ve derken Yoyo ile tanıştım, Rapa Nuian'lı yerli bir rehber, ve Yoyo'nun yüzüne bakarsanız bu ifadeyi nereden esinlendiklerini anlayabilirsiniz. | TED | ومن ثمّ تعرفت علي يويو، وهو مُرشد سياحي من سكان الجزيرة الأصليين، وإذا تمعّنت وجه يويو، ستكتشف من أين أتوا بالإلهام. |
Şimdi cam bir levha alın ve poşetin bir kenarına yerleştirin. | TED | والآن أحضروا صحناً من الزجاج ثمّ ضعوه على جانب كيس البلاستيك. |
O zaman şimdiye kadar işine yarayan bir tavsiyem olduysa, bunu da dinle. | Open Subtitles | حَسناً، ثمّ إذا أنت أَبَداً أَخذتَ أيّ مِنْ نصيحتِي قبل ذلك، يَأْخذُ هذه. |
O zaman madem bu kadar çok mütevazısın, senin fikrini sormayız. | Open Subtitles | ثمّ منذ متى و أنت متواضع جداً، نحن لَنْ نَطْلبَ رأيكَ. |
ve sonra, bana saldırdılar, beni dövdüler, ...Sonra da elimi sıktılar. | Open Subtitles | وبعد ذلك، أسرعوني، هم يَضْربونَني، ثمّ هم صافحوي. الذي هَلْ كان. |
- Öyleyse akşam yemeğe gelemeyecek. - Beni yemeğe mi götüreceksin? | Open Subtitles | ثمّ هو لن يَستطيعُ المَجيء إلى العشاءِ أنت ستاخذني إلى العشاءِ |
Hadi, ben bakarken bunu imzala ben de zımbalayıp deftere kaydını yapayım. | Open Subtitles | الآن، هيا، وقّعيه بينما أنا أراقب ثمّ سأختمه، وسأدخله إلى سجل حساباتي |
Boynuna hafifçe diş geçirdim, işte böyle ve yere düşüverdi. | Open Subtitles | إقضمْ على الرقبةِ. مثل ذلك، تَرى؟ ثمّ وَقعتْ على الأرض. |
O senin çalıştığın bankayı soydu ve bunu Coco Bongo'da buldum. | Open Subtitles | سرق المصرف الذي تعمل فيه، ثمّ وجدت هذه في الكوكو بونجو. |
Sonra o bölgede bir polise saldırdılar ve işler karıştı . | Open Subtitles | ثمّ أسقطوا ذلك الطابوق الصخري على ذلك الشرطي وأصبحَ الكُلّ مجانين |
Sadece saklan ve ateşi bekle, sonra suya bırak kendini. | Open Subtitles | فقط اختبئ هنا حتى تسمع الإطلاق ثمّ استمرّ أسفل النهر. |
İçine not yazmadığım için özür dilerim. Ama o zaman beni tanımıyordunuz. | Open Subtitles | أنا آسف أنا لم أتضمّن توضيح الملاحظة ذلك لكنّك لم تعرفني ثمّ. |
Eğer bana sesimi kesmemi söyleseydin... ..o zaman ben de fırına geri dönmüştüm. | Open Subtitles | ولكن، إذا أنت أخبرَني لِكي أكُونَ هادئَ، ثمّ أنا سَأكُونُ خلفيَ في المخبزِ. |
Ben de o zaman sizi o sefil mahallenize geri postalayacağım. | Open Subtitles | قريبا جدا ستخطئ ثمّ سأكون قادر أن أعيدك إلى وجودك البائس |
Önce onlar için birini öldürüyor, Sonra da iş için cinayeti çözmesi bekleniyor. | Open Subtitles | , إنه يقتل شخصاً ما لحسابهم ثمّ يتمّ تعيينه هو للتحقيق في الجريمة |
Küçük kalibreli bir silahla kafasına sıkıp Sonra da arkamı dönüp gideceğim. | Open Subtitles | بمسدّس صغير وطلقة إلى الرأس، ومن ثمّ أرحل يتكرّر حدوث ذلك كثيراً |
Öncelikle üzerini değiştirmelisin. Sonra da güvenli bir yer bulmalısın. | Open Subtitles | أوّلاً، تحتاج ملابس جديدة، ثمّ عليك أن تقصد مكاناً آمناً |
Öyleyse, bilgiyi görselleştirmek, gördüğümüz kadarıyla önemli motifler ve bağlantılar almak ve tasarlayarak onlara anlaşılabilirlik sağlamak, yada bir hikaye okutmak, yada sadece önemli olan bilgiye odaklanmamızı sağlama amacı taşır. | TED | وهكذا، فعرض المعلومات، بحيث يمكننا أن نرى الأنماط والعلاقات المهمّة ومن ثمّ تصميم تلك المعلومات لتكون أكثر منطقية، أو أنها تروي قصة، أو تجعلنا قادرين على التركيز فقط على المعلومات المهمّة. |
Güzel bir yemek yiyip, ardından da limuzinle gezeceğimizi söyledin. | Open Subtitles | قلتَ أنّك ستحضّر غداءً لذيذاً ثمّ سنقوم بجولة في الليموزين. |
Eğer heykeli parçalayamıyorsak o halde belki başka bir yol vardır. | Open Subtitles | إذا نحن لا نَستطيعُ تَحْطيم التمثالِ، ثمّ لَرُبَّمَا هناك طريق آخر. |
O gece Holly ile kavga ettiğini ve Sonrasında öldüğünü biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أنّك تشاجرت معها في تلك الليلة، ومن ثمّ غدت ميّتة. |
- Peki, plan ne? - Onların saate ulaşmasına izin vereceğiz, ...Sonra da bedenini alacağız! | Open Subtitles | سَنَتْركُه يَصِلُ إلى الساعةِ، ثمّ سَنَحْصلُ على جسمِه |
O uçağı hissetmesini sağla, sonra onu konuşa konuşa yere indir. | Open Subtitles | دعْه يَحْصلُ على الاحساس بتلك الطائرةِ، ثمّ تقوده للهبوط علي الأرض. |
"Sonra ona bir göz bandı hazırladık Böylece hiçbir şey göremeyecekti." | Open Subtitles | ثمّ هيّأنا عُصابة لعينيه لذلك لم يستطيع أن يرى أيّ شئ |
daha sonra düşlerinden yokolmasından ve nasıl gitgide yaşlandıklarından konuşmaya başladı. | Open Subtitles | ثمّ بَدأَ يَتخلّى عن أحلامهَ ومثل كل شئ تَقَدُّم في السنَّ. |
ve ben bunu havaya atıp, yakaladığım zaman, proteinin üç boyutlu yapısının tamamına, tüm inceliklerine sahip olur, | TED | وعندما أرمي هذا في الهواء ثمّ ألتقطه، يكون له الهيكلة الثلاثية الأبعاد الكاملة للبروتين، بكلّ تعقيداتها. |
Eğer cinselliği bütün sağlığımız ve iyiliğimizin bir parçası diye tanımlarsak kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da eşitliğe giden yoldaki bir sonraki önemli adımdır. | TED | وإذا قمنا بتعريف الجنس على أنّه جزءٌ من صحّتنا العامّة وسلامتنا، ومن ثمّ فإن تمكين النساء والبنات لكي يستوعبنها بشكل كامل تعتبر الخطوة التالية الهامّة لتحقيق المساواة. |