ويكيبيديا

    "بيده" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • elinde
        
    • eliyle
        
    • elini
        
    • el
        
    • elleriyle
        
    • eli
        
    • elle
        
    • Eline
        
    • ellerini
        
    • elinden
        
    • elindeki
        
    • Onun
        
    • başında
        
    • elindeydi
        
    Tüm tedavilerimizde, hastanın elinde bir "sonikasyonu durdur" düğmesi bulunur. TED في كلّ العلاجات التي لدينا، يُمسك المريض بيده زر التوقف.
    Bir şey biliyorum, elinde bir kanıt olsaydı buradan birisi mutlaka tutuklanırdı. Open Subtitles أعلم شيء واحد لو أن بيده دليل لتم القبض على أحد هنا
    Eger halk arasinda iserken penisini eliyle kapatan bir erkek görürseniz bu erkek muhtemelen sünnet edilmistir ya da Musevi'dir. Open Subtitles إذا كنت في مكان عام ورأيت رجل يخفي قضيبه بيده بينما هو يتبول هذا الرجل من المحتمل ان يكون مختن
    "İndie-rock" kliği ise benden ve bir de saçlarını eliyle düzeltmeyi bırakıp yıkanana kadar görüşmeyi reddettiğim bir çocuktan oluşuyor. Open Subtitles فرقه اندي روك والتي بها انا وطفل اخر ارفض ان اقابله حتى عندما يستحم, لا يتوقف عن تسطيح شعره بيده
    Kavanozun kırıldığını duydum ve sonra da elini tutarak kaçtığını gördüm. Open Subtitles سمعت إنكسار الجرة و رأيته يركض خارجاً من الغرفه ممسكاً بيده
    Ona doğru yürüyün, elini tutun ve "Bunu ödünç alabilir miyim?" deyin. Open Subtitles امشي نحوه ، وخذي بيده وقولي : هل يمكنني ان اقترض هذا
    Bu el ile çalamaz, biz de o olmadan çalamayız. Open Subtitles لا يستطيع العزف بيده, و نحن لا نستطيع العزف بدونه.
    O kadar çok gülüyordu ki gülmeyi durduramıyordu ve elinde benim belgem duruyordu. TED وكان يضحك بشدة .. ولم يستطع ان يتوقف عن الضحك وكان ممسكاً بورقة علاماتي بيده
    Eninde sonunda makineye yenildim. Ama kazandıktan sonra elinde çekiciyle ölen John Henry ile aynı kadere sahip değildim. TED وفي النهاية خسرت لصالح الآلة لكنيّ لم أواجه مصير جون هنري الذي فاز لكنه مات ومطرقته بيده.
    Gördüğünüz gibi vazektomi operasyonu tamamlanmış şünkü yarısı yenen hotdogunu tutuyor elinde, oldukça da mutlu. TED ويبدو انه يتم قطع قناته الدافقة لان النقانق التي بيده قد أُكل منها .. وهو يبدو سعيدٌ جداً
    Savaş bitince onunla tanışacağına ve eliyle yaptığı sandığı için teşekkür edeceğine eminim. Open Subtitles أنا متأكد بأنكي ستلاقيه بعد أن تنتهى الحرب وتشكريه على ما صنعه بيده
    Eğer yaşlı, solak bir insan tanıyorsanız büyük ihtimalle sağ eliyle yemek yiyip yazı yazabildiğini görmüşsünüzdür. TED إذا تعرف شخصًا أعسر أكبر سنًا، فعلى الأغلب أنه تعلم الكتابة أو الأكل بيده اليمنى.
    Bir keresinde neredeyse kafasının kopup düşeceğinden öyle emindi ki, sol eliyle onu tuttu ve sağ eliyle de orkestrayı yönetti. Open Subtitles وذات يوم شعر بأن رأسه سوف يسقط وظل ممسكاَ به بيده اليسرى وباشر العمل باليمنى
