Fakat 5 gün içerisinde onunla konuşmazsan, ben konuşacağım. Yapma, lütfen. | Open Subtitles | لكن إن لم تخبرها بغضون الأيام الخمس المقبلة، سوف أخبرها أنا |
Biz de bu kararları verecek olan kişilerin bu 900 milyon opsiyonun üzerinden sadece birkaç gün içerisinde geçebilmesini sağlayan bir araç yarattık. | TED | لذلك اخترعنا أداة لتساعد متخذي القرار لغربلة 900 مليون خيار بغضون أيامٍ فقط. |
Hemen hemen üç ay içerisinde, tekrar bir araya gelecekleri sözünü verebilirim. | Open Subtitles | يمكنني وعدكم تقنياً أنه بغضون ثلاثة أشهر، سيكونان معاً مجدداً. |
Akıntı elverişli olursa, birkaç gün içerisinde, oraya ulaşabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك الوصول بغضون ايام اذا كانت الرياح جيده. |
Pekâlâ, bir saate varmaz gelirim. Polisi kendim arayacağım. | Open Subtitles | حسن، سأعود بغضون ساعة سأتصل بالشرطة بنفسي |
Lütfen 40 dakika içerisinde 82 nolu peronda olun. | Open Subtitles | رجاء ً توجهي الى البوابه 82 بغضون 40 دقيقه |
Bu gece yavaştan çalışmaya başlarız diye düşündüm sonra belki birkaç hafta içerisinde satacak bir uygulamamız olur. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر أن بإمكاننا العمل على هذه بالليل وربما بغضون اسبوعان سيكون لدينا تطبيق لنبيعه |
Şey, inan bana normalde bir ebeveynle çıkmayı asla düşünmem bile ama iki hafta içerisinde İngilizce öğretmek için Portekiz'e taşınıyorum bu yüzden pek sorun değil yani. | Open Subtitles | صدقني عادةً لا أفكر بمواعدة أباء لكن بغضون أسبوعين |
Bu hafta içerisinde bir yol bulmalarını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتهم أن يأخذوا اتجاهاَ معين فى دعايتهم بغضون هذا الاسبوع |
Yeni Dünya'ya gitseydim, Harp ve adamlarını iki gün içerisinde bulur... ve doğduklarına pişman ederdim! | Open Subtitles | بوسعي جلب هارب ورجالهم وتقطيعهم أربًا بغضون يومين من الهبوط بالعالم الجديد |
12 ay içerisinde Birleşik Devletler'in yarısı sayende yeşil ve siyah spor kıyafetleri giyecek. | Open Subtitles | بغضون ١٢ شهر، نصف الشعب الامريكي سوف يلبسون ملابس رياضية بلون الاخضر والاسود، والشكر يعود اليك |
Banka bir hafta içerisinde evimizi haciz edecek. | Open Subtitles | البنك سيغلق منزلنا بغضون اسبوع |
Jaguar gelmek üzere, ve Butler bu ay içerisinde çekiliyor yayına başlayacak, gelecek çeyrek için tahminler oldukça parlak. | Open Subtitles | ومع بدء عرض إعلان "جاغوار"، وتصوير إعلان "باتلر" وعرضه بغضون شهر. التوقعات للربع القادم متساوية مع هذا الربع. |
Yaklaşık bir saat içerisinde bunun için de özür dileyecek misin? | Open Subtitles | هل ستعتذر عن ذلك بغضون ساعة أو ماذا؟ - آسف؟ |
Bir yıl içerisinde Başkan Luis Cabral hapise girecek. | Open Subtitles | بغضون سنة (لويس كابرال) الرئيس, سيكون بالسجن |
Haftalar içerisinde, Roma bir kez daha açlıkla yüzleşti. | Open Subtitles | بغضون أسابيع، بدأت (روما) بالمجاعة مجدداً. |
Polis beş dakika içerisinde burada olacak. | Open Subtitles | " .سيّارة الشّرطة ستتواجد بغضون خمس دقائق " " ! |
Bu tamiri yapmasaydım birkaç gün içerisinde sistem tamamen çökecek ve gemiyi felç edecekti. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،ينبغي أن تعرفوا أيضًا أنّي لو لم أجرِ التصليحات لأصاب النّظام السفينة بالشّلل التام بغضون أيّامٍ. |
Stella bir kaç saate eve gelir ve umarım burada her şey güzel olur. | Open Subtitles | ستيلا يجب ان تكون في المنزل بغضون عدة ساعات وآمل ان يسير كل شئ على مايرام |
Moskova'dan geliyormuş, birkaç saate burada olacak. | Open Subtitles | سيكون هنا بغضون ساعات قليلة قادما من موسكو |
Biz de bir saate eve dönecektik bilet istek formu yığınında bize yardım edersen hep birlikte daha erken dönmüş oluruz. | Open Subtitles | كنا سنذهب للمنزل بغضون ساعة لذا ان ساعدتنا بكومةٍ من نماذج الطلبات سنذهب للمنزل بشكل اقرب |