Vince Stone seni öldürmemi istedi. Ben de Slim'i ayarladım. | Open Subtitles | فينس ستون طلب منى ان اتخلص منك وانا استاجرت سليم |
Slim ve arkadaşları ülkedeki çeşitliliği göstermek için ülkenin dört bir yanına yüzlerce fotoğraf yapıştırdılar. | TED | سليم وأصدقائه جالوا عبر البلاد وألصقوا مئات الصور في كل مكان لإظهار التنوع في البلاد. |
Operasyon merkezine sağ Salim vardın mı diye merak ettim. | Open Subtitles | اريد ان أتأكد انك وصلت الى مركز العمليات سليم ؟ |
Pekala, iyi. Senin dünyanda herşey mantıklı ve doğru gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، جيد يبدوا أن كل شيء سليم وصحيح في هذا العالم |
Mekân, Vezüv Dağı gibi patladı, dostum. Bir tane sağlam mobilya kalmadı, ciddiyim. | Open Subtitles | لقد حدثت فوضى عارمة في المكان ولم يبق أي شيء سليم في الحانة |
temiz işleteceğiz, federaller yeni bir işe sardığımızı düşünüp, gidecekler. | Open Subtitles | نديره بشكل سليم ويظن الفيدراليون بأننا انقلبنا للأعمال الشرعية فيتركوننا |
Ulusla aynı yaşta olan bebek, romanın kahramanı Saleem Sinai'dır. | TED | الطفل الذي يماثل عمره عُمر الأمة يُدعى سليم سيناي، بطل الرواية. |
Selim bağırmaya başladı çünkü ben bilmiyordum ve geçmek istiyordum. | Open Subtitles | سليم كان قد بدأ بالصراخ لأني لم أكن أعرفه وبدأ بالسير |
Slim rahibe bile bir şey anlatmazdı, tabii kiliseye gitseydi. | Open Subtitles | سليم ما كان ليُعطى معلومات حتى لوزيره الخاص |
Slim'in bir cinayete karışması seni ilgilendirmiyor mu? | Open Subtitles | ولا يهمك انه ربما يكون سليم متورطا فى جريمة قتل ؟ |
İki hafta önce Slim'i görmeye bir adam gelmişti. | Open Subtitles | ولكن, كان هناك رجلا جاء لمقابلة سليم منذ حوالى اسبوعين |
Ebu Salim burada değil, sorunu kendi aramızda halledebiliriz. | Open Subtitles | أبو سليم ليس موجودا لكن يمكننا نحن أن نحل الموضوع |
- Ebu Salim'le konuştun mu peki? - Henüz değil. | Open Subtitles | ـ وهل تكلمت مع أبو سليم بشأن ذلك ـ لا ليس بعد |
Bak, varsay ki ben doğru Ve mantıklıyım, tamam mı? | Open Subtitles | انظر ، افترض أني صادق وأني سليم العقل حسناً ؟ |
Karem Armstrong'un yaptığı muhteşem gösteri bana, gerçekten doğru bir şekilde anlaşılan dinin, inanç değil, daha ziyade davranışla ilgili olduğunu hatırlattı. | TED | وقد ذكرني العرض الرائع الذي قامت به كارين آرمسترونج بأن الدين الذي يتم فهمه بشكل سليم لا يتعلق بالاعتقاد، ولكن بالسلوك |
Gördüğünüz üzere sağlam ve tamamen şeffaf. | TED | هكذا ترون ، انه سليم من أيّ أذى، شفاف تماما. |
X ışını temiz. Elektronik ve patlayıcı yok. | Open Subtitles | الفحص بالأشعة يقول أنه سليم ولا توجد متفجرات |
Bu gizemler, en büyük bilmeceyi de içeriyor: Saleem'in sihirli güçleri vardır ve bir şekilde doğum zamanı ile ilgilidir. | TED | سليم لدية قوي سحرية، وتشمل هذة أكبر لعز على الأطلاق، وهي مرتبطة بطريقة أو بأخرى بوقت ولادته. |
Uçağına biner binmez, Selim'le birlikte başbakanla görüşecekler. İstihbarat raporları ne zaman gelir? | Open Subtitles | حالما يبتعد سيجتمع مع سليم برئيس وزرائهم |
Ne yazık ki ona düzgün bir hayat veremedim. Denetimsiz kaldı. | Open Subtitles | لسوء الحظ لم اوفر لها بيت سليم لقد كانت بدون إشراف |
Ağaçların orada fazla bozulmamış bir ceset bulduk. - Diğerleri paramparça. | Open Subtitles | لقد عثرنا على شخص سليم غالباً قرب الأشجار |
Anlıyorum. Herşey yolunda mıydı? | Open Subtitles | كل ما أتمناه هو أن يسير كل شيء بشكل سليم |
Peki, Tanrı biliyor ya, Vernon'un yardıma ihtiyacı var. Aklı yerinde değil, ah o çocuk. -En iyisini yapacağız. | Open Subtitles | الله يعلم أن فيرنون بحاجة للمساعدة أنه ليس سليم العقل هذا الفتى |
Bir gün, tam sekiz kat düştü ama yine de hiç zarar görmedi. | Open Subtitles | في يوم ما، سقط من ثمان طوابق ووجد نفسه سليم جداً رغم ذلك. |
1997 yılına geri dönecek olursak, bu küçük çocuğa bakmam istenmişti. Tamamen normal görünüyor. Bu çocuk genetik kas tonusu bozukluğuna sahip. | TED | ففي عام 1997، طلب مني أن أرى هذا الطفل سليم بالكامل، لكن لديه هذا النوع الجيني من الدستونيا |
- Giderseniz aşağılık haydut Kurnaz Miller'ı elimizden kesin kaçırırız. | Open Subtitles | إذا غادرت الآن، سيقوم المتمرّد (سليم ميلر) ذلك. بالهرب منّا بكلّ تأكيد. |
Hastalarının seçimlerinden hoşlanmayabilirsin ama aklı başında ve karar verme yetisine sahip biri. | Open Subtitles | ربّما لا تحب خيارات المريض لكّنه سليم العقل و قادر على اتخاذ قراراته |