| Doğruyu söylemek gerekirse, Majesteleri, sizi uyarmaya çalışmıştım ama siz, efendim, iflah olmaz bir romantiksiniz. | Open Subtitles | لو سمحتلى يا مولاى لقد حاولت تحذيرك ولكنك يا مولاى عاطفى جداً |
| Yangın yerçekimsiz ortamda. Sizi uyarmaya çalıştım. | Open Subtitles | هذا حريق خطر جدا لقد حاولت تحذيرك أيتها القائد |
| Bu konuda harcayacağın her nefesin boşa gideceği konusunda seni uyarmalıyım. | Open Subtitles | من الإنصاف تحذيرك بأن تفوهك بأي كلمة إضافية حول هذا الموضوع يُعّد مضيّعة للوقت |
| Ama sizi uyarmak zorundayım, yine de Kilise ile baş etmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | رغم أنني أشعر بأن عليّ تحذيرك أنه لا يزال أمامك الكنيسة كذلك. |
| Şimdiden uyarayım, birazdan benim çok havalı biri olduğumu düşüneceksin. | Open Subtitles | مع ذلك علي تحذيرك أنت على وشك الظن أنني رائع |
| Sizi uyarmam gerek. Söyleyeceğiniz her şey not alınıp kanıt olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | ولا بد لى من تحذيرك أن أى شئ تقوله يمكن أن يستخدم ضدك فى الأدلة |
| Seni, o katillerin bir gün leşini çıkartacakları konusunda uyarıyorum. | Open Subtitles | اريد تحذيرك من ان هؤلاء القتلة سيقومون بتحويلك الى جثة يوما ما |
| 10 dakikamı seni uyarmaya çalışmakla geçirdim. Neden boşandığını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | ــ أمضيت 10 دقائق محاولة تحذيرك ــ أرى الآن لِمَ هي مطلقة |
| -Seni uyarmaya çalıştım. -Partimize hoşgeldin. | Open Subtitles | ـ حاولت تحذيرك ـ مرحباً بكم في حفلتنا |
| Seni uyarmaya çalıştım ama beni yakaladılar. | Open Subtitles | لقد حاولت تحذيرك ,ولكنهم أمسكوا بى |
| İğrenç tadıyla sizi uyarmaya çalışmasının sebebi bu. | Open Subtitles | الذي يحاول تحذيرك بنفسه بطعمه الفضيع |
| Seni uyarmalıyım bazen normal insanlarda adrenalin patlaması olur. | Open Subtitles | عليّ تحذيرك ، احياناً الأشخاص العاديون تأتيهم دفعة إدرينالين |
| Seni uyarmalıyım bu pek iyi işaret verdirtmez. | Open Subtitles | أود تحذيرك أنه نادراً ما يكون هذا نذير خير |
| Seni uyarmalıyım bu pek iyi işaret verdirtmez. | Open Subtitles | أود تحذيرك أنه نادراً ما يكون هذا نذير خير |
| Sizi uyarmak zorundayım söyledikleriniz aleyhinize delil olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | لابد من تحذيرك فيما سوف تقوله الآن سيؤخذ كدليل ضدك. |
| Sizi uyarmak zorundayım: | Open Subtitles | يجب علي تحذيرك هذه الرسالة بها كلام غير لائق |
| Sizi uyarayım, "büyük"ü, hem de iki defa bırakana kadar bittiğini anlamazlar. | Open Subtitles | علي تحذيرك ، لن يعرفوا بأن هذا انتهى حتىتسقطالشيءالضخم.. مرتان |
| Sizi uyarmam gerektiğini söyledi, Ay'ın karanlık yüzünden bahsetti. | Open Subtitles | و طلب تحذيرك بشأن الجانب المظلم من القمر و قتلوه |
| uyarıyorum, söyleyeceğiniz her şey aleyhinize delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | و يجب علي تحذيرك أن أي شئ تقوله سيتم تدوينه و ربما سيستخدم كدليل ضدك |
| Bir uyarı da bulunayım... Bütün bu Kaptan Kirk durumu sorun oluyor, onu bırak en azından ahlâken belirsiz. | Open Subtitles | أريد تحذيرك أن طريقة كابتن كيرك هذه تثير المشاكل |
| uyarın için sağ ol. Ve bana söyleyebileceklerin için de. | Open Subtitles | أقدر لك تحذيرك وأي شئ آخر يمكنك أن تخبرني به |
| Seni uyarmalıydım sanırım. Biz madde bağımlısı değiliz. | Open Subtitles | ربمـا كـان عليّ تحذيرك ، لسنـا من النـاس الذين يتعـاطون المخدرات |
| Asıl önemli olan, seni neyle uğraştığın konusunda uyarmıştım. | Open Subtitles | المهم الآن، أنّي حاولت تحذيرك بما أنت بصدده |
| Bay Wolowitz, bu sizin ikinci uyarınız. | Open Subtitles | سيد وولوتس هذا هو تحذيرك الثاني |
| Siz telaşlandırmak istemem ama şu ana kadar 22 kaçırma olayı bildirildi. | Open Subtitles | أنا لا أريد تحذيرك لكن هناك اثنين و عشرين حالة تم الإبلاغ عنهم من المواطنين الأمريكيين اختطفوا من قبل الثوار |
| Bu son ikazım! | Open Subtitles | هذه المرة يتم تحذيرك |
| Bu sana da son uyarım! Yarın o püsküllü deri olacak! | Open Subtitles | هذا هو تحذيرك الأخير من الغد سيكون حذائك الشتوي بلا كعب |
| Kuzenimin espri anlayışı konusunda seni uyarmayı unuttum. | Open Subtitles | نسيت تحذيرك بشأن حس الدعابة الغريب عند قريبتي. |