Denerim ama bu çocuklar paralarını alamamalarına rağmen çok çalışıyorlar. | Open Subtitles | سأحاول ذلك , ولكن أولئك الأشخاص يبذلوا جهدهم لينالوا أجرهم |
Böyle bir şeyi tahmin ediyordum, ama bu kadar çabuk yapacaklarını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لقد تخيلت شيئا مثل ذلك ولكن لم أتخيل أن يفعلوها بهذة السرعة |
Uzaklaştıracağını sanmıyorum; ama bu, sen hazırsan almaya hazır olduğum bir risk. | Open Subtitles | لا أظن ذلك ولكن هذه مجازفة أرغب بخوضها ,اذا انت موافق أيضاً |
Duymak zor, ama böyle yaparak yanlış yaptım. | Open Subtitles | انه من الصعب سماع ذلك ولكن الخطأ هو الاستمرار فيه |
Bizim verdiğimizi söylemiyorum, fakat önemli olan, her zaman alternatiflerimizin olmuş olması. | TED | ولست أقترح بأننا نفعل ذلك, ولكن في النهاية لدينا دائماً احتمالات بديلة. |
Kanıtlayamamışlar ama onu başka bir okula gönderince ölümler durmuş. | Open Subtitles | لم يستطيعوا إثبات ذلك ولكن نقلوه لإصلاحية اخرى وتوقف القتل |
biliyorum ama onun için şu anda bir şey yapamayız. | Open Subtitles | أعلم ذلك ولكن ليس باستطاعتنا ان نفعل شي له الآن |
Muhtemelen farkında değilsiniz ama bu arkadaşlıkları hayatınızın sonuna kadar sevgiyle hatırlayacaksınız. | Open Subtitles | ربما لا تدركون ذلك ولكن هذه الصداقات التي ستعتزون بها لبقية حياتكم |
Daha erken başlamak isterdik, ...ama bu kamyonu bulmak zor oldu. | Open Subtitles | كنا نأمل أن نبدأ قبل ذلك ولكن من الصعب الحصول على سيارة نقل |
Sana yardımcı olmak konusunda ve diğer şeylerle ilgili sorunum yok, ama bu şeyden nasıl çıkacağım ben? | Open Subtitles | لا أمانع مساعدتك وما إلى ذلك ولكن كيف أخرج من هذا الشيء؟ |
İşe yarar ama bu sefer evine baskın yapacağız. | Open Subtitles | قد ينجح ذلك ولكن فى هذه الحالة سنراقب شقتها |
Bunu yapmak istemem ama bu dükkanı temelli kapattırabilirim. | Open Subtitles | لا أريد أن أفعل ذلك ولكن من الواضح أنه يمكننا أن نغلق ذلك المحل إلي الأبد |
Bunu söylemek istemezdim... ama bu Bellini lanet bir Kapuchnik'e benzemeye başladı. | Open Subtitles | حسنا, يؤسفني أنه أنا من أقول ذلك, ولكن يبدو أن هذه النهبة بدأت بالتحول إلى كابوس مفزع |
Anlıyorum, ama bu resimler... Aidan'ın bununla başa çıkma yolu... | Open Subtitles | إنه فقط يحاول أن يتأقلم مع الأمر نعم, أنا أفهم ذلك ولكن تلك الرسومات |
Üzgünüm ama böyle şeyler olabilir. | Open Subtitles | يؤسفني ذلك ولكن هذه الأشياء تحدث أحياناً |
Biliyorum takip etmediğini ama böyle bir şey vuku bulduğunda tüm güç kadınların elinde oluyor. | Open Subtitles | أعلم ذلك ولكن عندما يتعلق الأمر بهذا الموضوع تملك النساء القوة الكاملة |
Kanıtlayamadım ama böyle olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لم أتمكن من إثبات ذلك ولكن كنت أعرف أنه حقيقة |
Biliyor musun, belki bunu anlaman zor fakat her şey şaka değil. | Open Subtitles | ربما يصعب عليك أن تفهم ذلك ولكن ليس كل شيء هو مزحة |
Bu yaşandı, bundan şüphem yok; fakat bu kelime nasıl bir isim olabilir? | Open Subtitles | هذا قد حدث، لا أشكك في ذلك ولكن كيف تكون هذة الكلمة إسماً؟ |
Zaten öyle bir niyetim de yok. ama onu kibarca reddettigimde, beni resmen tehdit etti. | Open Subtitles | لا أعتزم ذلك ولكن عندما رفضت بأدب هددتني. |
Onun işine yaramasına gerek yok ama onu rahat bırakacaksın. | Open Subtitles | إنه لا يحتاج الإستفادة من ذلك ولكن دعه بسلام |
Evet, bunları biliyorum. Ama bana ne söyleyeceksin? | Open Subtitles | آجل ، أعرف كل ذلك ولكن ما هو الآمر الذى ستخبرنى به؟ |
Bunun hakkında konuşmanın korkunç birşey olduğunu biliyorum ama Bay Gordon'un ölümünü gerçekten gördüyseniz bununla ilgili hatırladıklarınız önemli. | Open Subtitles | أنا أعلم أني مخزي للتحدث عن ذلك ولكن. أنه من المهم أن تتذكر... أنك رأيت فعلا سيد جوردن ميت. |