Sen şimdi Gerçekten bana figürsel çizimle, yazılama arasındaki farkı görmediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | أنت تقول لي بصراحة أنك لا ترى الفرق بين رسمة رمزية وبين علامة؟ |
Sence insanlar sanat gösterisi için buraya gelir mi Gerçekten? | Open Subtitles | لا اظن الناس سترغب بالمجيء الى هنا لعرض فني.. بصراحة |
Dürüst olmak gerekirse, çevreci bakış açısıyla, karides çiftlikleri doğaya son derece zararlı. | TED | مزارع الجمبري هي آفة على الأرض ، بصراحة ، من وجهة نظر بيئية. |
Daha henüz büyük veri devrinin başındayız ve Doğrusu, toplayabildiğimiz veri ile başa çıkmak konusunda pek iyi değiliz. | TED | نقف الآن على اعتاب هذا العصر المعلوماتي و بصراحة لسنا بارعين في هذا المجال في تصنيف المعلومات التي نحصل عليها. |
Acımasız görünmek istemem ama Aslında bu biraz küçük düşürücü. | Open Subtitles | لا أقصد أن أكون جارحا , لكن بصراحة هذا مهين |
Lütfen rahatla ve açık ol. Söyleyeceğin her şey gizli kalır. | Open Subtitles | أرجوكى أن تهدئى وتتكلمى بصراحة كل ما ستقولينه هنا سيظل سرا |
Frank, konuşmaya dâhil olacaksan Cidden önce yemeğini yut sonra konuş. | Open Subtitles | فرانك، بصراحة أذا كنت ستنظم للمحادثة أبلع طعامك ثم بعدها تكلم |
Bence Gerçekten de denedi doğru olanı yapmayı, değişmeyi. Ama yapamadı. | Open Subtitles | أظنّ بصراحة كان يحاول فعل الصّواب حتّى يعوض، إنّما لم يستطع |
Gerçekten, seni bazen hiç anlayamıyorum. | Open Subtitles | بصراحة , فى بعض الاحيان لا أفهمك على الاطلاق |
açıkçası hanımefendi, bu fiyata bulabileceğimiz ürünler Gerçekten sınırlı. | Open Subtitles | بصراحة ، يا سيدتي ، ضمن هذا النطاق السعري تنوع السلع محدود نوعا ما. |
Oh, Gerçekten mi? İlk bölümün sonlarında her şeyi planlamıştım. | Open Subtitles | بصراحة لم أفهم القصة سوى في المشهد الأخير |
Hayır. Size karşı Dürüst olmalıyım. Orada olmamın yanlış olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لا,معك سأتكلم بصراحة لقد رأيت أنه من الأفضل ألا أكون هناك |
Dürüst olma gerekirse, polisin bu kadar beceriksiz olacağını düşünmezdim. | Open Subtitles | بصراحة, أذا كان لدي أي فكرة عن مدى كفىء الشرطة |
Harika bir bağımız var ve açık ve Dürüst bir şekilde iletişim kurmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim. | TED | لدينا علاقة مذهلة وتعلمت كم هو مهم التواصل بصراحة وصدق. |
Doğrusu, vasat bir ilişki ile sonuçlanırsınız. | TED | وينتهي بك الأمر في علاقة دون المستوى المثالي بصراحة. |
Diğer taraftan, Doğrusu açık büfe gibi, algoritmaların belirlediği söylentiler, fikirler, duygular... | TED | وعلى الآخر، لدينا بصراحة بوفيه مفتوح من الإشاعات، والآراء، والمشاعر. يجري تضخيمها من خلال خوارزميات. |
Aslında, yüzünü korumayı biraz daha iyi öğrensen bu kadar parayı geri çevirmezdim. | Open Subtitles | بصراحة لو لم أعلمّك حماية وجهك لم تكوني تستطيعين الحصول على هذا المال |
Aslında bu benim için iyi bir zaman değil. Çalışmanın ortasındayım. | Open Subtitles | بصراحة, هذا ليس وقت جيد بالنسبة لى انا بمنتصف بعض الاعمال |
Zaten biri yaptı. Oldukça açık bir şekilde bununla mücadele edeceğime emin değilim. | Open Subtitles | لقد صدّق أحدهم بالفعل و بصراحة أنا لستُ متيقناً من أني سأُعارض هذا |
Cidden. General ve bütün o kodamanlar beni eğitmeye çalışıyor. | Open Subtitles | بصراحة ، إن الجنرال و جميع من يحاولون تعليمى |
Sessiz Frankly, böyle bir şey daha önce hiç denenmedi.. | Open Subtitles | بصراحة هذا النوع من الأشياء لم يتم تجربته من قبل |
Aslına bakarsan, Kent ailesindeki herkes bu karara katılmadı. | Open Subtitles | تؤلمني رؤية أسمها بجدول رواتب موظفي أبي بصراحة لم يكن قراراً بالإجماع بعائلة كينت |
Seni hiç ama hiç sevmiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse bu bütün gecemi alır. | Open Subtitles | لكنني أكرهك بشدّة بصراحة هذا يؤرقني ليلاً |
açıkçası, bunun gerçek bir iş ünvanı olup olmadığını bile bilmiyorum. | TED | لم أكن أدرك ما إذا كان هذا مسمى حقيقيًا لمهنتي بصراحة. |
Bununla ne yapabileceğinizi hayal edin. dürüstçe söylemeliyim ki bunun gerçekleşmesi henüz mümkün değil; çünkü çok uzun sürer. | TED | الآن, تخيل مايمكن أن يفعله ذلك. يجب أن أقول بصراحة أن المبنى لايستطيع القيام بهذا لأنه يستغرق وقتا طويلا. |
Ben, her şeyi açıkça konuşabileceğiniz biriyim. Bu yüzden anlatın. | Open Subtitles | انا من نوع الأشخاص الذين يمكنك محادثتهم بصراحة, فقط تكلم |
açıkcası senin gibi bilgili ve deneyimli biri böyle konuştuğunda ne diyeceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | بصراحة لا أعلم ما أقول حين أسمع رجالا بعمق معرفتك وخبرتك يتحدث هكذا |
Korku içinde yaşadım ve açıkça söylemek gerekirse bir bakım evinde yapayalnız bir şekilde ölümün sonunda gelip beni serbest bırakmasını bekliyordum. | TED | عشت في خوف ، سأقولها بصراحة كنت بأنتظار الموت أخيراً ليحررني، متوقعاً أن أموت وحيداً في أحدى دور الرعاية. |