ويكيبيديا

    "بصراحة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Gerçekten
        
    • Dürüst
        
    • Doğrusu
        
    • Aslında
        
    • açık
        
    • Cidden
        
    • Frankly
        
    • Aslına
        
    • Doğrusunu
        
    • açıkçası
        
    • dürüstçe
        
    • açıkça
        
    • açıkcası
        
    • söylemek gerekirse
        
    Sen şimdi Gerçekten bana figürsel çizimle, yazılama arasındaki farkı görmediğini mi söylüyorsun? Open Subtitles أنت تقول لي بصراحة أنك لا ترى الفرق بين رسمة رمزية وبين علامة؟
    Sence insanlar sanat gösterisi için buraya gelir mi Gerçekten? Open Subtitles لا اظن الناس سترغب بالمجيء الى هنا لعرض فني.. بصراحة
    Dürüst olmak gerekirse, çevreci bakış açısıyla, karides çiftlikleri doğaya son derece zararlı. TED مزارع الجمبري هي آفة على الأرض ، بصراحة ، من وجهة نظر بيئية.
    Daha henüz büyük veri devrinin başındayız ve Doğrusu, toplayabildiğimiz veri ile başa çıkmak konusunda pek iyi değiliz. TED نقف الآن على اعتاب هذا العصر المعلوماتي و بصراحة لسنا بارعين في هذا المجال في تصنيف المعلومات التي نحصل عليها.
    Acımasız görünmek istemem ama Aslında bu biraz küçük düşürücü. Open Subtitles لا أقصد أن أكون جارحا , لكن بصراحة هذا مهين
    Lütfen rahatla ve açık ol. Söyleyeceğin her şey gizli kalır. Open Subtitles أرجوكى أن تهدئى وتتكلمى بصراحة كل ما ستقولينه هنا سيظل سرا
    Frank, konuşmaya dâhil olacaksan Cidden önce yemeğini yut sonra konuş. Open Subtitles فرانك، بصراحة أذا كنت ستنظم للمحادثة أبلع طعامك ثم بعدها تكلم
    Bence Gerçekten de denedi doğru olanı yapmayı, değişmeyi. Ama yapamadı. Open Subtitles أظنّ بصراحة كان يحاول فعل الصّواب حتّى يعوض، إنّما لم يستطع
    Gerçekten, seni bazen hiç anlayamıyorum. Open Subtitles بصراحة , فى بعض الاحيان لا أفهمك على الاطلاق
    açıkçası hanımefendi, bu fiyata bulabileceğimiz ürünler Gerçekten sınırlı. Open Subtitles بصراحة ، يا سيدتي ، ضمن هذا النطاق السعري تنوع السلع محدود نوعا ما.
    Oh, Gerçekten mi? İlk bölümün sonlarında her şeyi planlamıştım. Open Subtitles بصراحة لم أفهم القصة سوى في المشهد الأخير
    Hayır. Size karşı Dürüst olmalıyım. Orada olmamın yanlış olacağını düşündüm. Open Subtitles لا,معك سأتكلم بصراحة لقد رأيت أنه من الأفضل ألا أكون هناك
    Dürüst olma gerekirse, polisin bu kadar beceriksiz olacağını düşünmezdim. Open Subtitles بصراحة, أذا كان لدي أي فكرة عن مدى كفىء الشرطة
    Harika bir bağımız var ve açık ve Dürüst bir şekilde iletişim kurmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim. TED لدينا علاقة مذهلة وتعلمت كم هو مهم التواصل بصراحة وصدق.
    Doğrusu, vasat bir ilişki ile sonuçlanırsınız. TED وينتهي بك الأمر في علاقة دون المستوى المثالي بصراحة.
    Diğer taraftan, Doğrusu açık büfe gibi, algoritmaların belirlediği söylentiler, fikirler, duygular... TED وعلى الآخر، لدينا بصراحة بوفيه مفتوح من الإشاعات، والآراء، والمشاعر. يجري تضخيمها من خلال خوارزميات.
    Aslında, yüzünü korumayı biraz daha iyi öğrensen bu kadar parayı geri çevirmezdim. Open Subtitles بصراحة لو لم أعلمّك حماية وجهك لم تكوني تستطيعين الحصول على هذا المال
    Aslında bu benim için iyi bir zaman değil. Çalışmanın ortasındayım. Open Subtitles بصراحة, هذا ليس وقت جيد بالنسبة لى انا بمنتصف بعض الاعمال
    Zaten biri yaptı. Oldukça açık bir şekilde bununla mücadele edeceğime emin değilim. Open Subtitles لقد صدّق أحدهم بالفعل و بصراحة أنا لستُ متيقناً من أني سأُعارض هذا
    Cidden. General ve bütün o kodamanlar beni eğitmeye çalışıyor. Open Subtitles بصراحة ، إن الجنرال و جميع من يحاولون تعليمى
    Sessiz Frankly, böyle bir şey daha önce hiç denenmedi.. Open Subtitles بصراحة هذا النوع من الأشياء لم يتم تجربته من قبل
    Aslına bakarsan, Kent ailesindeki herkes bu karara katılmadı. Open Subtitles تؤلمني رؤية أسمها بجدول رواتب موظفي أبي بصراحة لم يكن قراراً بالإجماع بعائلة كينت
    Seni hiç ama hiç sevmiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse bu bütün gecemi alır. Open Subtitles لكنني أكرهك بشدّة بصراحة هذا يؤرقني ليلاً
    açıkçası, bunun gerçek bir iş ünvanı olup olmadığını bile bilmiyorum. TED لم أكن أدرك ما إذا كان هذا مسمى حقيقيًا لمهنتي بصراحة.
    Bununla ne yapabileceğinizi hayal edin. dürüstçe söylemeliyim ki bunun gerçekleşmesi henüz mümkün değil; çünkü çok uzun sürer. TED الآن, تخيل مايمكن أن يفعله ذلك. يجب أن أقول بصراحة أن المبنى لايستطيع القيام بهذا لأنه يستغرق وقتا طويلا.
    Ben, her şeyi açıkça konuşabileceğiniz biriyim. Bu yüzden anlatın. Open Subtitles انا من نوع الأشخاص الذين يمكنك محادثتهم بصراحة, فقط تكلم
    açıkcası senin gibi bilgili ve deneyimli biri böyle konuştuğunda ne diyeceğimi bilemiyorum. Open Subtitles بصراحة لا أعلم ما أقول حين أسمع رجالا بعمق معرفتك وخبرتك يتحدث هكذا
    Korku içinde yaşadım ve açıkça söylemek gerekirse bir bakım evinde yapayalnız bir şekilde ölümün sonunda gelip beni serbest bırakmasını bekliyordum. TED عشت في خوف ، سأقولها بصراحة كنت بأنتظار الموت أخيراً ليحررني، متوقعاً أن أموت وحيداً في أحدى دور الرعاية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد