ويكيبيديا

    "بصمت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sessizce
        
    • sessiz
        
    • sessizlik
        
    Bunun anlamı, o, görünmeden ve sessizce hareket etmeyi öğrenmeli. Open Subtitles وهذا يعني أن عليه التحرك بصمت ومن دون أن يُرى
    Köy halkı, halkın rastgele seçilmiş bir üyesinin cinayetini sessizce kabul ediyor. Open Subtitles إذا فسكان القرية قبلوا بصمت جريمة قتل عضو مختار بعشوائية من مجتمعهم
    Klavye kayıt programları sessizce bilgisayarınızda otururlar, gözden uzak ve yazdığınız her şeyi kaydederler. TED مسجلات المفاتيح تجلس في الحاسوب بصمت ,مخفية عن الانظار وهي تسجل اي شيئ تطبعه
    Burada hiç güvenlik varmış gibi görünmüyor ama sessiz hareket etsek iyi olur. Open Subtitles لا يبدو أن هناك حراسة ليلية لكن من الأفضل لنا أن نتحرك بصمت
    sessiz mi kalalım? Öcümüzü onlardan alamayız ki. Ne yapabiliriz? Open Subtitles أو أن نعض ألسنتنا فنقضي بقية أيامنا البغيضة بصمت عميق؟
    İlk yıllarımda soyunma odalarında sessizce ağlayarak çok vakit geçirdim. TED أمضيت وقتا طويلا في سنواتي الأولى ابكي بصمت في غرفة الملابس
    Ve bitirdiğimizde, sessizce elden ele dolaştı ve servisin etrafında tam bir çember oluşturana kadar bütün pipetleri birleştirdi ve TED وعندما انتهينا ، لف حولنا بصمت وضم جميع مصاصاتنا مع بعضها البعض حتى شكلت حلقة واسعة حول الجناح بكامله ، ثم قال :
    O yanınızdan renkleri ve desenleri ile büyüleyici bir şekilde akarken sessizce gürlüyor. TED إنه يهدر بصمت بألوان ونسيج ينسكب بطريقة مذهلة بجانبك.
    Ve oğlumu araba koltuğuna oturttuk, kemerini bağladık ve sessizce camiye doğru yol aldık. TED ووضعنا ابننا في مقعده بالسيارة، ربطنا حزام أمانه وقدنا بصمت و بتوتر إلى المسجد.
    Aklımı yitirmemek için, sessizce çalar saatin saniyelerini saydım. TED لكي أحافظ على قواي العقلية، عددت الثواني بصمت على ساعة منبهي.
    Bazı zamanlar donup kaldım, yapabildiğim tek şey ellerini tutup, onlarla birlikte sessizce ağlayıp dua etmekti. TED وفي بعض الأحيان كان كل ذلك الأمر يتوقف، وكل ما أستطيع فعله أن أمسك أياديهم ومشاركتهم بصمت في البكاء والدعاء.
    Şiddet sessizce, göze görünmeyen ve duyulmamış olduğunda bir şahit, çok değerli ve onların bakışları çok gerekli olabilir. TED و يصبح الشاهد ثمينًا و نظرته تكون أكثر أهمية عندما يمر العنف بصمت دون أن يراه أحد أو يسمع عنه
    Mühendislerin hepsi masanın bir ucunda oturdular, tasarımcılar ise benimle masanın diğer ucunda, son derece sessizce. TED المهندسون جلسوا هادئين على طرف من الطاولة, و أنا و المصممين جلسنا على الطرف الآخر, بصمت شديد.
    İç sesinizi, bir metni sessizce okurken duyarsınız ya da bir konuşmanın provasını yaparken. TED صوتك الباطن هو الصوت الذي تسمعه عندما تقرأ نصّاً بصمت. عندما تتمرن على محادثة هامّة.
    Burada sessizce kalmak büyük bir kusursuzluk olurdu, biliyorum. Open Subtitles أعلم مقدار المثاليّة العظمى التي تُحصّلينها بمكوثكِ هنا بصمت.
    Ey tüm aşıklar, yalnız tek bir aşık ağzın sessizce mutlu olmayı vaadetti. Open Subtitles أيها المحبوب من الجميع محبوب من واحد فقط فمك وعد بصمت أن يكون سعيدًا
    Ama o hiçbir şey duyamıyormuş çünkü kendi kendine sessizce konuşuyormuş. Open Subtitles ولكنه لم يستطع ان يسمع شيئاً لأنها كانت تتحدث بصمت الي نفسها
    Ölüme feryat figan gidenler ve ölüme sessiz sedasız gidenler. Open Subtitles أشخاص يذهبون إلى الموت يصرخون وأشخاص يذهبون إلى الموت بصمت
    Ölüme feryat figan gidenler ve ölüme sessiz sedasız gidenler. Open Subtitles نوع يذهبون إلى الموت يصرخون والآخر يذهب إلى الموت بصمت
    Gerçek ben babama kızgın, ki bunun anlamı ben somurtuyorum ve sessiz oluyorum. Open Subtitles لأن النسخة الحقيقية مني غاضبة من أبي الذي يعني بأنني سأتجهم وأعامله بصمت.
    Konuşmak mı istemiyorsun, konuşmaya hazır olanaa kadar sessiz oturacaksın. Open Subtitles لاتريدُ بأن تتحدث، سوفَ تجلسُ بصمت حتّى تكونَ مستعدًا للحديث.
    Bu arada, eğer bunu tamamıyla sessizlik içinde yaparlarsa çok daha iyi ve çok daha hızlı yapıyorlar. TED وبالمناسبة، إذا قاموا بذلك بصمت مطبق فإنهم يفعلون ذلك بشكل أفضل وأسرع أيضًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد