"ذوق" - ترجمة من عربي إلى تركي

• zevki
• zevk
• zevkleri
• zevkin
• zevkli
• zevkim
• tadı
• zevksiz
• tat
• tadını
• tadına
• zevkine
• zevkiniz
• konusunda
• tarzı

İyi şeyler konusunda kusursuz bir zevki olduğunu düşünmüşümdür hep.
لطالما كنتُ أقول أنّ لديه ذوق ممتاز في معظم الأشياء.

Bu ailedeki herkes çok zevkli ama herkesin zevki farklı.
كل من في العائلة لديه ذوق جيد لكنه مختلف فقط

Bir dövme yaptırdığınızda, bu -- birinin kişisel zevk ve seçimlerinin bir kombinasyonu ve onun şekli oluyor, ancak, artık öyle değil.
ما يحدث إذا أخذت الوشم، وهو تضامن بين ذوق الفرد واختياره، وتشكيلهم، ولكن الآن، لنقل أنك أزلت الشخص،

Kız kardeşlerinin ikisinin de müzik zevkleri iyidir. Sen niye böylesin?
كلتا أختيكِ لديهم ذوق رفيع في الموسيقى، ما الخطأ فيكِ؟

zevkin takdire değer hayatım. Ama daha pratik bir arabaya ihtiyacımız var.
أنت صاحب ذوق رفيع يا حبيبي و لكننا بحاجة لشيء أكثر عملانية

Nezih bir müzik zevkim vardır. Hayvanlar ve çocuklarla iyi anlaşırım.
لديّ ذوق جيد في الموسيقى اجيد التعامل مع الحيوانات و الاطفال

Buna memnun oldum çünkü kendisinin mükemmel bir zevki var.
وهذا اسعدنى كثيرا, لأن لديها ذوق عالى وراقى

Rita'nın sanat zevki kötü ama erkek zevki iyi.
ان ريتا لها ذوق خاص فى الرسم ولكنه طعمه حلو

En azından annenin erkekler konusunda iyi bir zevki varmış.
على الأقل والدتكِ لها ذوق رائع في الرجال

Yani bunca zamandır öldürmekten zevk alan bir tek seni tanıdım.
لقد تم كل شيء أنت الأولى التي تملكين ذوق للقتل

Babalarının eşcinsel, zevk sahibi ve çok şanslı olduğunu.
أن أبيهم مثيلي الجنس وأنه ذو ذوق رفيع ومحظوظ جداً

Para, görgü, yetenek, harika saçlar, mükemmel çene yapısı , şık bir zevk.
مال، تربية، موهبة، شعر عظيم،‏ خطّ فكّ مثالي، ذوق أنيق.

Birilerinin iç dekorasyon konusunda oldukça iyi zevkleri varmış. Burası senin güvenli evin mi ?
شخص ما حصل على ذوق جيد بزينه داخليه هل هذا بيتك الآمن؟

Kurbanımızın pahalı zevkleri varmış, değil mi?
ضحيتنا لديها ذوق مرتفع الثمن اليست كذلك؟

Medenileşememiş bir zevkin ürünü. Yoksa savunacak mısın?
هذا يمثل ذوق غير حضارى هل أنت بصدد الدفاع عنه؟

Bak, benimle beraber olmak istemedin, yani açıkçası kötü bir erkek zevkin var.
انظري لم ترغبي بأن تكوني معي .. اذا .. انتي عندك ذوق راقي في الرجال

Gördün mü, ben basit zevkli olan eski kafalı bir kızım.
كما ترين، أنا فتاة من الطراز القديم مع ذوق بسيط جداً.

- Çok zevkliymiş. - Benim zevkim nereden geliyor sanıyorsun?
كان لديها ذوق رائع من أين تعتقدين أنني حصلت عليه؟

Marilyn'in ağız tadı güzelmiş. Bu 50 dolarlık bir şişe.
مريلين لديها ذوق جيد في الفودكا $هذه الزجاجة تبدو بـ50

Cahil ve zevksiz bir işadamı için kötü değil, huh?
إنه ليس ذوق سيء بالنسبة لرجل أعمال غير مُثقف، صحيح؟

Rezil koku, sağlıksız bir renk, berbat bir tat ve kısaca cennet etkisi.
بوكيه تافه , ألوان باهتة , ذوق أرعن والمغص ملائكي

Çıtır çıtır yaşlanmış kemikleri sonraysa taze etin damaktaki tadını düşün.
فكري بهذه العظام القديمة الهشّة، من أي شيء رائع له ذوق.

Non, mon ami. (Hayır, dostum) Bu Poirot'nun damak tadına uygun değil.
واسمه رياضى وسط ملعب كبير, هذا ليس ذوق بوارو

Ama her kimse, zevkine düşkün, ha?
لكن مهما يكن فإن لديه ذوق مرهف،أليس كذلك؟

Eğer iyi bir zevkiniz yoksa ve düğme seçmeyi beceremiyorsanız bırakın başkası yapsın.
لولا تمتلك ذوق رفيع ولا يمكنك انتقاء زر، اجعل أحدًا آخر يفعل لك هذا، هل تعلم؟ أنا حقا أعني ذلك.

Kurbanın kıyafetleri gösteriyor ki, pahalı bir tarzı varmış.
حسنا, ملابس الضحيه توحي بأنه كان لديها ذوق مكلف