open Subtitles | السنة السابقة الفتيات اصابهم الجنون بسببك كفتى لعبة انا اخبرك |
Bu senin hatan. Saçlarımı kestiğimde daha genç görüneceğimi sen söyledin. | Open Subtitles | كل هذا بسببك أنت قلت أنني أبدو أصغر لو قصصت شعري |
Burada değil. Sakin ol, tamam mı? Çünkü bu işi senin götürmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنه ليس هنا , أهدأي حسناً لأني لا أريدُ أن تتواصل المشكله بسببك |
Dürüstçe söylemeliyim ki sebebi sensin, bana hiç tatmadığım duygular yaşattın. | Open Subtitles | بكل صدق يمكنني القول بسببك اختبرت مشاعر لم أعرف أني أمتلكها |
Sizin sayenizde, hapishane yerine burada mutlu bir şekilde çocuklarımla birlikteyim. | Open Subtitles | بسببك أَنا سعيدُ هنا مَع أطفالِي بدلاً مِنْ السجنِ |