İletişim kurmak isteyen iki kişi için tek yolun onları manipüle etmek isteyen üçüncü bir tarafın finanse edilmesi olan bir toplumda yaşayamayız. | TED | لا يمكننا الحصول على مجتمع يكون فيه إذا ما أراد شخصان التواصل، يكون فقط من خلال وعبر تمويل شخص ثالث يريد التلاعب بهم. |
onlar en iyisi ve onları çok seviyorum onları her şeyden çok önemsiyorum. | TED | إنهم الأفضل وأنا أحبهم كثيرا. وأنا أهتم بهم أكثر من أي شيء آخر. |
Bir gece kapıya yaklaştıklarında onları gördüm ve onlara aniden bağlandığımı hissettim. | TED | رأيتهم في إحدى الليالي يقتربون من البوابة حينها، شعرت اتصالًا مباشرًا بهم. |
ve numarayı onlara okuyorum, onlar da bunu kontör yüklemek için kullanıyorlar. | TED | وأقوم بقراءة رقم بطاقة الشحن، ويقوم باستخدامها لشحن الهاتف المحمول الخاص بهم. |
Bu şiddet sarmalını kırmak zorundayız ve bu noktaya bir an evvel çocuklarımızla birlikte ulaşmalıyız. onlara değer vermeliyiz, küçük görmemeliyiz. | TED | علينا أن نكسر دائرة العنف هذه و نعمل على ذلك مبكرًا مع أطفالنا أو أطفالنا الصغار، والتنويه بهم وعدم امتهان كرامتهم. |
Meziyetlerin, sen daha onlarla karşı karşıya gelmeden düşmanların tarafından bilinecek, dostum! | Open Subtitles | شيمتك ستكون معلومة لدى أعدائك وتسبقك قبل أن تلتقى بهم يا صديقى |
onların nasıl kazanıldığını ya da nereden geldiğini bilmek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريدين معرفة كيف فزت بهم أو من أين حصلت عليهم؟ |
onları etrafta görmüş ve üzerlerine pek kafa yormamış olabilirsiniz. | TED | ربما رأيتموهم هنا وهناك ولم تفكروا بهم بالقدر المطلوب حقًا. |
İstiridye mevsiminde değiliz. onları lavaboya boşalt. Bana şişeler lazım. | Open Subtitles | المحار لم يحن وقتة إلق بهم جميعاً , أريد الزجاجات |
Sonuçta onları becermek dışında başka bir şey yaptığım da yoktu. | Open Subtitles | .لهذا قمت بالأمر أنا لم أقم بأي شيء مثل الوقوع بهم |
Kaltak, sen onları buraya getirdin,.. ...ben de senin yüzünü yakacağım. | Open Subtitles | ايتها الساقطة , لقد جئتي بهم الى هنا ساقوم بحرق وجهك |
- onlar babamın eldivenleriydi onları kullanırken dikkatli olsan iyi olur, tamam mı? | Open Subtitles | . لقد كانوا قفازات والدي من الأفضل أن تعتني بهم جيداً ، مفهوم؟ |
onları bir filmde görmüştüm ve babam genç bir kızıl kafayla oturuyordu. | Open Subtitles | أوقعت بهم بفيلم ذات مره وكان جالساً مع شابه ذات شعر أحمر |
Deminan da kısa süre sonra onlara yetişti ve katıldı. | TED | التحق بهم ديمينان في وقت لاحق قليلاً، وتبعهم إلى المنزل. |
Ama Diyakon'un onlara bizim kadar iyi bakacağını bilerek avutuyorum kendimi. | Open Subtitles | ولكن ما يواسيني هو معرفة أن الشماس سيعتني بهم بقدر إستطاعته. |
Muhtelif sürülerden kurtları yakalayıp onlara değişik radyo sinyali veren tasmalar takmışlar. | Open Subtitles | حبسو ذئاباً من عدّة مجموعات وثبّتو بهم أطواقاً تبثّ إشارات لاسلكيّة مختلفة. |
Meziyetlerin, daha sen onlarla karşı karşıya gelmeden düşmanların tarafından bilinecek, dostum! | Open Subtitles | شيمتك ستكون معلومة لدى أعدائك وتسبقك قبل أن تلتقى بهم يا صديقى |
Yani, onlarla arkadaş olduktan ve onlara güvendikten sonra, aldatılmış hissettin. | Open Subtitles | أعني ، بعد أن وثقتِ بهم و صادقتهم ، قمتِ بخيانتهم |
onların erken uyarı sisteminden mekiklerini kullanarak gizlice sıyrılıp Autobot kentini yok edersek, Autobotlar sonsuza dek yok olurlar. | Open Subtitles | عندما نتسلل إلي أنظمة الأنذار الأولية لديهم في المكوك الخاص بهم وندمر مدينة الأوتوبوت سيكون الأوتوبوت قد هزموا للأبد |
Ortalıkta onlardan çok var, gazeteciler, editörler, eleştirmenler, sonsuz bir koşturma içindeler. | Open Subtitles | , والعالم مكتظ بهم , صحفيين , محررين,نقاد .ونساء لا حصر لهم |
Firma 80lerde kapandı ve bunları özel bir olay için saklıyordum. | Open Subtitles | خرجت شركتها من العمل بالثمانينات ولقد عند محتفظة بهم لمناسبة مميزة. |
Bir cenaze töreni düzenlemeyeceğiz; ama hiçbir iz bırakmadan hepsini öldüreceğim. | Open Subtitles | لن نقيم جنازة، لكنّي سأعتني بهم دون ترك أيّ أثر لهم. |
İnsanlar bana kendi kartlarını almaya ve kendi kartlarını yapmaya başladılar. | TED | بدأ الناس يشترون بطاقات بريدية خاصة بهم ويجعلونها بطاقات بريدية لهم. |
Bugün onların bir vekilleri ile.., ...konuşma şansım oldu ve bana şunları söyledi; | Open Subtitles | تحدثت مع أحد نائبي الشرطة والذي كان على اتصال بهم وأقتبس كلماته: |
Personel kamaraları da bitti. Belki de incileri denize atmıştır. | Open Subtitles | هذه آخر مقصورة للطاقم ربما كانت رمت بهم في البحر |
- Önemli olan da bu. - bunlarla yürüyebileceğimden emin değilim. | Open Subtitles | هذا ما يهم لست متأكدة إن كنت قادرة على المشي بهم |