| Tanrıya şükür aptalca bir şey yapmadan bunun farkına vardım. | Open Subtitles | حمداً لله أن فهمت الأمر قبل أن أفعل شيئاً أحمق |
| Tanrıya şükür ki, ailemizde birilerinin yeteri kadar bilgisi var. | Open Subtitles | حمداً لله أن هنالك شخصاً في هذه العائلة يعلم ذلك |
| Neyse, Çok şükür gittiler. Artık etrafı biraz gezebiliriz. | Open Subtitles | حمداً لله أنهم رحلوا يمكننا الآن أن نتجول حول المكان |
| - Güle güle. Neyse, Çok şükür gittiler. Artık etrafı biraz gezebiliriz. | Open Subtitles | حمداً لله أنهم رحلوا يمكننا الآن أن نتجول حول المكان |
| Şükürler olsun ki, yeni bir makinemiz var, manyetoensefalografi (MEG), bunu yapmamızı sağlıyor. | TED | حمداً لله, لدينا ماكنة حديثة, تعرف بإسم الدماغ المغناطيسي, والتي تمكننا من القيام بذلك |
| Bizi yakalamaya çalıştılar,ama şunu söyleyeyim, çocuk felci için Tanrı'ya şükür. | Open Subtitles | حاولوا مطاردتنا ، لكن دعني أقول حمداً لله على شلل الأطفال |
| Yukarıda bayım. Tanrıya şükür, geldiniz. | Open Subtitles | إنها في الطابق العلوي، حمداً لله أنك وصلت |
| Tanrıya şükür, yüksek topuklu ayakkabılarımı çıkarıp Himalaya yürüyüş ayakkabılarımı giydim. | Open Subtitles | حمداً لله أنني خلعت أحذية الكعب وارتديت... أحذية مشي جبال الهيمالايا... |
| Gerçekleşti aslında. Tanrıya şükür, Nükleer Kış onu engelledi. | Open Subtitles | حقيقةً, لقد حدث ذلك, حمداً لله أن الشتاء النووي حلّ المشكلة |
| Tanrıya şükür seni o tehlikeli askeri üsten çıkarabildim. | Open Subtitles | حمداً لله أنني أبعدتك عن قاعدة الجيش الخطيرة تلك |
| Tanrıya şükür! Yeni bir doktor geldi. Doğru düzgün cevap alacağız. | Open Subtitles | حمداً لله, طبيب جديد أخيراً يمكننا الحصول على أجابه صريحه من هنا |
| Hayır, yani o aşamaya gelmedim, Çok şükür ama yine de teşekkürler. | Open Subtitles | كلاّ، أعني لم أصل لتلك المرحلة، حمداً لله لكن شكراً لك |
| - Çok şükür Tanrım. - 9'a kadar vaktimiz olduğu söylendi, doğru mudur? | Open Subtitles | حمداً لله لقد أخبروني أن أمامنا حتى التاسعه مساءاً أليس كذلك؟ |
| Çok şükür bunun için kafa yormama gerek yok. | Open Subtitles | حمداً لله بأني لا ينبغي علي القلق بهذا الشأن. |
| Tatlım, Şükürler olsun ki döndün. Endişenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | حبيبي , حمداً لله أنك عدت , فقد بدأت أقلق |
| Yani, "Şükürler olsun" değil, "Tanrı'ya şükür" demek istedim. | Open Subtitles | لا أعنى حمداً لله على هذا بل فقط حمداً للّه |
| Üç gündür aralıksız yürüyorum. Beni bulduğunuz için Tanrı'ya Şükürler olsun. | Open Subtitles | كنت أسير منذ 3 أيام حمداً لله على وصولكما |
| Tanrı'ya şükür, kilerimizi daima dolu tutmuşuzdur. | Open Subtitles | حمداً لله أننا احتفظنا دائماً بحجرة مؤن مزودة. |
| Tanrı'ya şükür gelebildin. İçeri gelip, içmek istiyoruz lütfen. | Open Subtitles | حمداً لله أنك أتيت، نريد أن ندخل ونشرب، فضلاً. |
| Teşekkür ederim. Geçti. Neyse ki zamanında yetiştin! | Open Subtitles | شكراً , كل شيء علي ما يرام حمداً لله لأنك وصلت إلي هنا في الوقت المناسب |
| Teşekkürler, tanrım. Allahtan fitil kullanmıyordu. | Open Subtitles | حمداً لله أنها لا تستخدم المحاقن الجوفية |
| Mhm. - Biliyorsun, yıllar önceydi. Genç ve etkileyici, Teşekkürler Tanrım. | Open Subtitles | أعرف أنه سيأتي بعد سنوات إنها شابة و مفعمة بالحياة، حمداً لله |
| Pazartesi günleri için Tanrıya Şükürler olsun, efendim. | Open Subtitles | حمداً لله أنه يوم الاثنين يا سيدي |
| Allaha şükür geldin. Tony beni öldürüyor. | Open Subtitles | حمداً لله أنك جئت,فتوني مزعج جداً |