2001-2002 kışında Afganistan boyunca yürürken, gördüğüm şeyler bu manzaralar gibiydi. | TED | عندما تجولت في أفغانستان في شتاء 2001-2002 مارأيته كان هذا .. |
1812 ve 1813 kışında Cambridge'de bu dört kişi felsefi kahvaltılar adını verdikleri şey için buluştular. | TED | وفي شتاء عامي 1812 و 1813 في جامعة كامبردج، اجتمع الرجال الأربعة ليحضروا ما أسموه بالإفطار الفلسفي. |
Sen yönlendirmediğin sürece, kül bulutu dünya çapında nükleer kışı getirir. | Open Subtitles | لكن غيمة الرماد ستجلب على العالم شتاء نووي مالم انت تحرفها |
Şehir yakılıp yıkılmıştı, kışın ortasıydı. ve oldukça sert geçen bir kıştı | TED | المدينة أحرقت بالكامل ، وكان هذا في منتصف فصل الشتاء ، وكان شتاء قاسيا جدا |
Kız kardeşlerim ve benim için çocukluğumuzun en soğuk kışıydı. | Open Subtitles | أتذكر أنا واخواتي ذلك الشتاء كأبرد شتاء في طفولتنا |
Sanırım inanılmaz yakışıklı Harvey Winter'i tanıyorsunuz. | Open Subtitles | وأنا أَعتقدُ بأنّك تَعْرفُ الوسيم جداً شتاء هارفي. |
1942 kışında Hans, Nazi karşıtı isyancılarla tanışmak için Çekoslovakya sınırına tehlikeli bir yolculuk yaptı. | TED | في شتاء عام 1942، قام هانز برحلة خيانة إلى الحدود التشيكوسلوفاكيّة لمقابلة متمرّدين مناهضين للنازية. |
Sanırım Denver'de size söylemediler 1970 kışında burada olan trajik bir olay konusunda. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنهم قالوا اي شيئ فى دينفر حول المأساه التى حدثت هنا خلال شتاء عام 1970 |
1942 kışında Yahudi ikmali sürerken Geobels Alman halkına karşı bu imajı çizmek istemişti. | Open Subtitles | في شتاء 1942 بينما الإبعاد اليهودي مُستمرّ هذه كانت صورة الدعايّة لألمانيا |
Bu cani, 79 kışında, yakınlardaki Western Woods'ta sıkıştırılana kadar katliamlarını sürdürdü. | Open Subtitles | هذا الجزار لم يصل إلى نهايته حتى جاء شتاء سنة 79 ليس بعيدا من هنا فى غاباتنا الغربية لقد قطعوا رأسه بسيفه |
Üstatlar haklı çıkarsa, bin yılın en soğuk kışı olacak. | Open Subtitles | إن كان المِايسترات مُحقّين، سيكون أبرد شتاء منذ آلاف السّنين |
Fakat ilk kışı atlatacak erzakımız olmazsa hepsi boşuna olacak. | Open Subtitles | لكنه سيكون بلا فائدة مالم نحصل على الطعام الكافي لأول شتاء |
1939'da son yarım yüzyılın en sert kışı yaşanıyordu. | Open Subtitles | فصل شتاء العام 1939 كان الأكثر بروده على مدى نصف قرن من الزمان |
Ve birlikte geçirilen koskoca kışın sonunda, muhtemelen içi pek iyi kokmuyordur. | Open Subtitles | وبعد شتاء كاملة معًا ربما تبدو الرائحة سيئة |
Kızkardeşlerim ve benim için çocukluğumuzun en soğuk kışıydı . | Open Subtitles | كأبرد شتاء في طفولتنا وكان قد أصاب عائلتنا فقر مؤقت منذ سنوات |
Steinbeck, The Winter of Our Discontent. | Open Subtitles | ستينبك , شتاء سخطنا |
Gördüğüm en kötü kıştı. | Open Subtitles | أسوأ شتاء رأيته على الأطلاق. |
Sonbahar kışa döndüğünde doğu cephesindeki Naziler çamurla boğuşmak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | بينما تحول الخريف إلى شتاء في 1941 والحرب تعرقلـّت في وحل الشرق |
20,000 adamdan hayatları boyunca gördükleri en kötü kışta bizim için savaşmalarını istiyoruz. | Open Subtitles | إننا نطلب من عشرين ألف رجل لأجل أن يقاتلوا معنا في أسوأ شتاء رأوه في حياتهم. |
Buna rağmen, Ocak 1998'de soğuk bir kış gecesi sıra bana gelmişti. | TED | ولكن في ليلة شتاء باردة بشهر يناير 1998 كان دوري قد حان، |
Geçen yıl gördüklerimi görebilmek için hayatımın kışına dek beklemem gerekti. | Open Subtitles | قد أكون أنتظرت شتاء حياتي كي أرى ما رأيته خلال السنة الماضية |
Çer çöple beslenilerek geçen bir kıştan sonra, tilkiler nihayet avlanabilirler. | Open Subtitles | بعد شتاء قضته في أكل الجيف أصبح بإمكان الثعالب أخيرًا الصيد |
Daha sert kışlar yaşamıştı ve bu kışları sorunsuz atlatmıştı. | Open Subtitles | كانت تراوده فصول شتاء أسوأ ورغم ذلك ابلى بلاء حسناً |
Bir kez bile olsun, herkesin lafını ettiği o meşhur Boston kışını yaşayamayacağım. | Open Subtitles | أنا لم أجرب ليلة من شتاء بوسطن التى يتغنى بها الجميع |
Sonbahar geldiğindeyse biraraya toplanmaya ve toplama kamplarına götürülmeye başlandılar. | Open Subtitles | بحلول شتاء ذات العام تم جمعهم وأرسالهم إلى معسكرات العمل الجماعى |
"Bu sefil Minnesota kışlarına dayanmamız gerekmiyor artık." | Open Subtitles | ليس علينا المعاناة من " " شتاء (مينيسوتا) البائس |