Bu gece ay tutulması olduğunu duydum, belki yukarı bakmalıyız. | Open Subtitles | سمعت أن خسوف القمر سيحدث الليلة ربما علينا النظر لأعلى |
Fabrikanın üçüncü bir katı olduğunu duydum. Bu doğru mu? | Open Subtitles | سمعت أن هناك طابق ثالث في المصنع، أهذا صحيح ؟ |
Ama Duyduğuma göre dokuz yıl önce onu bulan Amerikalıların hepsi ölmüş. | Open Subtitles | نعم،ولكنى قد سمعت أن العلمء الذين وجدوة منذ تسع سنوات ماتوا جميعاً |
Ve Duyduğuma göre, diz kapağından vurulmak çok acı verirmiş. | Open Subtitles | سمعت أن هذا الموضع مؤلم جدا إذا أصيب أحد فيه |
Bu gece iddialı bir şiir gecesi varmış diye duydum. | Open Subtitles | لقد رأيت أن لديهم لقد سمعت أن لديهم مقلد الليلة |
Dans etmek üzereyiz ve Duydum ki, senin dansın da görülmeye değermiş. | Open Subtitles | نحن الآن سنبدأ الرقص وقد سمعت أن إهتزازاتك عادة شيء يثير الاعجاب |
Bizi neden buraya sevkettiklerini hâlâ bilmiyorum Noel'e kadar savaşın biteceğini duymuştum. | Open Subtitles | لا أعلم لم أرسلونا هنا سمعت أن الحرب ستنتهي بحلول أعياد الميلاد |
Orada hala, Felsefe Taşı ile ilgili devam eden araştırmalar olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن أبحاثا كانت تجرى على حجر الفلاسفه في ذلك المكان |
Eski ortağın Jack'in kellesi için bir ödül olduğunu duydum. | Open Subtitles | إذاً لقد سمعت أن هناك مكافأة علي رأس شريكك القديم |
Allinol mü? Sağ olun beyler, bunun çok yararlı olduğunu duydum. | Open Subtitles | هذا الوقود شكراً يا رفاق لقد سمعت أن هذه الأشياء مفيدة |
Yeni komşun Ben Faulkner'in evsizlerle ilgili şahane çalışmaları olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن جارك الجديد بن فوكنر يقوم بعمل رائع مع المتشردين |
Adli tabibinin aynı zamanda kasabanın çocuk doktoru olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن اختصاصي الفحص الطبي هو نفسه طبيب أطفال البلدة. |
Hayır, sadece davayı izlemeye geldim. Savcının esaslı olduğunu duydum. | Open Subtitles | كلّا، إنّما وددت رؤية المحاكمة، إذ سمعت أن المدّعية بارعة. |
Neyse Duyduğuma göre müzakere kesilmiş ve devam etmeye hazırmışız. | Open Subtitles | على أية حال, سمعت أن المفاوضات توقفت ونحن مستعدين للاستمرار |
Çünkü Duyduğuma göre bu "sürtük" her sabah ağzına alıyormuş. | Open Subtitles | فأنا سمعت أن تلك العاهرة إعتادت علي الغرغرة كل صباح. |
Duyduğuma göre eskiden plağın iki yüzünde altışar şarkı olurmuş. | Open Subtitles | سمعت أن هناك ستة أغنيات على الجانب في ألبوك القياسي |
Şu aptal yeni kızla işi pişirmiş diye duydum, doğru mu? | Open Subtitles | لقد سمعت أن المُتأخر عقلياً أنتهى به الأمر مع الفتاة الجديدة. |
Şerif departmanı Wayne'in kurbanlarından birinin cesedini bulmuş diye duydum. | Open Subtitles | سمعت أن إدارة العمدة عثرت على جثة إحدى ضحايا واين. |
Sizin gibi klüplerin bir tür kabul töreni varmış diye duydum.. | Open Subtitles | لقد سمعت أن نوادي كالنادي خاصتكم لديها نوع من احتفال القبول |
Duydum ki çok güzel yeni ataçlar almışlar ama asla öğrenemeyeceğim. | Open Subtitles | سمعت أن لديهم لاقطات ورق جديدة مثيرة. ولكن لن أعرف أبدا. |
11. Bölge'de çok başarılı generallerin ve şövalyelerin olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعت أن هناك ضباطاً بارزين و فرسان في المنطقة 11 |
Kütüphanenin çoğu referans kitabının binanın bu kısmına göç ettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن مراجع معظم المكتبة هاجرت إلى هذا الجزء من المبني |
Polisin seninle su ölü yazar hakkında konuşmaya geldiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن الشرطة جائت لرؤيتك بسبب مقتل ذلك الكاتب |
Belki de depresyonun bulaşıcı olduğunu duydun ve kapmaktan korkuyorsun. | TED | ربما سمعت أن الاكتئاب مُعدٍ، وخِفْت أن تصاب به. |
Ama bu ilginç çünkü bu toplantının amacının beni kovmak olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | وذلك أمر مثير للإهتمام، لأني سمعت أن مغزى هذا الإجتماع هو طردي |
Ben bazı insanların birbirlerine çok uygun olmadığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن بعض الناس فقط لايتناسبون مع بعضهم البعض |
Bahisçilerin doğu yakası kadar uzaklardan bile gelmekte olduklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أن الرهانات تأتي بعيدا من مناطق الساحل الشرقي الأن |
Duyduğum kadarıyla, annesi de babası da kendi subaylarıyla konuşup savaşı durdurmaya çalışmışlar. | Open Subtitles | ,مثلما سمعت أن كلا من والديه تحدثا إلى زعماءهم لكى يوقفو الحرب بينهم |