Bu durumda değil, çünkü bu çevresel olarak çok sağlam bir teknoloji ürünü. | TED | حسناً في هذه الحالة هو ليس كذلك لانها تكنولوجيا بيئية نظيفة مفيدة جداً |
Genel havacılık içerisinde ve otomativ yarışlarda... ...birçok modern teknoloji gerçekleştirdik. | TED | استخدمنا الكثير من آخر مستحدثات تكنولوجيا الطيران العام ومن سباق السيارات. |
telefonu icat etmek yarım yüzyıl aldı, ilk görsel gerçeklik teknolojisi. | TED | لقد استغرقنا الأمر نصف قرن لتبنى الهاتف، تكنولوجيا الواقع الافتراضي الأولى. |
Büyük bir para yiyicisi Amiralim. Parçacık saçma teknolojisi, depremler için. | Open Subtitles | إنه بقرة رئيسية لأوراق المالية، تكنولوجيا إشعاع ذرى، إنه صفقة الزلزال |
Birazdan yeni, kullanışlı ve heyecan verici bir teknolojiye tanık olacaksınız. Bu teknoloji hayatımızı nasıl su geçirmez yapabileceğimizi gözden geçirmemezi sağlayacak. | TED | أنت ألان على وشك تجربة تكنولوجيا جديدة، متوفرة ومثيرة والتي سوف تجعلنا نعيد التفكير في كيف يمكن وقاية حياتنا من الماء. |
Ancak, radyo teknolojisinin ortaya çıkmasından sonra, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yeni bir eşzamanlı tercüme sistemi geliştirildi. | TED | لكن بعد ظهور تكنولوجيا الراديو، تم تطوير نظام جديد للترجمة الفورية على إثر الحرب العالمية الثانية. |
Veya o kadar da zeki değillerdir ya da çok yönlü teknoloji oluşturabilecek düzeydeki bir zekânın evrimi sandığımızdan çok daha nadirdir. | TED | أو ربما أنهم ليسوا بذلك الذكاء، أو ربما التطور نوع ذكيّ قادر على خلق تكنولوجيا متطورة هو أندر بكثير مما لقد افترضنا. |
Babbage, tabii ki, kanıtlanmış teknoloji kullanmak istedi, Buhar ve diğer şeyler. | TED | لكن باباج، بالطبع، أراد استخدام تكنولوجيا موثوقة، أي البخار وما إلى ذلك. |
Aslında, ilkel bir beyin için yeterince gelişmiş bir teknoloji sihirden farksız görünür. | Open Subtitles | حسناً، هذا طبيعي، بالنسبة إلى العقل البدائي أية تكنولوجيا متطورة ستكون أشبه بالسحر |
Aslında, ilkel bir beyin için yeterince gelişmiş bir teknoloji sihirden farksız görünür. | Open Subtitles | حسناً، هذا طبيعي، بالنسبة إلى العقل البدائي أية تكنولوجيا متطورة ستكون أشبه بالسحر |
Senin için fazla eski bir teknoloji değil mi? Eski teknoloji mi? | Open Subtitles | عندما تنتهي تكنولوجيا الرقائق الصغيره فسأبقى على إتصال مع من في الخارج |
Çift dirsek teknolojisi, nokta atış,geri tepme yok, titreşim yok. | Open Subtitles | الثنائية تكنولوجيا كام، بدقة متناهية، الصفر الارتداد، و لا الاهتزاز. |
Çinli bir ajanın Rus teknolojisi içeren bir parçayla ülkeden çıkmaya çalıştığını ve bir askerî saldırıda halledildiğini gösteren notları yükledik. | Open Subtitles | قمنا برفع مذكرات تشير أن .. عميلاً صينياً كان يحاول تهريب قطعة من تكنولوجيا الروس خارج البلاد وقُتل في هجوم عسكري |
NASA teknolojisi avucunun içinde. Bu alet ne yapıyor biliyor musun? | Open Subtitles | تكنولوجيا ناسا الفضائية بين يديك ، أنت تعرف ماذا يعني ذلك؟ |
Yalnız şu var: Görsel sistemin yaptıklarını kopyalamayı iyi başaran bir teknolojiye sahibiz. | TED | لكن يبقى الإشكال هو: أنه لدينا تكنولوجيا جيدة في تقليد ما يفعله النظام البصري. |
ancak bunu takip eden yıllarda, arabanın teknolojisinin belirsiz olduğunu fark etmeye başladık. | TED | لكن عبر العقود التالية، بدأنا ندرك أن تكنولوجيا السيارة ذاتها لسيت محايدة. |
İşte, bunu yapmak zor, bu yüzden bazı teknolojiler geliştirmek zorundaydık. | TED | حسنا, من الصعب فعل ذلك, لذلك كان علينا أن نحدث تكنولوجيا. |
Klima tamiri ya da sağlık bilgi teknolojileri alanlarında kariyer yapmak ister misiniz? | Open Subtitles | هل تحلم بوظيفة في مجال مثير كإصلاح مكيفات الهواء أو تكنولوجيا المعلومات الصحية؟ |
Bu arada bu iş üstünde en iyi IT elemanlarımız çalışıyor. | Open Subtitles | لدينا أفضل خبراء تكنولوجيا المعلومات على الإطلاق |
teknik bölümümüz şu andaki görünüşünü tahmin etmeniz için fotoğraftaki adamı yaşlandırdı. | Open Subtitles | لدينا تكنولوجيا لمعالجه العمر لاظهار ما قد يبدو عليه اليوم |
diyorduk. Ve buradaki gibi teknolojimiz yok, ama küçük telefonlarımız var. | TED | ولم تكن لدينا تكنولوجيا كما هو الحال هنا ولكن كانت لدينا هواتفنا الصغيرة |
Işınlanma için kullandığımız Zeta-Işını teknolojisinden sorumlu olan bilim adamının ta kendisi. | Open Subtitles | هو العالم المسؤول للحفاظ . على تكنولوجيا شعاع زيتا نحن نستخدمها للتخاطر |
BT dersleri ve iki ay sonraki düğünü için para biriktirmesi bir süre minimarkette çalışmayı gerektiriyorsa, çalışacaktır. | TED | كان عليه العمل لفتره قصيرة في متجر ليوفر النقود لدورات تكنولوجيا المعلومات، ولإكمال مصاريف زواجه خلال شهرين. |
Counterlung'lar yüksek teknolojili değil, sadece basit esnek torbalardır. | TED | إنها ليست تكنولوجيا فائقة، أنها مجرد أكياس مرنة. |
Dijital Braille editör, dijital Braille sözlük, ve dijital bir Braille kütüphane ağı gibi dijital kitap teknolojilerini geliştirmeye başladım. | TED | بدأت بتطوير تكنولوجيا كتب رقمية، مثل محرر برايل الرقمي وقاموس برايل الرقمي وكذلك شبكة مكتبة برايل الرقمية. |
..ne tür savunma teknolojilerinden bahsediyoruz? | Open Subtitles | ما نوع تكنولوجيا الدفاع التى نتحدث عنها؟ |
Amacım bizi kurtarmaya yardım edecek bu yaşamdan yeni teknolojiyi bulmak. | TED | هدفي هو إيجاد تكنولوجيا جديدة من هذه الحياة، تساعد على انقاذنا. |