| biz ayakkabılarımızı giyerken ya da bir sandviç yaparken, yukarıdan bize bakarlar, cennetin kayıklarının camdan tabanından sonsuzluğa kürek çekerken. | TED | بينما نحن نرتدي الحذاء أو نُعد شيطرة، هم يراقبوننا عبر قوارب السماء زجاجية القاع بينما هم يجذفون ببطئ نحو الأزلية. |
| Hiç komik değil. Ve biz telsizde konuşurken sen ses çıkaramazsın. Otur oraya. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً ولا تتحدث بينما نحن نتحدث بالراديو ، والآن اجلس بالخلف |
| Firavun, biz burada konuşurken şu yerden bitme köleler "çıkış"ıyorlar. | Open Subtitles | أيها الفرعون، أولئك الرقيق يخططون لهجرة جماعية بينما نحن نتحدث |
| Hazır çılgınlık ederken, tuvalet kâğıdı ve lavabo pompası almalıyız. | Open Subtitles | بينما نحن نصبح مجانين فيجب أن يكون معنا ورق وغطاس |
| Hayır, ama Hazır boktan haftasonlarından bahsetmişken, bu haftasonu da onlardan biri. | Open Subtitles | لا , ولكن بينما نحن نقارن حماقات عطلة الاسبوع هنا واحده لك |
| Haberlerde terörle savaştan bahsedildiğini duyuyor... Bizse kendi sokaklarımızda teröre maruz kalıyoruz. | Open Subtitles | لقد سمع من الأخبار عن الحرب ضد الإرهاب . بينما نحن مروعون هنا في شوارعنا |
| biz ana bilgisayarı temizlerken kendisini ikincil sistemlerde korumaya almış olmalı. | Open Subtitles | وهو مستمر في فحص نظمنا الثانويه بينما نحن ننظف الكمبيوتر الرئيسي |
| Onlar birkaç kişi, ama biz bütün şehri tarayabiliriz. Ve inan bana yapıyoruz. | Open Subtitles | هناك فقط القليل منهم بينما نحن لدينا رجال يمكنهم تغطيه المدينه ، صدقينى |
| Eminim biz konuşurken yüklü bir fidye yola çıkmıştır bile. | Open Subtitles | أراهن أن هناك فدية كبيرة فى الطريق بينما نحن نتحدث |
| Gerçekte, korumaların hâlâ donmuş durumda biz konuşurken ekibim kaçıyor. | Open Subtitles | في الواقع, حراسك مازالوا مجمدين وفريقي هرب بينما نحن نتكلم |
| Şimdi siz, çetenin, Don'un arabasını biz yemek yerken... bozduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لذا، تَعتقدُ هذه العصابةِ خرّبتْ سيارةُ دون بينما نحن هَلْ كُنْتُ التَعشّي؟ |
| Çünkü bu biz ayrıyken yaptığın bir şeyle alakalı değil. | Open Subtitles | لأن هذا ليس متعلق بأي شيء فعلته بينما نحن منفصلين |
| biz konuştuğumuz esnada koruma altında, ancak bir kişiyle daha temasa geçerseniz... | Open Subtitles | هو تحت حمايتنا بينما نحن نتكلم لكن إذا إقتربتَ أيّ فرد آخر |
| biz burada bir çift ayakkabı daha eskitirken o merkezde serin serin oturuyor. | Open Subtitles | يجلس مرتاحا فى مركز الشرطه بينما نحن هنا نقضى على احذيتنا فى البحث |
| Hey, Hazır başlamışken belki de babana uğrayıp bir merhaba diyebiliriz. | Open Subtitles | قد يمكننا زيارة و إلقاء التحيّة على والدكِ بينما نحن هنا |
| Aslında Hazır dürüst dürüst konuşurken sana yardım etmek bana güzel geliyor. | Open Subtitles | تعرفين ماذا, بينما نحن صادقون مساعدتك تجعلني أشعر أنني بحالة جيدة حقا. |
| Hazır başlamışken sana bir kartpostal göndersek ya, değil mi? | Open Subtitles | لما لا نرسل بطاقة بريدية بينما نحن نخوض الأمر, حسناً؟ |
| Hazır devam ediyorken, Fabrikalarda işler nasıl yürütülüyor, anlatmak istiyorum. | TED | إذاً بينما نحن مستمرين أريد ان اخبركم كيف يبدو ذلك في المصانع |
| Bizde yerimizde oturup dinlenmiş, savunmaya Hazır, zinde kalırız. | Open Subtitles | بينما نحن نبقى هنا ونأخذ كامل راحتنا، ونستعد للدفاع |
| Hazır burada, dışarıdayken doğruları öğrenmeni isterim. | Open Subtitles | أريد أن أوضح لك شئ بينما نحن هنا بالخارج |
| Bizse seri katilin peşindeyiz. | Open Subtitles | بينما نحن لوكين 'لسفاح. |
| Başımızda bunlar varken bizi kontrol edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك التحكم لنا بينما نحن ارتداء هذه. |