"تسرق" - ترجمة من عربي إلى تركي

• çalıyorsun
• hırsızlık
• çalmak
• çalıyor
• çalarken
• çaldın
• çalmaya
• çalıp
• çaldığını
• çalacaksın
• çalar
• çalma
• çalan
• çaldı
• çalıyordu

Bir adamın ruhunun tacını çalıyorsun ve tek özürün basmakalıp duygular mı?
.. تسرق جوهرة تاج روح رجل وعذرك الوحيد مجرد شعور أحمق بالعاطفة؟

Belki iş arasaydın hırsızlık yapmazdın.
ربما ، لو بحثت حقا عن عمل فلن تكون مضطرا ان تسرق

Yani, onu cebe indiren kişi çaldığını sanıyorsa yine de çalmak sayılır.
هل تزال تسرق اذا كان الشخص الذي سرقها يعتقد انهم كانوا يسرقون؟

ADM, Japonlardan, teknolojilerini çalıyor bunu Japonların da yapabileceğini göz ardı edemezdim.
أ.د.م تسرق التقنية من اليابانيين فليس من المستبعد أن يقوم اليابانيون بالمثل

Başka bir siyah saçlı, mavi gözlü yiyecek çalarken yakalanmış.
أخرى بشعر أسود وعيون زرقاء تم الامساك بها تسرق الطعام.

- Ne yapmayı istersin? - Peki, sen benim atımı çaldın.
ما الذي تود فعله إذا - حسنا, لمَ لا تسرق حصاني؟

Oturup senin ailemi elimden çalmaya çalıştığını izlediğim adım olmasın o?
أن أجلس و أشاهدك و أنت تحاول أن تسرق أسرتي مني؟

Peki neden lanet mücevherleri çalıp bana vermiyorsun?
آجل , ولكن لماذا لا تسرق أنت المجوهرات وتسلمهم لىّ ؟

Bu da neydi? O herif için hap mı çalıyorsun?
ما كان كل ذلك انت تسرق حبوب الدواء لذلك السافل

Bu ülkede bir işin yok, bu yüzden insanlardan çalıyorsun.
ليس لديك عمل فى هذة البلاد لذل تسرق من الناس

- Ve bir şeyler çalıyorsun. - Zaman zaman çalıyorum, evet.
ـ وأنت تسرق الأشياء ـ أجل، أسرق الأشياء بين حين وآخر

-Sonra evi dağıtırsın... ki hırsızlık için yaptın sanılsın ve bir an önce... arabaya gelirsin.Sonrası doğru niagara şelaleleri.
ثم تسرق المنزل لتبدو كعملية سرقة وتعود الى تلك السيارة ونعود باقصى سرعة الى شلالات نياجرا

Sonra ortalığı dağıtırsın, böylece hırsızlık için yapıldığınu düşünürler ve arabaya geri dönersin beraber Niagara şelalelerine geri döneriz...
ثم تسرق المنزل لتبدو كعملية سرقة وتعود الى تلك السيارة ونعود باقصى سرعة الى شلالات نياجرا

Çünkü kişiye özel bir malı çalmak için gittiğinizi biliyordunuz.
لأنك نويت أن تسرق ما كنت تعلم أنه ملكية خاصة.

Ne yazık ki şu anda bu daha ziyade rus mafyası tarafından büyükannelerimizin banka hesaplarını çalmak için kullanılıyor.
لسوء الحظ , الآن , في الغالب تُستخدم طريقة بواسطة المافيا الروسية لكي تسرق حسابات جدتك في البنك .

Benden çalıyor. Paramı çalıyor. İngilizce bilmediğini söylüyor.
إنها تسرق مالي، تقول إنها لا تتحدث الإنكليزية

Araba çalarken sekse ne dersin?
ماذا بشأن ممارسة الجنس بينما تسرق السيارات؟

Sana güvendim ama sen çocuklarımın rıskından çaldın.
لفد اعطيتك ثقتى انظر ماذا فعلت تسرق نقود اولادى

Evet, siz de az önce cipimin anahtarını çalmaya kalktınız.
نعم, ولقد حاولت للتو أن تسرق مفتاح سيارتي

Veya bir tekne çalıp uluslararası denize çıkabilirsin.
أو بوسعك أن تسرق قارباً وتبحر إلى المياه الدولية

CA: Evet, ben kesinlikle kimsenin büyükannesinin banka hesabını çaldığını düşünmüyorum. Peki ya temel değerleriniz neler?
كريس : نعم , حسناً , أنا بالتأكيد لا أعتقد أنك تسرق حساب جدة أي شخص . لكن ماذا عن جوهر إيمانك بالمبادئ ؟

Bu durumda, spekülasyona göre, sen planın sana düşen bölümünü gerçekleştirecek ve satabileceğin değerde bir şeyi çalacaksın.
في هذه الحالة، يجب أن تنفذ آخر جزء من الخطة، و تسرق شيئاً قيماً يمكنني بيعه.

Hayat bir hırsızdır. Sebastian hep derdi ki, "Hayat her şeyi çalar."
إن الحياة لص ،دائماً ما يقول إن الحياة تسرق كل شئ "

"Yalan söyleme, kaçma, aldatma, çalma" falan filan.
لا تكذب ، لا تتخاذل لا تغش ، لا تسرق وهلوا ما جرّ

Şimdi de bütün paraları çalan Anonim şirketleri var.
هو ليس صحيح والأن حصلنا على كل هذة ألشركات ألتي تسرق كل ألأموال

Sadece kredi kartını değil, kimliğini de çaldı.
في الواقع، لم تسرق بطاقتك الائتمانية فحسب بل و بطاقتك الشخصية أيضاً

İnsanlar bir şeyler çalabileceğini sanmıyordu, ama çalıyordu.
كان الناس يفترضون بأنها لن تسرق أية ممتلكات ثمينة, لكنها بالطبع فعلت