ويكيبيديا

    "سمعت أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğunu duydum
        
    • Duyduğuma göre
        
    • diye duydum
        
    • Duydum ki
        
    • duymuştum
        
    • ettiğini duydum
        
    • geldiğini duydum
        
    • duydun
        
    • olduğunu öğrendim
        
    • olmadığını duydum
        
    • olduklarını duydum
        
    • Duyduğum kadarıyla
        
    Bu gece ay tutulması olduğunu duydum, belki yukarı bakmalıyız. Open Subtitles سمعت أن خسوف القمر سيحدث الليلة ربما علينا النظر لأعلى
    Fabrikanın üçüncü bir katı olduğunu duydum. Bu doğru mu? Open Subtitles سمعت أن هناك طابق ثالث في المصنع، أهذا صحيح ؟
    Ama Duyduğuma göre dokuz yıl önce onu bulan Amerikalıların hepsi ölmüş. Open Subtitles نعم،ولكنى قد سمعت أن العلمء الذين وجدوة منذ تسع سنوات ماتوا جميعاً
    Ve Duyduğuma göre, diz kapağından vurulmak çok acı verirmiş. Open Subtitles سمعت أن هذا الموضع مؤلم جدا إذا أصيب أحد فيه
    Bu gece iddialı bir şiir gecesi varmış diye duydum. Open Subtitles لقد رأيت أن لديهم لقد سمعت أن لديهم مقلد الليلة
    Dans etmek üzereyiz ve Duydum ki, senin dansın da görülmeye değermiş. Open Subtitles نحن الآن سنبدأ الرقص وقد سمعت أن إهتزازاتك عادة شيء يثير الاعجاب
    Bizi neden buraya sevkettiklerini hâlâ bilmiyorum Noel'e kadar savaşın biteceğini duymuştum. Open Subtitles لا أعلم لم أرسلونا هنا سمعت أن الحرب ستنتهي بحلول أعياد الميلاد
    Orada hala, Felsefe Taşı ile ilgili devam eden araştırmalar olduğunu duydum. Open Subtitles لقد سمعت أن أبحاثا كانت تجرى على حجر الفلاسفه في ذلك المكان
    Eski ortağın Jack'in kellesi için bir ödül olduğunu duydum. Open Subtitles إذاً لقد سمعت أن هناك مكافأة علي رأس شريكك القديم
    Allinol mü? Sağ olun beyler, bunun çok yararlı olduğunu duydum. Open Subtitles هذا الوقود شكراً يا رفاق لقد سمعت أن هذه الأشياء مفيدة
    Yeni komşun Ben Faulkner'in evsizlerle ilgili şahane çalışmaları olduğunu duydum. Open Subtitles سمعت أن جارك الجديد بن فوكنر يقوم بعمل رائع مع المتشردين
    Adli tabibinin aynı zamanda kasabanın çocuk doktoru olduğunu duydum. Open Subtitles سمعت أن اختصاصي الفحص الطبي هو نفسه طبيب أطفال البلدة.
    Hayır, sadece davayı izlemeye geldim. Savcının esaslı olduğunu duydum. Open Subtitles كلّا، إنّما وددت رؤية المحاكمة، إذ سمعت أن المدّعية بارعة.
    Neyse Duyduğuma göre müzakere kesilmiş ve devam etmeye hazırmışız. Open Subtitles على أية حال, سمعت أن المفاوضات توقفت ونحن مستعدين للاستمرار
    Çünkü Duyduğuma göre bu "sürtük" her sabah ağzına alıyormuş. Open Subtitles فأنا سمعت أن تلك العاهرة إعتادت علي الغرغرة كل صباح.
    Duyduğuma göre eskiden plağın iki yüzünde altışar şarkı olurmuş. Open Subtitles سمعت أن هناك ستة أغنيات على الجانب في ألبوك القياسي
    Şu aptal yeni kızla işi pişirmiş diye duydum, doğru mu? Open Subtitles لقد سمعت أن المُتأخر عقلياً أنتهى به الأمر مع الفتاة الجديدة.
    Şerif departmanı Wayne'in kurbanlarından birinin cesedini bulmuş diye duydum. Open Subtitles سمعت أن إدارة العمدة عثرت على جثة إحدى ضحايا واين.
    Sizin gibi klüplerin bir tür kabul töreni varmış diye duydum.. Open Subtitles لقد سمعت أن نوادي كالنادي خاصتكم لديها نوع من احتفال القبول
    Duydum ki çok güzel yeni ataçlar almışlar ama asla öğrenemeyeceğim. Open Subtitles سمعت أن لديهم لاقطات ورق جديدة مثيرة. ولكن لن أعرف أبدا.
    11. Bölge'de çok başarılı generallerin ve şövalyelerin olduğunu duymuştum. Open Subtitles سمعت أن هناك ضباطاً بارزين و فرسان في المنطقة 11
    Kütüphanenin çoğu referans kitabının binanın bu kısmına göç ettiğini duydum. Open Subtitles سمعت أن مراجع معظم المكتبة هاجرت إلى هذا الجزء من المبني
    Polisin seninle su ölü yazar hakkında konuşmaya geldiğini duydum. Open Subtitles سمعت أن الشرطة جائت لرؤيتك بسبب مقتل ذلك الكاتب
    Belki de depresyonun bulaşıcı olduğunu duydun ve kapmaktan korkuyorsun. TED ربما سمعت أن الاكتئاب مُعدٍ، وخِفْت أن تصاب به.
    Ama bu ilginç çünkü bu toplantının amacının beni kovmak olduğunu öğrendim. Open Subtitles وذلك أمر مثير للإهتمام، لأني سمعت أن مغزى هذا الإجتماع هو طردي
    Ben bazı insanların birbirlerine çok uygun olmadığını duydum. Open Subtitles لقد سمعت أن بعض الناس فقط لايتناسبون مع بعضهم البعض
    Bahisçilerin doğu yakası kadar uzaklardan bile gelmekte olduklarını duydum. Open Subtitles سمعت أن الرهانات تأتي بعيدا من مناطق الساحل الشرقي الأن
    Duyduğum kadarıyla, annesi de babası da kendi subaylarıyla konuşup savaşı durdurmaya çalışmışlar. Open Subtitles ,مثلما سمعت أن كلا من والديه تحدثا إلى زعماءهم لكى يوقفو الحرب بينهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد