Herşey için geç kalıyor. Yeryüzünde başkalarının da olduğunu düşünmüyor! | Open Subtitles | تتأخر بكل شيء لا تظن شيء حي في هذا العالم |
- geç kalmazsın, değil mi? - Hayır, gelirim. Merak etme. | Open Subtitles | لا تتأخر يا صديقي لا ، سَأكُونُ هناك ، لا تقلق |
Rory asla geç kalmaz. Neredeyse can sıkıcı biçimde dakiktir. | Open Subtitles | روري لم تتأخر مطلقا لقد كانت دائما في الوقت المناسب |
Kızımız gideli çok olmadı, o kadar da geç değil üstelik. | Open Subtitles | إنها لم تتأخر لتلك الدرجة كما أن الوقت ليس متأخراً جداً |
Çok gecikme, sular yükseliyor. | Open Subtitles | لا تتأخر كثيراً, فالمدّ يرتفع. |
Bir şeyler olmuş gibi, eve hiç o kadar geç gelmezdi. | Open Subtitles | لا بد ان شيئا قد حصل انها لم تتأخر بالخارج قط |
En iyisi acele et. Derse geç kalmak istemezsin, değil mi? | Open Subtitles | من الأفضل ان نستعجل,لا تريد ان تتأخر على صفك أليس كذلك؟ |
Üç yıldır beraber çalışıyoruz bir kez bile geç kalmadı. | Open Subtitles | لقد كانت معي للمدة 3 سنوات انها لم تتأخر ابداً |
Bugün telefonsuz kalmak istemiyorum ama fotoğraf çekimlerine de geç kalmanı istemem. | Open Subtitles | سأكره أن أبقى اليوم بدونه. لكني لا أريدك أن تتأخر على الصور. |
Kızımız gideli çok olmadı, o kadar da geç değil üstelik. | Open Subtitles | إنها لم تتأخر لتلك الدرجة كما أن الوقت ليس متأخراً جداً |
Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı ve derse geç kalacaktı. | TED | وكانت قد اضاعت القليل من الوقت مما جعلها تتأخر على فصلها الآخر |
Koca eşyaları toplamaz, ya da kadın her zaman toplantılara geç gelir, her neyse, tamam mı? | TED | الزوج لا يريد ترتيب ملابسه، أو الزوجة دائماً تتأخر عن المقابلات، أين ما يكون؟ |
Sanırım gitsen iyi olur. Konsere geç kalmak kaba bir davranıştır. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل ان تذهب فليس من اللائق أن تتأخر عن الحفلة الموسيقية. |
Gitsen iyi olur. Köylü dostlarına geç kalmamalısın. | Open Subtitles | الأفضل أن تذهب ، لا ينبغى أن تتأخر عن أصدقائك المزارعين |
Hayır, Bay Lowery, ama pazartesileri genelde geç gelir. | Open Subtitles | لا ياسيد لوري.ولكنها عادة ما تتأخر صباح يوم الاثنين |
Daha önce gelmeliydiniz. Ateş nöbetine geç gelenler. ...cezalandırılmalı. | Open Subtitles | بالوقت الذي ظهرت فيه انت الناس كانت تدفع ضريبة حتى لا تتأخر عن اشعال النار |
Akşam Simpsonslar'ın yemeğe geleceğini unutma. geç kalmamaya çalış. | Open Subtitles | تذكر أننا دعونا عائلة سيمون على العشاء حاول ألا تتأخر |
Tamam o zaman sen... işine git şimdi. Yoksa geç kalacaksın. | Open Subtitles | حسناً إذاً، يجب أن تذهب لعملكَ وإلا سوف تتأخر |
Bu gece ki Ayarlama'dan sonra tekrar görüşeceğiz... ama daha fazla gecikme olmamalı, tamam mı? | Open Subtitles | سنتكلم نحن ثانية بعد *رنات* الّليلة لكن لا تتأخر كثيرآ |
Onun yerine, polisin gelmesi niye bu kadar uzun sürdü onu sor. | Open Subtitles | لمَ لا تسأل بأن الشرطة تتأخر كثيراً بالحضور، بدلاً من ذلك. |
- Bir dahaki sefere uzun sürmesin. - Katla şunu. Hadi, çalış biraz. | Open Subtitles | ـ المرة القادمة, لا تتأخر كثيراً ـ أطوى هذا,تحرك |
Bizi istasyona götürmesi için taksi çağırdım, uzun sürmez. | Open Subtitles | طلبتُ سيارة أجرة لتقلنا إلى المحطة يجب ألا تتأخر |
Hasta hissetmeye başlasanız, bu yüzden yardım istemek için gecikmeyin. | Open Subtitles | لذا لا تتأخر فى طلب المساعدة . اذا شعرت بالمرض |
Sorun değil. Tarek, hep "Sorun değil" diyorsun ve sonra ya gecikiyorsun ya da unutuyorsun. | Open Subtitles | طارق ، دائماً تقول لا مشكلة ثم إما تتأخر أو تنسى |
Bir kraliçe asla gecikmez. Diğerleri biraz erken gelmiştir. | Open Subtitles | -الملكة لا تتأخر أبدا الحضور هم من جاءوا مبكرا |
- Tamam oyalanma. Olabildiğince hızlı ol! 15 dakikaya geleceğim. | Open Subtitles | حسناً، لا تتأخر اذهب بأقصى سرعة |
Vakit geldi. gecikecek. Sanki kendi bekarlığa veda partisi değil. | Open Subtitles | يجب أن تتأخر عن عملها لا عن حفل عزوبيتها |
Uçağı gecikebilir. Sakin ol, olmaz mı Axel? Herkesi delirtiyorsun. | Open Subtitles | إذاً، قد تتأخر طائرته، هون عليك يا أكسل أن تصيب الجميع بالتوتر |