    Aşağı düşerken Onun elini tutmayacağım. Yeni bir avukat belirlenmesini istiyorum. Nasıl yaparım bunu? Open Subtitles لن أمسك بيده و هو يسقط أريد أن أحضر له محامٍ جديد، كيف؟
    Kafamızda bir resim oluştu. Onu elini kurabiye kavanozuna sıkıştırmak size kalmış. Open Subtitles الأمر يعود لكم لجعله يلتصق بيده داخل الجرة
    Bunu söylemekten nefret ediyorum, hiç de yanılmam ama bu yazı sağ elini kullanan biri tarafından yazılmış. Open Subtitles أنا أكره أن أخبرك و أنا غير معروف عنى الخطأ و لكن هذه الملاحظة كتبت غالبا بواسطة شخص يكتب بيده اليمنى
    Kurabiye Canavarı taba rengi bir atın eğerinde oturmuş size el sallıyor. TED وكوكي مونستر يلوح بيده إليك من موقعه فوق حصان أسمر
    Eskiden küçücük elleriyle parmağımı tutar o kocaman gözleriyle bana bakardı. Open Subtitles كان يُمسكَ اصبعي بيده الصغيرة. و ينظر إليّ بهاتين العينين الكبيرتين.
    Benim asıl açıklayamadığım kısım, nasıl olur da adamın eli adamın gömülmesi gereken yerden sekiz kilometre ötede bulundu ki? Open Subtitles ما لايمكنني شرحه ، هو كيفَ إنتهى الأمر بيده على بعد خمسة اميال من المكان الذي يفترضُ ان يدفنَ فيهِ
    Ama bana bir iyilik yap, biraz şarap içip de elle balık yakalamacadan sonra eski karınla uyuyakaldığını anlatma. Open Subtitles لكن اسدي لي خدمة ولا تخبرها أنك شربت النبيذ ونمت مع زوجتك السابقة أثناء مشاهدة اصطياد هيلـبيلي للسمك بيده
    Hepiniz biliyorsunuz ki, Rance Stoddard'ın Eline bir silah tutuştursanız bile, onunla başındaki şapkayı bile vuramaz o. Open Subtitles تعلمون جميعا أن رانس ستودارد لايستطيع اطلاق النار بمسدس بيده على قبعته التي على رأسه
    Mahkeme salonunda, Güney Afrika Rugby Birliği avukatlarının yanına gidip ellerini sıktı ve her biriyle, kendi dillerinde muhabbet etti. TED في قاعة المحكمة، صعد إلى محاميي اتحاد الرغبي الجنوب أفريقي، صافحهم بيده وتحادث معهم، كل منهم بلغته الخاصة.
    elinden hala arteriyel nabız alınabiliyor. Open Subtitles أيشعرك هذا بتحسن؟ لازال هناك نبض وريدي بيده
    elindeki silahla dünyaya hükmedeceğini düşünen bugün gördüğüm 2. kişisin. Open Subtitles أنت ثاني شخص اليوم يظن أن أنه ملك على العالم ومسدس بيده.
    Tanıyordun, onu tanıyordun. Onun silah dışındaki en önemli parçasıydın. Open Subtitles لقد عرفتى الجزء الافضل بداخله بدون ان يكون بيده مسدس
    Adamın biri, bir cesedin hemen yanı başında bulunmuş, bıçak elindeymiş, onüç şahit adamın kurbanı bıçakladığına tanık olmuş, polis gelince de adam şöyle demiş: Open Subtitles وُجِد رجلٌ بجانب جثة مقتولة، وكانت بيده سكين، ويوجد 13 شاهد عيانٍ شاهدوه وهو يطعن الضحية،
    Her şey Onun elindeydi çünkü, kamerayı tutan oydu, bir şeyleri çeken oydu, yöneten kişi oydu. Open Subtitles الأمر كله بيده لأنه الوحيد الذى. يحمل الكاميرا،ويقوم بالتصوير. واخراج العمل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد