Gerçekten de bir halat düşünün. Dalagalarda karmaşık bir yapısı vardır. | TED | إذن حرفيا، تفكرون في حبل. له بنية معقدة في طريقة نسجه. |
Sandık odasında ıslak bir halat bulduğumda teorim doğrulanmış oldu. | Open Subtitles | تم تأكيد نظريتى عندما وجدت حبل مبلل فى غرفة المعدات. |
Adaletinizin ipi daima önümdeydi General. | Open Subtitles | حبل عدالتك لن ينال مني أبداً أيها الجينرال |
Zeplini park ediyor, halatı aşağı atıyor içeriye daha yakından göz atmak için aşağı iniyor. | TED | تقوم بركن المنطاد و تنزل حبل المرساة وتنزل إلى الأسفل لتلقي نظرة أكثر قرباً. |
Eğitmene de sadece küçük bir iple hayvanı kontrol etmek kalır. | Open Subtitles | وكل ما على المدرب فعله هو امساك حبل خفيف ليسيطر عليه |
En sonunda kendini de asacağın kadar ipin olmaması çok yazık. | Open Subtitles | من المؤسف إنه لم يكن ثمة حبل كافٍ لتشنقي نفسك به |
Hey, bayım, öyle acil durum ipini çekip trenden atlayamazsınız. | Open Subtitles | هيه ايها السيد انك لا تستطيع سحب حبل الطوارئ و القفز بهذا الشكل |
Onu yerde sürükledin, ipe ilmik attın ve adamı sallandırdın. | Open Subtitles | قمتِ بسحبه على الأرض قمتِ بربط حبل المشنقة وقمتِ بإلقاءه |
Tişörtüm ve ceketimden halat yaptık ve iç çamaşırımdan keşif bayrağı. | Open Subtitles | صنعنا حبل من قميصي و سترتي وعَلَم بعثة من ملابسي الداخلية |
Kamera LED lambasını ve esnek bir halat alıp belime bağlardım, göbek deliğimi kameraya çekerdim, farklı bir perspektif bulup ne yaptığına bakardım. | TED | اخذ أضواء كاميرا الليد و حبل مطاطي أربطه حول خاصرتي وأقوم بتصوير سرتي بالفيديو، آخذ منظراً آخر، و أرى ما تفعله. |
Bu, halattaki herhangi bir noktadaki yükü bilen bir halat. | TED | إذن هذا الآن حبل يعرف حمولة الحبل في أي نقطة من الحبل. |
Bir ilmikli halat kırılabir... dört ilmikli halatı hiçbir düşman kıramaz. | Open Subtitles | مثل حبل من خيط واحد يمكن قطعه حبل من أربع خيوط لا يستطيع العدو قطعه |
Maria'nın sallanan ipi onları koruyacaktır. | Open Subtitles | لا تقلقي يا جتي قطعة من حبل مشنقة جدتنا ستحميهما |
Bir ipe işeyebilir misin bilmiyorum ama, ipi sidiğe bulayabilirsin ta ki sidiği damlatmaya başlayana kadar. | Open Subtitles | حسناً,لا أعلم إذا من الممكن التبول فوق حبل لكن من الممكن التبول تجاهه و البول سوف يقطر للأسفل |
Kaptan, çocuğun paraşütündeki açma ipi oldukça hasarlıydı. | Open Subtitles | القائد، حبل الفتح على مظلة الولدَ قُطِعتْ. |
İpek halatı bir kez kullandıktan sonra insan 'kendir otu'yla yetinemiyor.. | Open Subtitles | ... بعد اسستخدام حبل حريري لن اكون مُقتنعاً أبداً بالحبل التيلي |
İple bağlanmış dana gibi bir şey olmak istemiyorum. Sadece yürümek istiyorum. | Open Subtitles | إنه ليس تسلق حبل أو شيء ما أريد فقط أن أتمشى قليلا |
İpin bir sürü var ve kırmızı boya bok yük | Open Subtitles | هناك حفنة من حبل و حمولة القرف من الطلاء الأحمر |
Çamaşır ipini rahat rahat evin yanına astırabilirdi. | Open Subtitles | يمكنها ببساطة جعل حبل الغسيل بجانب المنزل |
Her çeşit ipe sahipti, farklı uzunluklarda bütün renklerde beyaz ve kırmızı yeşil ve sarı turuncu ve şarap rengi, mor ve mavi. | Open Subtitles | كان لديه حبل من كل لون وكل طول أبيض وأحمر أخضر وأصفر |
Bu sihirli bir ip. Bununla en yüksek duvarlara tırmanabiliriz. | Open Subtitles | هذا حبل سحرى من الممكن أن نتسلق به أعلى الأسوار |
Atlama ipim koptu ama birbirine bağladım. | Open Subtitles | انقطع حبل القفز خاصتي ولكني ربطته من جديد. |
Cinayette kullanılan ipte deri hücreleri bulmayı başardık. | Open Subtitles | لقد تعودنا على استعادة بعض الخلايا الجلدية من حبل القتيل |
Kayla James cinayetinde ise... telefon kablosu, ip ve bant kullanmış. | Open Subtitles | مسرح جريمة كايلا جيمس استخدم سلك هاتف حبل و شريط لاصق |
Yani sen bizi asılmak üzereyken ipten alacaksın. | Open Subtitles | هذه هي المومس التي سترسلني الى حبل المشنقة ؟ |
Söz konusu bir halatsa, halata asılmak için kaslarınızı kullanır böylece kütleçekimine direnir, hatta onu alt edebilirsiniz. | Open Subtitles | لذلك إذا كان هناك حبل تستطيع أن تستخدم عضلاتك للتسلق على الحبل وبهذا تقاوم وحتى تتغلب على الجاذبية |
Onları birbirine bağlarsak ortasında bir düğüm olan 100 metrelik bir ipimiz olur. | Open Subtitles | و اذا ربطناهم كلاهما معا سنحصل على حبل 100 مترا بعقدة في و سطه |