| Zira bütün hafta Ted'de de duyduğumuz üzere dünyamız, insanların artan nüfusu ve ihtiyaçlarıyla birlikte gittikçe daha da küçülüyor. | TED | ولأننا كما سمعنا في تيد طوال الإسبوع بأن العالم يصبح أصغر وأصغر بزيادة أعداد الناس فيه تريد أشياء أكثر وأكثر |
| Siz Ted'ciler aracılığıyla değişen bir dünyaya şahitlik etmeyi gerçekten sabırsızlıkla bekliyorum. | TED | اني اتتطلع بشده على ان اشهد على عالماً متغير بفضلكم، متحدوثو تيد |
| Ve dördüncü olarak Sapling kurumundan bahsetmek istiyorum, artık o Ted'in yeni sahibi. | TED | وبعد ذلك، رابعاً، أريد ذكر مؤسسة سابلينغ، التي هي المالك الجديد ل تيد. |
| Evet, var. Ted gibi bir konfreansa gelip de umutsuz olamazsınız, değil mi? | TED | لا يمكنك الحضور إلى مؤتمر مثل مؤتمر تيد وليس لديك أمل؟ أيمكنك ذلك؟ |
| Ve komiktir ki, bütün bu macera, bir Ted katılımcısı ile başladı -- bugün seyirciler arasında bir yerlerde olduğunu umduğum Chee Pearlman. | TED | وبدأت رحلتي, مضحك بما فيه الكفاية, مع أحد الحضور في تيد شي بيرلمان, الذي أتمنى أن تكون في مكان ما مع الحضور اليوم |
| Yoksa genellikle bloglar, politika ve benzeri konularda kötü Ted Talklar yaratmanıza yardımcı olan siyah versiyonu mu kullanacaksınız? | TED | أم أنك ستستخدم النموذج الأسود، الذي سيتيح لك صنع محادثة تيد سيئة حقاً، غالباً عن المدونات، السياسة وهذه الأشياء؟ |
| ve iki - Ted 2006 temasını ben seçmek istiyorum | TED | و اثنان – أريد اختيار شعار مؤتمر تيد لعام 2006. |
| Ted izleyicilerinin en çok ilgisini bu çok küçük, 10 ila 125 MW'luk yeni nesil reaktörler, çekecektir diye düşünüyorum. | TED | أعتقد أن أكثر مايثير اهتمام حضور تيد سيكون الجيل الجديد من المفاعلات صغيرة جداً، تولّد حوالي 10 إلى 125 ميغاواط. |
| Ted deki kalplerimize yakın bir yerden, bir fikri paylaşmada videonun baskıdan daha güçlü olduğunu gösteren bir örnek daha var. | TED | وهذا مثال آخر أقرب لمؤتمر تيد أي عندما يكون الفيديو اقوى بكثير من القصاصات الورقية في نشر الافكار وحث الناس عليها |
| Bay Dedektif Ted ile konuşacağım. Hayır, ben kendim konuşurum. | Open Subtitles | سأتحدث الى السيد تيد المحقق لا,لا, انا سأتحدث اليه بنفسى |
| Belki de bu yüzden kendine Shooter diyor. Ted bilmemi istiyor. | Open Subtitles | لهذا هو يدعو نفسه شوتر يريدنى تيد أن أعرف أنه هو |
| Ted onu ilk Körfez Savaşı'nda kazandı, ve şans getirmesi için Cleo'ya verdi. | Open Subtitles | حصل عليها تيد في حرب الخليج الأولى و أعطاها إياها لتجلب لها الحظ |
| O büyük mavi okyanusta 8 tane balık var, Ted. | Open Subtitles | هنالك ثمان سمكات في محيط ازرق و كبير يا تيد |
| Dertli olan benim. "Daha evlenmedim ve taşaklarım küçülüyor." Ted! | Open Subtitles | مشكلتني اني لم اتزوج بعد و مبيضاي ينكمشان يا تيد |
| Mucuizevi ve muhtşem bir yeni yıl gecesinin peşinden koşmayı bırak Ted. | Open Subtitles | توقف عن محاولة ملاحقة عشية راس سنه رائعة و سحرية يا تيد |
| Ted'in robin ile olan geleceği konusunda kim birşeyler söyleyebilir biliyormusunuz? | Open Subtitles | اتعلم من لدية ما يقول عن مستقبل تيد و روبن ؟ |
| Ve, biliyor musunuz, eğer Ted ondan hoşlanmışsa, kız anladığım kadarıyla çok hoş. | Open Subtitles | و كما تعلموا .. اذا تيد احبها .. انها من المتحمل رائعه جداً |
| Hey, Lily, ben Ted, hani şu yolun kenarında parasız bıraktığın çocuk. | Open Subtitles | مرحباً ليلي .. معكِ تيد .. الشاب الذي تركته على جانب الطريق |
| A vitamini, D vitamini , sabahlara başlamanın en iyi yoludur-- ama Ted' in az önce büyük bir randevusu vardı. | Open Subtitles | ان به فيتامين اي و فيتامين دي انه طريقة رائعة لان نبداء به الصبح .. ولكن تيد كان عنده موعد كبير |
| Ted 30 yaşındasın, bu şekilde davranmak için çok yaşlısın. | Open Subtitles | تيد ، انت في الثلاثين إنك كبير جداً لتتصرف هكذا |
| TK: Mavi şeritler suyu, nehri ve gölü temsil eder. | TED | تيد: الشرائط الزرقاء ترمز إلى الماء و النهر و البحيرة |
| Tüm bu renkler Ravel ya da Tad Dameran'ın müzikleri gibi. | Open Subtitles | كل هذه الألوان انه يبدو مثل ريفيل أو تيد داميرون |
| Sanırım, bu Teddy'i davet ettiğim son gezi, değil mi? | Open Subtitles | حسنا اظن ان هذه اخر مرة سأدعو تيد الي رحله صحيح |
| O dönemde, ben TEDGlobal'da bir konuşma vermeye hazırlanıyordum. | TED | خلال ذلك. كنت استعد لالقاء كحاضرة في تيد جلوبال. |