| Chris Anderson: Demek istediğim, senin daha kibar, nazik iş felsefeni başarılı bir ekonomi ile birleştirebileceğine inanıyor musun? | TED | كريس أندرسون : أعني هل تؤمن أنه يمكن التوفيق بين فلسفتك الودية والعادلة عن العمل مع مفاهيم الاقتصاد الناجح |
| Jordan Collier'ın bir mesih olduğuna, ve Promisin'in dünyayı kurtaracağına inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تؤمن ان جوردان كوليير هو المسيح وان البرومايسن سوف ينقذ العالم |
| İlk görüşte aşka inanır mısın yoksa tekrar mı içeri gireyim? | Open Subtitles | هل تؤمن بالحب من أول نظرة أم يجب أن أدخل مجددا؟ |
| Sadece Noel'i kutlamakla kalmayıp bir de Noel Baba'ya mı inanıyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تحتفل بعيد الميلاد فحسب أنت تؤمن بسانتا كلوز ؟ |
| Uzun zaman önce o köprü üzerinde bitmesine inandığın şekilde bitmesini istiyorsun. | Open Subtitles | تودّ ينتهي هذا. بل أنّك تؤمن بنهاية هذا مُذ وضع دعامات الجسر. |
| Nasıl oluyor da tanrı parçacığına inanıp kötü ruhlara inanmıyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكن أن تؤمن بالمادة السوداء لكن ليس بالأرواح الشريرة؟ |
| Bazı insanlar inanmıyor bile ama sana şunu söyleyebilirim, birisi direkt olarak bunu yaşayınca her şey çok çabuk değişiyor. | Open Subtitles | وبعض الناس لا تؤمن حتى ولكن أقول لكِ أنّ كل شيء يتغير سريعاً عندما يكون لدى أحدهم تواصل مباشر معهم |
| Şimdi, sormamda sakınca yoksa, Darren, insan ruhunun sabitliğine inanıyor musun? | Open Subtitles | والآن, أذا جاز لي أن أسال هل تؤمن بخلود الروح البشرية؟ |
| Tek bir şey söyleyin. Hala iyi askerlerden iyi krallar çıkacağına inanıyor musunuz? | Open Subtitles | أخبرني بشيء ، هل ما زلت تؤمن أن الجندي الجيد يصلح كملك جيد؟ |
| onlara inanıyor bile olabilirsiniz ama sizde başka bir şey var. | Open Subtitles | ربما أنت حتى تؤمن بها ولكن هناك شيء آخر يحدث معك |
| Bu hala yatırım yapmak istediğiniz bir şey mi hala yatırım yapma anlayışına inanıyor musunuz? | TED | هل هذا شئ ما زلت تستثمر فيه ؟ هل ما زلت تؤمن بمفهوم الاستثمار؟ |
| Milliyetçi tek, monolitik bir kimliğe inanır ve özel, en azından daha aşırı milliyetçilik biçimleri de tek bir kimliğe karşı özel bir bağlılığa inanır. | TED | الوطنية تؤمن في الفرد والهوية المتجانسة، وحصرياً أو على الأقل إصدارات أكثر تطرفاً تؤمن في الولاء الحصري لهوية واحدة. |
| Çünkü şimdiden sonra her sallanma ve dönüşte uçacaklarına inanır. | Open Subtitles | لأنها تؤمن بأنهما ستحلّقان من الآن فصاعدًا من كل تمايل ودوران |
| Altıncı hisse inanır mısınız, Baş Müfettiş? | Open Subtitles | هل تؤمن بالحاسة السادسة سيدي رئيس المفتشين؟ |
| Geri dönen askerin, "Beni öldürttüğünüz için teşekkürler" diyeceğine mi inanıyorsun? | Open Subtitles | أنت تؤمن بأن الجندي سيعود قائلاً أشكركم على التسبب في قتلي |
| Hergün iyi insanların öldüğünü görüyorsun ve hala tanrıya mı inanıyorsun? | Open Subtitles | تري اناس صالِحون تَمُت كل يوم و لازلت تؤمن بالله ؟ |
| Sıradan bir hayat sürdürebileceğine hâlâ inandığın için böyle düşünüyorsun. | Open Subtitles | هذا لأنّك لا تزال تؤمن أنّه باستطاعتك عيش حياة اعتياديّة |
| Kutsal Kitap'taki mucizelerin hiçbirine inanmıyorsun, öyle değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تؤمن بأي من المعجزات في الكتاب المقدس، أليس كذلك؟ |
| Yani söylediklerinize aslında inanmıyor musunuz? | Open Subtitles | اذن.. فأنت لا تؤمن بهذه الأشياء التى تقولها ؟ لا |
| "Bu, tıpkı bir bilim insanı olup Tanrı'ya inanmak gibi bir şey." | Open Subtitles | و مازلت تؤمن بالحب انه يبدو كأن تكون عالما و نؤمن بالله |
| Eğer bugün liderlik edeceksen buna inanman gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن لابد أن تؤمن بهذا لو أنك القائد اليوم |
| Konuşması ve tarzı sunacak pek bir faydası olmadığına inandığını gösteriyordu. | TED | أعتقد أن لغتها وأسلوبها أوصل رسالة مفادها أنها لا تؤمن بأنها تملك قيمة أعلى لتقدمها. |
| Bunu, kaderimizin kontrolünün yıldızlar tarafından belirlendiğine inanan birisi söylüyor. | Open Subtitles | هذا الرأي صادر من إمرأة تؤمن أن النجوم تتحكم بمصائرنا |
| Bu da suyu o kadar kutsal yapıyor işte. Böyle şeylere inanıyorsan elbette. | Open Subtitles | هذا أقدسُ ما يصل أليهِ الماء، أذا كُنت تؤمن بهذا النوع من الاشياء |
| Bir gün unuttuğun her şeyi hatırlayacağına... inanmalısın, öyle değil mi? | Open Subtitles | أعني، يجب أن تؤمن بذلك أنه تقدم فى هذه اللحظه، صحيح؟ |
| Komiser siz inançlı birisiniz. yani Tanrıya inanıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أيّها النقيب، أنت شخص روحي، أقصد، أنت تؤمن بالرب، صحيح. |
| Lütfen bana bu görsel ikiz kehaneti saçmalığına inanmadığını söyle. | Open Subtitles | رجاءً لا تخبرني أنّك تؤمن بنبوئة القرين التافهة تلك. تافهة؟ |
| Bana inancın tam olmalı, ağabeyinin rüyaları ne kadar çılgınca gelse de. | Open Subtitles | عليك أن تؤمن بي، لا يهم كم تبدو أحلام أخيك الأكبر جنونية |