ويكيبيديا

    "تهدد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tehdit
        
    • tehdidi
        
    • riske
        
    • tehlikede
        
    • tehlikesi
        
    • tehtid
        
    • tehlike
        
    • ölümcül
        
    • gözdağı
        
    • tehditleri
        
    Antibiyotikler olmadan, rutin tıbbi prosedürler bile hayatı tehdit eden enfeksiyonlara yol açabilir. TED بدون المضادات الحيوية، حتى الإجراءات الطبية المعتادة يمكن أن تسبّب التهابات تهدد الحياة.
    Hey, az önce bahçemizi tehdit eden karpuzun icabına baktık. Open Subtitles لقد تخلصنا من هذه البطيخة الخطيرة التي كانت تهدد حديقتنا
    Galiba burası beni getirmekle tehdit ettiğin yer, öyle mi? Open Subtitles هل هذا هو المكان الذى كنت تهدد بأخذى إليه ؟
    Ama hâlâ yer yer barisimizi tehdit eden insan direnisiyle karsilasiyoruz. Open Subtitles ومع ذلك لازال يوجد بصيص من المعارضة البشرية التي تهدد سلامنا
    Bir çocuğu tehdit ettiğini duyunca teğmenin ne diyecek merak ediyorum. Open Subtitles أنا لا أعلم كيف تقول هذا عندما تسمع أنك تهدد مراهقة
    Borcu kapanmazsa başkan hakkında yolsuzluk skandalı yaratmakla tehdit etmiş. Open Subtitles تهدد بفضح العمدة في ضحية فساد مالم الضحية يدفع لها
    Borcu kapanmazsa başkan hakkında yolsuzluk skandalı yaratmakla tehdit etmiş. Open Subtitles العمدة بفضح تهدد لها يدفع الضحية مالم فساد ضحية في
    tehdit oluşturduğu için onu bulmak için koca bir nesli katletmiş. Open Subtitles تهدد خطراً على قواه, قام بقتل جيل كامل لمحاولة العثور عليه
    Eminim ki bir baş komiserin kızını tehdit etmek yasadışıdır avukat bey. Open Subtitles حسنا، وأنا متأكد من أن تهدد ابنة قائد الشرطة ليست قانونية، مستشار.
    ..korsanların asılmasının karşılığının.. ..daha büyük olacağı konusunda bir tehdit. Open Subtitles تهدد بأن شنق المزيد من القراصنة سيلقى المزيد من الانتقامات
    "Juicy Salif"in aksine, beyninize yapışmak için sizi tehdit etmez, onun yerine, kendiliğinden beyninize takılır. TED وعلى خلاف عصارة الليمون، فهي لا تهدد بربط ذاتها بدماغكم، وإنما ببساطة تربط ذاتها بدماغكم.
    Bu yosunla ilgili sorun şu ki somon balığı ve alabalığın yanı sıra dâhil olduğu ekosistemi de tehdit ediyor. TED المشكلة مع هذه الطحالب أنها تهدد سمك السلمون والسلمون المرقط والنظام البيئي للأنهار التي تغزوها،
    İşte bunlar şu anda sahip olduğumuz sosyal interneti tehdit eden şeyler. TED بالتالي، هذه بعض الأمور التي ربما تهدد الشبكة الاجتماعية التي نملكها.
    Evliliğin ekonomik bir yatırım olduğunda, aldatma bizim ekonomik güvenliğimizi tehdit ederdi. TED عندما كان الزواج مؤسسة اقتصادية الخيانة تهدد أمننا الاقتصادي
    Ancak madem şimdi evlilik romantik bir düzenleme, aldatma bizim duygusal güvenliğimizi tehdit ediyor. TED لكن الآن الزواج هو ترتيب رومانسي الخيانة تهدد أمننا العاطفي
    Ama her ne kadar tarih boyunca, aldatma her zaman acı verici idi ise de, günümüzde genellikle travmatik, çünkü benlik algımızı tehdit eder. TED وعبر التاريخ الخيانة كانت دائما مؤلمة واليوم غالبا ما تكون صادمة لأنها تهدد أحساسنا بذواتنا
    Ben her hangi bir askerin el bombası tehdidi altında olan kumandanını kurtarmak için yapacağı şeyi yaptım. Open Subtitles بل قمت بواجبي، ما كان ليفعله أي جندي حينما تهدد قنبلة قائده
    Anladığım kadarıyla, sızdırılması durumunda... ulusal güvenliğimizi riske atacak bir konuşmanıza ait. Open Subtitles سيدي، مما فهمته فهذا التسجيل هو لمحادثة لك، لو تسربت فيمكنها أن تهدد الأمن القومي
    Bir adamın itibarı tehlikede. Umarım kanıtınız vardır. Open Subtitles أنت تهدد سمعة الرجل ، أتمنى أن يكون لديك إثباتات
    İlişkilerde eğer bir şeyler evrilmezse yok olma tehlikesi doğar. Open Subtitles في سياق العلاقة إذا لم تتطور الأمور فهي تهدد بالإنقراض
    Ve seni, onu bir daha hiç görmemekle tehtid etti? Open Subtitles وقالت انها تهدد لك واقول لكم أبدا نراه مرة أخرى؟
    15 saniye içinde hayati tehlike arz eden yanıkları olacak. Open Subtitles وهي قد ستعمل الحروق التي تهدد الحياة في 15 ثانية.
    Mide bypass'ı ve obezite ameliyatının en uç durumlarda ölümcül komplikasyonlardan kaçınmak için muhtemelen sınırlı bir rolü var. Open Subtitles هناك على الأرجح دور محدد لعلاج البدانة أو تحويل مسار المعدة في الظروف الأكثر تطرفا لتجنب مضاعفات تهدد الحياة
    Kendini yaralayarak gözdağı verirsin sen ama başkalarına vuramazsın. Open Subtitles أنت تهدد فقد عن طريق إيذاء نفسك لا تقدرعلى ضرب الآخرين
    Özgürlüğümüze ve yaşam şeklimize olan tehditleri hayatımız boyunca yok ettik. Open Subtitles لقد واجهنا التهديدات التي تهدد حريتنا من قبل وسنواجهها مرةً أخرى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد