ويكيبيديا

    "جلست" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oturdum
        
    • oturup
        
    • Oturabilir
        
    • oturdun
        
    • oturur
        
    • Oturmamın
        
    • oturmuş
        
    • oturdu
        
    • oturmuştum
        
    • oturursan
        
    • oturuyordum
        
    • oturuyorum
        
    • oturduğum
        
    • oturursam
        
    • otururken
        
    Bir kere New York'tayken taksiye bindim, arka koltuğa oturdum ve önde bir oyunla ilgili bir şey gördüm. TED مرة كنت في نيويورك و ركبت سيارة أجرة. جلست في المقعد الخلفي، و أمامي رأيت شيئاً ما مرتبط بمسرحية.
    - Tam burada oturdum ve hakiki deri istemiyorum dedim. Open Subtitles جلست هنا وقلت إنني لا أريد أي طلاء مانع للتسرب
    Kucağıma oturup ta meydana gelecek ilk şeyin ne... olacağından bahsetmeye ne dersin? Open Subtitles ما الذي تقوله لقد جلست في حجري وتكلمنا بهذا الخصوص.. وأول شيء فرقع
    Oraya Oturabilir miyim? Sırtı yüksek olması daha iyi geliyor. Open Subtitles هل لديك مانع إذا جلست هناك دعامة الظهر تساعد
    Evde televizyonun ve fahişelerinle o kadar çok oturdun ki üstünlüğünü kaybettin. Open Subtitles أنت جلست في المنزل لمدة طويلة مع تلفازك وعاهرتك ولقد خسرت حدتك
    oturur oturmaz yüzüme kan hücum ettiğini hissettim. Çöl sıcağında olmama rağmen donuyordum. TED جلست هناك .. وشعرت بضغط الدم ودفقه المرتفع وهو يسري في وجهي وبدأت في الصحراء هناك .. اشعر بالبرد الشديد ..
    Will, biliyorum biraz utanç verici ama öğle yemeğinde seninle Oturmamın mahsuru var mı? Open Subtitles أووه, ويل, يبدو ذلك محرجا نوعا ما, ولكن هل تمانع لو جلست معكم في وقت الغداء؟
    Bütün gece oturdum ve onu çektiğim bütün eski videoları izledim. Open Subtitles جلست طوال الليل اشاهدها في أشرطة الفيديو القديمة التي قمتُ بتصويرها
    İki gün boyunca o duran dünyada oturdum ve yine de çözüm bulamadım. Open Subtitles جلست هناك مع العالم فى صمت مؤقت ليومين ومازال لا يوجد حل قائم
    Direkt masaj yapmamı isteseydin bari? oturdum çünkü, ayaklarım ağrıdı. Open Subtitles جلست لأن قدماي تؤلمانني من السير ،معكِ لساعة داخل المنزل
    Dün gece yemekte bir beyefendinin yanında oturdum ve bana öfkeyle neden şehrimizin bu kendilerine yardımı olmayanlara yardım etmesi gerektiğini sordu. Open Subtitles الليلة الماضية، جلست بجانب رجل وسيم في العشاء و سألني في غضب لماذا يجب على مدينتنا أن تساعد الذين لا يساعدون أنفسهم.
    Yanına oturdum, şapkamı yere koydum ve İskoç aksanıyla şarkı söylemeye başladım. Open Subtitles لذا جلست إلى جواره، وضعت قبعتي وبدأت أغني بأفضل لهجة اسكوتلندية لدي.
    Kaç defa o sandalyede oturup, sanat programı ile ilgilenmediğim için şikayet ettin. Open Subtitles كم مرةً جلست على على هذا الكرسي متشكياً لعدم أهتمامي ببرنامج الفنون ؟
    Peki, sadece burada oturup izlesem ve seni dinlesem olur mu? Open Subtitles حسناً، أتمانعين لو جلست هنا فقط وشاهدت وأستمع، وأن أكون فرقتك؟
    Yanıma oturup bana sarıldı. O şekilde uzun bir süre durduk. Open Subtitles جلست معي على الأرض ، وبقينا على تلك الحالة، لفترة طويلة
    4 yerine 2 numarali masada Oturabilir miyim? Open Subtitles أتعلمين,هل من المسموح ان جلست الى الطاولة 2 بدلا من 4؟
    Evlat, tam da yılanları yavruladıkları yere oturdun. Open Subtitles لقد جلست في نفس المكان الذي يتكاثرون فيه يا فتى
    Küçük bir kızken bazı zamanlar birinin evinin önünde oturur ve öylece ağlardı. Open Subtitles أحياناً عندما كانت صغيرة جلست أمام منزل أحدهم وفجأة أصبحت تبكي
    Umarım yanına Oturmamın sakıncası yoktur. Open Subtitles هل هل عند مانع إذا جلست هنا معك ؟
    Ben dağılmış haldeydim ama o oturmuş bir heykel gibi duruyordu. Open Subtitles انا كنت في حالة فوضى و هي جلست هناك كأنها تمثال
    O kedi benim kucağıma oturdu ve bir şeyler biliyor. Open Subtitles لقد جلست تلك الهرّةُ في حضني وتلكَ الهرّةُ تعلمُ شيئاً
    'demiştir. Hatırlıyorum da, bir keresinde Beyaz Saray'da yemekte Sayın Gorbachev'in yanına oturmuştum. TED وأذكر مرة أني جلست إلى جانب السيدة غورباتشوف في عشاء في البيت الابيض
    Eğer nehrin yanında yeterince oturursan düşmanların cesedini yüzerken görebilirsin. Open Subtitles إذا جلست عند النهر مدة كافية سترى جثة عدوك تطفوا
    diyoruz. Şey, iki yıl önce bu benim problemimdi. Çünkü daha önce milyonlarca defa oturduğum yatağımın ucunda oturuyordum ve intihara eğilimliydim. TED قبل سنتين كانت هذه مشكلتي، لأنني جلست على حافة سريري المكان الدي جلست فيه ملايين المرات من قبل وكنت أرغب في الإنتحار.
    Tarih dersinde arkasında oturuyorum. Çok farklı bir kafa yapısı var, tuhaf. Open Subtitles لقد جلست خلفه في دروس التاريخ لديه جمجمة مميزة ، هذا غريب
    oturursam kalkamayacağımdan korkuyorum. Open Subtitles أخشى أننى لو جلست لن أستطيع النهوض ثانية
    Ben mahkeme salonunda otururken, hâkim ona defalarca beni isteyip istemediğini sordu. Open Subtitles جلست في المحكمة بينما يسألها القاضي مراراً وتكراراً إن كانت ترغب بي؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد