iki delik var. Öndeki idrarı, arkadaki ise dışkıyı topluyor. | TED | هناك الأمامية والخلفية، والامامية تجمع البول، والخلفية تجمع المواد البرازية. |
Pekala, hemen pılınızı pırtınızı toplayıp 5 dk. içinde toz olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | حسنًأ ، أريدك أن تجمع أغراضك وترحل من هنا خلال خمس دقائق |
Sonra buralarda başka bir büyük toplantı daha olacak. BUGÜN! | Open Subtitles | هناك تجمع كبير آخر في وقت لاحق، بالقرب من هنا |
Sen bütün heyecanını kızgınlığını, sevgini, nefretini topluyorsun, ve hepsini karnının karnının dibine itiyorsun. | Open Subtitles | تجمع مشاعرك كلها, كل غضبك, وحبك, وحقدك. تدفعها, حتي أخمص معدتك, |
Şu andan itibaren her gördüğünüz gebe kadını, görüp görebileceğiniz en büyük veriyi bir araya getiren kişiler olarak düşünebilirsiniz. | TED | من الآن فصاعداً في كل مرة تشاهد سيدة حامل، فهي تجمع الكميات الأكبر من المعلومات التي من الممكن أن تشاهدها. |
Oraya gidip hakkında bilgi toplamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تذهب إلى هناك و أن تجمع معلومات عنه |
"Sivil Cumartesi" deniyor ve bir inanç toplantısı oluyor. | TED | وهو يدعى أيام السبت المدني. ويشابه منحى تجمع الأديان. |
Bu esasen aşağı inen suyu toplayan bir ağaca benziyor. | TED | انها في الاساس مثل شجرة تجمع المياه النازلة. |
havuz bölgesinde biraz konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اعتقد انه كان علينا ان تجمع عند حوض السباحة |
İlk oyun benden diğer böceklerden kaçarken kovanlarda biriktirmem için polen toplamak amacıyla arıyı yukarı aşağı uçurmamı istiyor. | TED | تطلب اللعبة الأولى مني تطيير نحلة إلى الأعلى والأسفل كي تجمع اللقاح وتضعه في خلاياها، بينما تبتعد عن الحشرات الأخرى. |
Yazılım sistemimiz çiftliklerden veri topluyor, böylece tarım uygulamalarını geliştirebileceğiz. | TED | برامج مترابطة تجمع بيانات مختلفة من مزارع متفرقة لكي نحسن أسلوبنا في استزراع الأسماك. |
Parley, gidip okyanuslardaki plastik atıkları topluyor. | TED | تجمع بارلي النفايات البلاستيكية من المحيط. |
Rwanda yılda 60 ila 80 bin ünite kan topluyor. | TED | تجمع رواندا ما بين 60 و 80,000 وحدة من الدم في السنة |
Genç sanat bilginlerini toplayıp önemli eserleri tespit etmeleri için oraya göndermenizi öneriyorum. | Open Subtitles | أقترح أن تجمع علماء فن شباب ليذهبوا هناك و يتعرفوا على الأعمال العظيمة |
Bu park milyonlarca litre su toplayıp depolayabilir. | TED | يمكن لهذه الحديقة أن تجمع مليون جالون من الماء. |
2001'de, bir milyon insanın Ganj kıyılarında toplanması-- herhalde en çok sayıda insanın bir araya geldiği toplantı, uydudan göründüğü hâliyle. | TED | تجمع مليون شخص على أحواض نهر الجانج في 2001، ربما كان أكبر تجمع بشري على الاطلاق، كما يظهر في صور الاقمار الصناعية. |
- Kim olduğunu sanıyorsun? Sen paraları topluyorsun! Ortağım değilsin! | Open Subtitles | من تخال نفسكَ، أنتَ تجمع المال من تقديم العروض. |
Sanal haber odasında, muhabirler dokümanlardan çıkan konular üzerine bir araya gelebiliyorlardı. | TED | داخل غرفة الأخبار الإفتراضية، تجمع الصحفيين حول الأفكار الرئيسية المنبثقة من الوثائق. |
Ally, bir daha söylemeyeceğim. O oyuncakları şimdi toplamanı istiyorum. | Open Subtitles | ألي أَنا لقد مللت من سؤالك أريد الألعاب أن تجمع الآن |
Yargıç Kibler'a dava açmak için kanıt toplantısı yaparken hiç | Open Subtitles | عندما كُنتي تجمع الأدلة لمُقاضاة القاضي كيبلر |
Uygulamaları üzerinden beyinsel veri toplayan şirketler bunları üçüncü şahıslara satabilecek mi? | TED | هل يمكن للشركات التي تجمع بيانات الدماغ عبر تطبيقاتها أن تبيع هذه المعلومات لطرف ثالث؟ |
Ben 15 yıldır havuz görevlisi seksi Latin değilim. | Open Subtitles | أنا لم مثير الصبي تجمع اللاتينية لمدة 15 عاما. |
1.000 ilmeği toplamak zorundaydı. | Open Subtitles | وعليها أن تستمر فى هذا حتى تجمع 1000 غرزة |
Herkes etrafında toplandı ve o Yunan komedi yazarı Menander'in kayıp işlerinden bir mısra okudu. | TED | تجمع الكل حولها وقام بقراءة سطر من عمل مفقود للكاتب المسرحي اليوناني الساخر ميناندر. |
-Birazdan gelirler. Adamları topla. Önce konuşacağım. | Open Subtitles | سيكونوا هنا فى أى حظة من الأفضل أن تجمع الرجال , سأتحدث إليهم أولاْ |
Bir zamanlar bir kadın odun topluyordu. | Open Subtitles | في قديم الزمان , كانت هناك إمرأة تجمع الحطب |
Sormaktan nefret ediyorum ama yarın yine faturaları toplar mısın? | Open Subtitles | أكره أن أسال، لكن أيمكنك أن تجمع الفواتير مرة أًخرى؟ |
"Joyce'un vasiyeti nedeniyle buluşma olmayacaktır. " Kulağa çok kötü geliyor. | Open Subtitles | "بناءّ عن رأي جويس لن يكون هناك تجمع يبدو ذلك سخيفاً |