ويكيبيديا

    "خاطئ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sorun
        
    • ters
        
    • kötü
        
    • hata
        
    • yanlış
        
    • terslik
        
    • oldu
        
    • doğru
        
    • hatalı
        
    • yanlıştı
        
    • var
        
    • yanlışlık
        
    • sorunu
        
    • değil
        
    • yolunda
        
    fakat sizle ilgili bir sorun yok. Bakış açınızı değiştirin. Open Subtitles لكن قد يكون ليس هناك شيء خاطئ سوى وجهة نظرك
    Hatırlıyor musun, içimde nasıl bir sorun varmış gibi hissettiğimi? Open Subtitles أتتذكرين كيف كنت أشعر بأن هناك شيء ما خاطئ فيّ؟
    Görevdeyken ters giden bir şeyler olursa, Grant'ın paha biçilmez olduğunu anlarsınız. Open Subtitles ستجد جرانت نافع جدا لو حدث اى شئ خاطئ و انتم بالداخل
    Bu çok uygunsuz. Hayır, ondan daha da kötü. Bu yanlış. Open Subtitles هذا غير ملائم جداً لا، هذا أسوأ من ذلك, إنه خاطئ
    Bunun bir hata olduğunu biliyordum. Buraya kadar, her şey bitti. Open Subtitles لقد عرفت أن هذا خاطئ ، هذه هي لقد قُضي الأمر.
    Birçok doktor ve sağlık çalışanı benim yanlış hiçbir şey yapmamış olduğumu düşünebilir. TED سيعتقد بعض الأطباء والمختصين في المجال الصحّي، بأنني لم أقم بأي شيء خاطئ.
    O anda tüylerim diken diken oldu ve bu işte bir terslik vardı. Open Subtitles ولاحظت لحظة مارأيت شعره المتوقف تحت عنقه وكان هنالك شيئ خاطئ في الأمر
    Eğer bir sorun çıkarsa, ilk 10 dakika içinde çıkar. Open Subtitles إذا حدث أي شيء خاطئ سيحدث في الدقائق العشر الأولى
    Bir sorun olduğunu eğer sen sorun varmış gibi davranırsan anlayacaklar. Open Subtitles الطريقة الوحيده ليعلمون بشيء إذا قمت بفعل شي خاطئ لذلك لاتفعل
    Pin kodumda bir sorun var. Tekrar ayarlama yapabilir misiniz? Open Subtitles هناك شيء خاطئ مع رقمي السرّي أيمكنك إعادة تعيينه لأجلي؟
    Ama ikinci tank da bir sorun çıkarsa diye işte. Open Subtitles ولكن الثاني فقط في حال سار أمرٌ على نحو خاطئ
    Tek bir soruya bile yanlış cevap verirse beyninin yardımsever, yaratıcı ya da kibirli olmasını sağlayan bölümlerinde bir sorun olduğu anlamına gelebilirdi. Open Subtitles لو انه أجاب عن سؤال واحد خاطئ ذلك يعني أن دماغه قد تدهورت إلى أبعد من نقطة أن يشعر بأنه مفيد أو مثمر
    ters giden aptalca oyunlar oynamaktan pişmanlık duymak için yedi yıl. Open Subtitles سبعة سنوات لكى تندم على ممارسة الألعاب التى تسير بشكل خاطئ
    Derry'de bir şeylerin son derece ters gittiğini o zaman anladım. Open Subtitles ذلك كَانَ عندما ضَربَني. كان هناك شيءُ خاطئ جداً في ديري.
    Bir gasp vakasında bile, işler kötü sonuçlanınca nalları dikebiliyorsun. Open Subtitles ولكن من الأرجح الموت في عملية سرقة جرت بشكل خاطئ
    Aslına bakarsanız, doğru bir duruşla uzun süre hareketsiz kalmak; kötü duruşla düzenli hareket etmeye kıyasla daha kötü olabilir. TED في الحقيقة، أن تبقى ساكناً بدون حركة مع تموضع جيد للجسم يمكن أن يكون أسوأ من الحركة مع تموضع خاطئ للجسم.
    Görevdeki memur sistemde bir hata olduğunu düşünmüş sonra verilen emirlere ve eğitime rağmen üstlerine yanlış alarm olduğunu söylemiş. Open Subtitles الضابط الذي كان يعمل على ذلك كان يظن ان هنالك خطأ وضد كل التعليمات والتدريبات اخبر مشرفيه بأنه انذار خاطئ
    Beni dinle. Şu ana dek yanlış bir şey yapmadın. Open Subtitles اسمعني ، إلى الآن أنت لم تفعل أي شيء خاطئ
    Her birimiz bilincin nasıl işlediğini ve terslik çıktığında neler olduğunu idrak etmeye çalışıyoruz. TED نُحاول جميعنا أن نفهم كيفية حدوث الوعي. وماذا يحدُث عندما تسير الأمور على نحوٍ خاطئ.
    Çok saçma davrandım, biliyorum, ama şimdi iyiyim, doğru söylüyorum. Open Subtitles ذلك كان خاطئ مني؛ أعرف؛ لكن أنا بخير الآن؛ بأمانة
    Kaybolan kızımızın yaşadığına inanması için, ona hatalı sebep verdim. Open Subtitles منحتها سبب خاطئ لتعتقد أن إبنتنا المفقودة علي قيد الحياة
    Tamam, ordunun size yaptığı yanlıştı, ama belki tanıklığın işe yarayabilir. Open Subtitles الذي الجيش إليك كان خاطئ. لكن لربّما شهادتك يمكن أن تساعد.
    Böylelikle tüm bir dizi gelişmekte olan yeni anlam var ve yine de bir şeylerin yolunda olmadığını düşünmesi kolay. TED لذا لدينا بطارية كاملة للإنشاءات الجديدة التي تتطور، وحتى الآن فمن السهل أن يفكر، حسنا، لا يزال هناك شيءٌ خاطئ.
    Ve doğru algoritmayla bile, ilk deneylerimizde çok dikkâtli olmak zorundaydık, çünkü bu etmenlerden herhangi birinde yanlışlık olursa, sorunun ne olduğunu anlamanın hiçbir yolu yoktu. TED وحتى مع الخوارزمية الصحيحة يجب أن نعتني جدا بتجاربنا الأولية إذ لو إخترنا أي من هذه العوامل بشكل خاطئ لن نتمكن من معرفة ماذا كانت المشكلة
    Ve annem birşeylerin yanlış gittiğine inanıyordu, ve bunun ne olduğunu bulacaktı. Ve sonra da sorunu çözecekti. TED وأعتقدت أمي أن هناك شيئ ما خاطئ قد جرى وستحاول أن تعرف ما هو وستحاول ان تصلحه.
    Adamımız o değil. Bu senin profilinin yanlış olduğunu göstermez. Open Subtitles هو ليس الرجل المطلوب هذا لا يعني ان ملفك خاطئ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد