Onu, Albright'ın ofisinden daha ıssız, şahit bulunmayacak bir yere götürüyorlardı. | Open Subtitles | وأخذوا دافني الى مكان مهجور الى مكان حيث لايوجد شهود عيان |
Önemli kayıtların yetersiz, olayı gören şahit yok, itiraf yok, sebep yok. | Open Subtitles | لا تسجيلات, لا شهود عيان لا إعتراف بالجريمة ولا دافع لها أيضاً |
Bir tecavüzcünün izini sürmek bir katilinkinden kolaydır, çünkü tanıklar vardır. | Open Subtitles | من الاسهل ان نتعقب مغتصب بدلا من قاتل بسبب وجود شهود |
Evet? Eğer görgü tanığı yoksa FBI bu resmi nasıl oluşturdu? | Open Subtitles | كيف قام المكتب الفيدرالي برسم صورة للمجرم بدون وجود شهود عيان؟ |
Görgü tanıkları, Karar'ın vücudunda birçok yaralanma olduğunu söylüyor. | TED | وقد أفاد شهود العيان أنه أصيب بعدة جروح. |
Olay yerinden kaçtığını gören şahitler parmak izleri, boğuşma belirtileri var. | Open Subtitles | لدينا شهود رأوك تفر من مسرح الجريمة ..بصمة تؤكد أنكِ خنقتها |
Beck, kızınızı tanığın olmayacağını bildiği ıssız bir bölgeye götürüyor. | Open Subtitles | بيك أخذها لمنطقة معزولة حيث لا يوجد شهود. |
Dört şahit ateş edildiğini görmüş ve tanıklık etmeye hazır. | Open Subtitles | نحن عندنا أربعة شهود الذين رَأوا إطلاق النار وراغبون للشهادة |
Gün ışığında iş yapmak kolaydır, ama daha çok şahit demektir. | Open Subtitles | فعل عمل في وضوح النهار يعني وصول اسهل ولكن زيادة شهود |
Yedi, şimdikiyle 8 kişi kalabalığın ortasında kayboluyor. Ama hiç şahit yok. | Open Subtitles | سبعة، والآن ثمانية أشخاص اختفوا وسط حشد ورغم ذلك لا يوجد شهود |
Bunu da yerine getirdiğinde, tanıklar tanık olmaktan çıkacak siz de buradan çıkacaksınız. | Open Subtitles | عندما يحدث ذلك ، الشهود لن يكون هناك شهود ضدكم وسوف تخرج لتكسب |
Olay yerindeki tanıklar arka arkaya silah sesleri duyduklarını söylüyor. | Open Subtitles | أبلغ شهود العيان أنه كان هناك تتابع سريع لطلقات النار |
Uzaktaki tanıklar, yayını izleyenler olayı değiştiriyor. | TED | شهود العيان من على البعد، الحضور ممن يشاهدون الحدث، إنهم مهمّونَ. |
görgü tanığı yok, 911'i arayan olmamış, kayıp kişilerden kimsenin eşkaliyle de eşleşmedi. | Open Subtitles | لا توجد شهود ولا اتصالات بالطوائ لا توجد بلاغات شخص مفقود تطابق المواصفات |
Raees'in limanda olduğuna dair hiç görgü tanığı yok, Efendim. | Open Subtitles | لا يوجد شهود عيان لوضع رئيس على الميناء، يا سيدي |
Yalan söylüyorlar. görgü tanığı yok, kaçan bir deli yok. | Open Subtitles | كَانوا يَكْذبونَ، و لم يكن هنالك شهود و لا مجانين هَارِبين |
Çok küçük bir miktarda görgü tanıkları tarafından çekilmiş, transeksüel ve cinsiyet uyumsuz insanlara karşı suistimal içeren videoları topladık. | TED | أخذنا عيّنة صغيرة جدًا جدًا من تسجيلات شهود عيان تعرض إساءات في حق المتحولين جنسيًّا أو غير المتطابقين لجنسهم |
Siz adliye binasında şahitler önünde suç işlediniz. | Open Subtitles | لقد خالفتم القانون في قاعة المحكمة بوجود شهود على ذلك |
Tatlım, bırak da tahmin edeyim. Yehova şahidi misin? | Open Subtitles | .دعني أخمن, أحد شهود يهوه إحدى الطوائف المسيحية التي لا تعترف بالطوائف المسيحية الأخرى |
Yüzbaşım, Van Dyke veya Richards Caddelerinde olası bir tanığımız var mı? | Open Subtitles | أيها القائد , أى شهود مُحتمَلين فى شارعى فان ديك أو ريتشاردز؟ |
Burada olduğumu iddia etmeye kalksanız bile şimdi Gresham Kulüp'te yemek yediğime yemin edecek dört tane çürütülemez tanığım var. | Open Subtitles | على الرغم أنك كنت تعزم أن لدي أربعة شهود لا يمكن الشك بهم الذين سيشهدون ويقسمون أنني في الوقت الحاضر |
Benim hayal ettiğim tipik Yehova Şahitleri düğününden kısmen daha az baskıcı. | Open Subtitles | هذا أقل روعة مما أتخيل عليه زواج شخص نمطي من شهود يهو |
Yüzbaşıyı Londra'dan buraya kadar izleyip, tanıkların önünde tehdit etmek, pek zekice sayılmaz. | Open Subtitles | لقد كان عبقريا فى مطاردة الكابتن من لندن و تهديده له امام شهود |
- Tanık var mı? Söyledim mi? - Evet, evet, evet! | Open Subtitles | هل هناك شهود على كلامك نعم , نعم , نعم انت قلت |
Kısa mesafeli ve küçük kalibreli silahın verdiği zararı tanımak için balistiğe ihtiyacım yok ve görgü tanıklarımız var, | Open Subtitles | لا أحتاج لطلقات لمعرفة الضرر من مدى قريب , ولدينا شهود |
Bay Richardson, mahkeme için onların vurulduğuna dair bir tanık var mı? | Open Subtitles | ، أنت سَتَرى ذلك سيد ريشارد أيّ شهود ضدّهم خذهم إلى المحاكمةِ. |