Bir şeyler yapmalıyız. Adamın dediklerini duydun. Her zaman aynı şekilde bitiyormuş. | Open Subtitles | يجب علينا فعل شيئ لقد سمعته إن الأمر ينتهي دائما ًبنفس الطريقة |
- Cevap ver! - Yalan söylemek zorundaydım, onu duydun! | Open Subtitles | ـ أجبني ـ كُنت مُضطراً إلى الكذب ، لقد سمعته |
Benim hakkımda ne duydun bilmiyorum ama... kurtarılmaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي سمعته عنّي لكنّي لا أحتاج إنقاذاً |
Ve duyduğuma göre o en güçlü köpeğinin ölmesine ramak kalmış. | Open Subtitles | ومما سمعته ان كلبك الاقوى كان بينه و بين الموت شعره |
Gövdeye vurduğunu duydunuz. Ve ben...asla burada değildim. | Open Subtitles | لقد سمعته يضرب الهيكل و أنا لم أكن هنا أبداً |
Günün birinde duyduğun en doğru şey olduğunu fark edeceksin. | Open Subtitles | يوماً ما ستدرك أن هذا أصدق شيء سمعته على الإطلاق |
Daha The Banner'ın iftira dolu kampanyalarından kurtulan bir kişi duymadım. | Open Subtitles | لم أعف شخص استطاع أن ينجو من حملات بانر لتشويه سمعته |
Ama onu duydun, tek umursadιğι o adamlarι ele geçirmek. | Open Subtitles | لقد سمعته بأنه يهتم فقط بهؤلاء الرجال فقط |
- Ellerini duvara daya. - Dediğini duydun. Ellerini duvara daya! | Open Subtitles | قف بمواجهة الحائط سمعته , قف بمواجهة الحائط |
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı söyledi bunu. Sen de duydun. | Open Subtitles | قال ذلك رئيس الولايات المتحدة وأنت سمعته |
-Malfoy'dan söz ediyorsan... -Elbette! Onu duydun. | Open Subtitles | ـ كما لو كنت تتكلم عن مالفوي ـ بالطبع، سمعته |
Amerikan kızlarla ilgili ne duydun bilmiyorum ama biz yeni tanıştığımız bir adamla direkt yatağa atlamayız! | Open Subtitles | معاشرة قف قف , لا , لا ليس الان انا لا اعرف ما الذي سمعته عن الفتيات الامريكيات ولكنا لا نقفز |
Beni duydun, Kont. Görünüşe göre ben yalnız biniyorum. | Open Subtitles | لقد سمعته ايها الكونت يبدو اننى سأركب بمفردى |
Son duyduğuma göre, sürekli seks yasın beş derecesinden biri değildi. | Open Subtitles | آخر ما سمعته , الغزل الدائم ليس أحد المراحل الخمس للحزن |
Son duyduğuma göre,onun en çok öldürmek istediği kişi sendin. | Open Subtitles | آخر ما سمعته أكثر شخص يريده هو ميتاً هي أنتي |
Ama burada değil. Ve burada olacağına söz vermişti. Siz de duydunuz. | Open Subtitles | انه لم يأتى وقد وعدنى بأنه سيأتى لقد سمعته |
Dikkatli dinle. Günün birinde duyduğun en doğru şey olduğunu fark edeceksin. | Open Subtitles | يوماً ما ستدرك أن هذا أصدق شيء سمعته على الإطلاق |
Ayrıca bana Alexander tekniği sertifikası aldığını söyledi ki hayatımda bu kadar geyce bir şey daha duymadım ben. | Open Subtitles | لقد أخبرني للتو أنه سيحصل على شهادة الكسندر التقنية وهو فعلاً الشيء الأكثر شذوذا قد سمعته في حياتي كلها |
En son sesini duyduğumda gece yarısı otel kapımı çalıyordun. | Open Subtitles | اخر ما سمعته منك وانت تطرق باب غرفتى فى الفندق |
Ben ne gördüğümü ve ne duyduğumu çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | .دعيني أخبركِ شيئاً أنا أعرف جيداً ما سمعته و شاهدته |
Benim arkadaşımın peşinden gidip, itibarını kirletip sonrada çekip gidemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيع ملاحقة أحد أصدقائي تلطخ سمعته ثم ترحل |
Herkese o gece neler görüp, neler duyduğunu söyleyebilirsin. Ve bum! | Open Subtitles | دعني أضعك على الهواء و أخبر الجميع بما شاهدته و سمعته تلك الليلة |
Şey, duymuş olabileceklerinin aksine cep telefonları sağlığın için çok faydalı olabilir. | Open Subtitles | حسنا بغض النظر عما سمعته الهواتف الخلوية قد تكون جيدة جدا لصحتك |
duyduklarım eşimin söyledikleriyle tam bir tutarlılık içindeydi. | Open Subtitles | ما سمعته أيها المفتش يتطابق تماماّ مع ما قالته لي زوجتي |
– Birbirinizin itibarına zarar vermeyin. – Cha Do Hyun ve lanet itibarı. | Open Subtitles | تشا دو هيون ، هذا الوغد ، لقد كان يخطط دائماًً لحماية سمعته |
Bazen gülüşler duyuyorum, ardından çığlık ve ağlama, ve ardından daha önce hiç duymadığım bir ses. | TED | أحياناً سمعت صوت ضحك ثم صراخ وبكاء وصوت لم أكن قد سمعته من قبل |
Biliyorsun, ona son sözlerim benden duyduğu son şey eteğinin kenarlığı hakkındaydı. | Open Subtitles | هل تعلمين أخر كلماتى لها أخر شىء سمعته منى كانت عن طرف تنورتها |
İyi duyamadığını biliyorum çünkü onu karaoke yaparken dinledim. | TED | أعرف أنه لا يسمع جيدا، لأنني سمعته يؤدي كاريوكي. |