ويكيبيديا

    "تصلح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tamir
        
    • uygun
        
    • düzeltmek
        
    • işe
        
    • düzeltmen
        
    • düzeltebilir
        
    • düzeltmelisin
        
    • göre
        
    • değilsin
        
    • düzeltsen
        
    • yoluna
        
    • düzelt
        
    • yaramıyor
        
    • düzeltmeni
        
    • düzeltmeye
        
    Özgürlük için mücadele etmek yerine motor mu tamir edeceksin? Open Subtitles أليس كذلك تصلح المحركات بدلاً من الكفاح من أجل الحرية
    Şu lanet pasta dolabını tamir ettirmeni kaç kez daha söylemem gerekiyor? Open Subtitles وكم مرة يجب أن أطلب منك أن تصلح ثلاجة الفطائر اللعينة هاته؟
    Okula gitmeden önce, verandanın altındaki ızgarayı tamir eder misin? Open Subtitles أيمكنك أن تصلح الشبك أسفل الشرفة قبل أن تذهب للمدرسة؟
    O zaman soru şu, bu gezegenlerin ne kadarı yaşam için gerçekten uygun? TED و السؤال هو، ما النسبة من بين هذه الكواكب التي تصلح فعلا للحياة؟
    Bu fikirle içine ettiklerimizi düzeltmek üzere yeni bir teknoloji doğacak. TED وسوف تأتي تكنولوجيا جديدة تصلح هذا الفساد الذي يحدث اليوم في حق الطبيعة
    Dolayısıyla bu seviyeler en az bir haftaya kadar tamir olmayacak. Open Subtitles إذن هذه الأقسام لن تصلح بشكل تام قبل أسبوع على الأقل
    kırık bir tekerleğin nasıl tamir edileceğini bilmediğini tahmin ediyorum, değil mi? Open Subtitles أفترض أنك لا تعرف كيف تصلح عجلة مكسورة ؟
    Babam gene bir şeyi tamir etmeye çalışıyor. Open Subtitles أنت لم تعد تحاول أن تصلح شيئاً آخر ، يا والدي
    Şu aleti tamir ettirmelisin. Geri döndük ve şifreyi aldık. Open Subtitles يجب أن تصلح هذا الشئ، لقد عدنا و لقد حصلنا على الرقم السرى
    Mars Güvenlik Güçleri minimum güç kullanarak asayişi sağladı ve tesise verilen hasar saatler içerisinde tamir edildi. Open Subtitles رجال الجيش تسلموا أوامر باستخدام اقل قدر من العنف0000 وكل الخسائر فى المصنع الاستراتيجى تصلح خلال ساعات
    Evde hiçbir şeyi tamir ettiremiyorum sana. Open Subtitles انا لا استطيع ان اجعلك تصلح اي شئ في المنزل
    Hey Karl sanırım onu kırdım. Gelip bu lanet olası şeyi tamir eder misin? Open Subtitles كارل، أعتقد اني كسرته هل بإمكانك أَن تصلح هذا الشيء الملعون؟
    Ama onu ekemem. Onun için tek uygun zaman bu hafta sonu. Open Subtitles لا أستطيع أن أتخلى عنه، هذه عطلة نهاية الإسبوع الوحيدة التي تصلح.
    Toplumun yüzde 25 veya 30'una uygun olmadığını gördük. TED لقد وجدنا أن مابين 25 إلى 30 بالمائة من السكان لا تصلح لهم هذه الطريقة.
    Her birinize uygun olacak kişisel minimal hizmeti nasıl belirleriz? TED كيف يمكننا أن نضع خطوط عريضة شخصية لنرى أنواع العلاج التي تصلح لك بالذات؟
    Amerika tüm bunları düzeltmek için bir 50 yıl daha bekleyemez. TED أمريكا لا تستطيع الانتظار 50 سنة أخرى حتّى تصلح الوضع.
    İşe yaramıyor ve çok boktan. Her zaman böyle söylüyorsun. Open Subtitles انها لا تصلح و بأنها سيئة أنت دائما تقول ذلك
    Aranı düzeltmen gereken asıl insan Lux. Open Subtitles الشخص الذي يجب ان تصلح الامور معه هو لكس
    Ne tartlar ne özürler bunu düzeltebilir. Open Subtitles إذا لا فطائر أو إعتذارات من الممكن أن تصلح هذا
    Bunu düzeltmelisin. Her ne gerekiyorsa. Open Subtitles عليك أن تصلح هذا مهما تطلب الأمر
    Kızım olacak yaşta. Farkındayım. Tam bana göre. Open Subtitles انها صغيرة بسن ابنتي انا اعلم ذلك , ولكنها تصلح لي
    Klimayı tamir edecektin, kilise turunda değilsin. Open Subtitles من المفترض أن تصلح مركز التهوية لا أن تأخذ جولة
    Sürekli dünyayı düzeltmekten bahsediyorsun. Aileni düzeltsen nasıI olur? Open Subtitles كل يوم تخبرني بأنك تصلح العالم لما لا تصلح عائلتك؟
    -Tam da işler yoluna giriyordu... Open Subtitles خارج عن عرادتي لما اخيرا كل شي تصلح بيننا
    En iyisi düzelt bunu... Open Subtitles .. من الأفضل أن تصلح الأمر يا ذا أفضل مؤخرة كانت لديّ من قبل
    Hayır. İstifanı istemiyorum. Bunu düzeltmeni istiyorum. Open Subtitles أنا لا أريد لك أن تستقيل أريد منك أن تصلح هذا الأمر
    Bu işi düzeltmeye çalışma. Ben senin vasinim ve dizginleri almam gerek. Open Subtitles . لا تحاول أن تصلح هذا الشئ ، يا ولدى . أنا ولى أمرك وأنا أصلح الأمور

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد