Bu komik bir tür sıcak levha, içinden sıcak menfez suyu çıkıyor. | TED | هناك نوع مضحك من صفيح ساخن هنا يتنفس مياه قادمة من داخله. |
Sonuçta ben sıcak bir banyo yapacağım. Onun otları da soğukta donacak. | Open Subtitles | ذلك مؤثر ، سوف أحصل على حمام ساخن وأعشابه سيكون مصيرها الذبول |
Kızların çoğu bunları sıcak suya basarlar. Söylüyorum ama beni dinlemiyorlar. | Open Subtitles | بعضهن يضعنهم في ماءٍ ساخن لقد أخبرتهم، لكنهن لم يستمعوا لي |
Bree hava sıcak, sen de yorgunsun. Neden içeri gelmiyorsun? | Open Subtitles | بري ، الجو ساخن ، وانت متعبة لم لا تدخلي؟ |
Yiyeceğimiz,içeceğimiz,sıcak yatağımız ve banyo için bol bol sıcak suyumuz var. | Open Subtitles | لدينا طعام و شراب و فراش دافئ وماء ساخن كافٍ لاغتسالك |
Şu an sorun yok tabi ama güneş çıkınca çok çok sıcak olacak | Open Subtitles | . أجل , حقير معه سلم عندما تشرق الشمس سيكون المكان ساخن جدا |
İşe gitmeden önce güzel sıcak bir kahvaltı yapmanı istedim. | Open Subtitles | أن تحصل على فطور ساخن وجميل قبل أن تتجه للعمل |
Dikkat edin bir şeye dokunmayın. Çok sıcak ve kendinizi yakabilirsiniz. | Open Subtitles | احذروا ألا تلمسوا أي شيء إنه ساخن جداً، وقد تحرقون أنفسكم |
Şimdi her şeye dokunmadan önce bu sıcak mı diye sormak zorunda değilsin. | Open Subtitles | الأن أنت لست مضطر لسؤالي. إذا كان كل شيء ساخن قبل أن تسألني. |
Ağrıyan kemiklerimi rahatlatmak için sıcak ve soğuk duş alıyordum. | Open Subtitles | حسناً لقد حصلت على حمّام ساخن للتخفيف من ألم عظامي |
Hadi kızlar, sıcak su ve temiz havluya ihtiyacım var. | Open Subtitles | هيّأ, يا فتيات, أحتاج إلى ماء ساخن و فوط جديدة |
İltihap kapmış ayak tırnağımı sıcak bir küvete daldırmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار للحصول على حمام ساخن ونقع هذه الاظافر الملوثه |
Sen sıcak köpük banyosu ve erken bir gece için eve kaçmadan önceydi. | Open Subtitles | كان ذلك قبل أن تركضي للمنزل من أجل حمام ساخن وقضاء ليلة مبكرة. |
Son sempati kartınızı aldıktan ya da son sıcak yemeğinizden çok sonra. | TED | بعد فترة طويلة من حصولك على آخر بطاقة تعاطف أو آخر طبق ساخن. |
sıcak suyun soğuk olması ya da soğuk suyun sıcak olması değil, suyun kaynatılarak buhar olması. | TED | ليس كتحول الماء الساخن الى البارد او البارد الى ساخن ولكن كتحول الماء الساخن الى بخار |
Derhal gemiye koşuşturdum ve sıcak bir duşa girdim. | TED | و صعدت في الحال الى المركب و من ثم الى حمام ساخن. |
Ilıman bahar ayları geçmiş Dayanılmaz sıcak yaz ayları gelmişti. | TED | ما كان حقاً فصل ربيع معتدل تحوّل الى صيف ساخن بشدة. |
Dün gece ayaklarını sıcak su ile yıkarken benim nerede olduğumu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف أين كنت الليلة الماضية بينما أنت فى بيتك ناقعاً قدميك فى ماء ساخن ؟ |
Bu öğlen onunla küçük ateşli bir sahnem vardı. Sen kızlarla geldiğin sırada. | Open Subtitles | كان لي مشهد ساخن معه بعد ظهر اليوم وأنت تقل الفتيات من المدرسة |
Üzülerek belirtmem gerekiyor ki yatağınız bayağı sıcakmış. | Open Subtitles | أنا آسف جداً لقول ذلك, ولكن.. لكن الاتجاه السفلي لوسادتك ساخن حقاً. |
Belki sıcak bir banyo ve bir bardak ılık keçi sütü... | Open Subtitles | ربما حمامٌ ساخن و كوبٍ من اللبن الدافيء.. |
- Yandım! | Open Subtitles | -إنّه ساخن جداً |
Buyurun, beyefendi. Nachos siparişiniz. Dikkatli olun, tabak sıcaktır. | Open Subtitles | تفضل يا سيدي، الخبز بالجبن احترس، فالطبق ساخن |
Bak, su hala sıcakken duş alsam iyi olur. | Open Subtitles | حسنًا من المستحسن أن أذهب بينما الماء ساخن |
Sinema çok sıcaktı. Düzelirim. | Open Subtitles | لقد كان الجو ساخن جداً فى السينما سأكون بخير |
Eskiden böylelerinin gözlerine kızgın demirle mil çekilirdi. | Open Subtitles | أتعلم فى الماضى, أعتادوا على وضع قضيب ساخن فى العين |