Günümüzde, internet trafiğinin büyük bir kısmı şifrelendiği için, yapmaya çalıştıkları şey bu şifrelerin etrafından dolaşacak yeni yollar bulmak. | TED | هذا ما يحاولون القيام به و نظرا لان معظم ، جزء كبير من الانترنت يحاولون ان يجدوا طرق حول التشفيرات |
aynı zamanda dünyaya farklı bir şekilde adapte olmanızı sağlayan beyninizdeki öğrenme merkezlerini harekete geçiriyor. Bulgularımıza göre daha pozitif olabilmek için beyninizi | TED | بل تنعكس على جميع مراكز التعلم في عقلك نمكنك من التكيف مع العالم بصورة مختلفة وجدنا أن هناك طرق يمكنك بها تدريب عقلك |
Bir süre önce sesin yan duvarlara çarpmasının birkaç yolunu keşfettim. | TED | منذ بعض الوقت، قمت بالتقاط عدة طرق لاصطدام الصوت بالجدران الجانبية. |
Tarihimizi sadece yeniden kolonileştirmek değil Hegel'in olduğunu inkar ettiği düşünsel desteği tekrar inşa etmenin yollarını bulmak zorundayız. | TED | لا يتعين علينا إعادة استعمار تاريخنا، بل يتوجب علينا إيجاد طرق لإعادة بناء الوعي الفكري الذي أنكر هيغل وجوده. |
Mussolini'nin Roma'sının en güzel yolları Palatino ve Celio'da büyük bir kalabalık var. | Open Subtitles | فى قاعدة بالاتينو و تشليو من خلال طرق موسولينى الرائعة الجمال المزدحمة بالناس |
Gece geç bir saatti ve 80 yaşında olan babam bir yol yapım projesindeki yolsuzluk hakkında 70 sayfalık bir kamu davası metni yazıyordu. | TED | كان الوقت متأخر جداً في الليل، وفي سن ال 80، كان يكتب ترافع دعوى مصلحة عامة من 70 صفحة ضد الفساد في مشروع طرق. |
Sonunda kapı çaldı sürünerek kapıya gittim ve böyle "Merhaba." dedi. | Open Subtitles | أخيرا طرق الباب ذهبت للباب زحفا وفتحته ثم قال لي مرحبا |
Tekli yollar yerine çoklu yollara izin veren bir sokak ağı ve tek bir çeşit yerine pek çok çeşit sokak sağlıyor. | TED | هي شبكة طرق والتي تتيح العديد من الطرق بدلاً من الطرف المفردة وتوفر العديد من أنواع الشوارع بدلا من نوع واحد فقط. |
Sonuncusu: kıyafeti giyip çıkarmak için geleneksel kafa kısmından çıkarma dışında farklı yollar. | TED | أخيرا: طرق بديله لارتداء وخلع الملابس، بعيداً عن الطريقة التقليدية من فوق الرأس. |
Yeni yollar, tarımda iş imkanları eğitim, bunlar size sunabileceğim şeylerin yalnızca birkaçı. | Open Subtitles | طرق جديدة، وظائف فى زراعه والتعليم ,هذه اشياء قليله يمكننا ان نقدمها لكم |
Bu ve benzeri pek çok şekilde, müşteri ve müşteri adaylarının gözünde şirketinin değerini ve kendi değerini düşürüyordu. | TED | بهذه الطريقة وعدة طرق متواضعة أخرى، كانت تقلّل من شأن شركتها في أعين العملاء المحتملين، وتقلّل من شأن نفسها. |
Bilirsin, olanları düşündükten sonra, günü çok daha kötü şekilde bitirebilirdik. | Open Subtitles | أتعرفين بأخذ كل شيء في الإعتبار هناك طرق أسوء لإنهاء اليوم |
Kendisi biraz garip ama, onlarla yaşamanın bir yolunu bulduysa... | Open Subtitles | قد تكون غريبة الاطوار قليلا لكنها حسب طرق التعايش معها |
Arka bahçesi olmayanları da bahçeciliğe dâhil etmenin bir yolunu bulmalıyız. | TED | علينا اكتشاف طرق جديدة لاستثمار الناس بالحدائق، الأشخاص الذين لا يملكون أفنية. |
Asıl soru şu, destek kuvvetler gelene kadar fare kilisesinin yollarını öğrenebilecekmiyiz? | Open Subtitles | يبقى السؤال ممتداً حتى التعزيز هل يمكننا تعلم طرق فئران الكنيسة ؟ |
Böyle bir durumda duyguları ifade etmenin çok daha etkili yolları var. | Open Subtitles | هناك طرق سريعة لكي تعلن بها عن مشاعرك اذا التقيت بالشخص الخطأ |
Aldatmanın günümüzde farklı olarak incitebileceğini düşündüğüm 3 yol var: | TED | الآن، هناك ثلاث طرق أعتقد أن الخيانة تضرّ بها اليوم |
Genç bir adam zili çaldı, telefon etmek istedi. | Open Subtitles | هناك شاب طرق علي الباب منذ قليل وطلب استخدام الهاتف |
Kapı çalmayı hiç duymadınız mı? | Open Subtitles | ألم تسمعوا عن طرق الباب قبل الدخول أبداً ؟ |
Farklı teknolojiler, kişiler ve mekanlar vasıtasıyla kişilere uygun öğrenme yöntemlerini geliştirirsiniz. | TED | لكي تجد طرق مبدعة لتعليم الطلاب عبر التكنولوجيا كل بحسب بيئته ومجتمعه |
Fakat yasal sorumluluk doğurmayadan da sorunun halledilebileceği başka yöntemler biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي اعرف طرق أخرى تحقّق نفس الشيء من دون تداعيات قانونيّة |
Nasıl gerçekleştireceklerini öğretemem, çünkü bunun birçok farklı yolu var. | TED | لا يمكنني تدريس كيفية ذلك لأن هناك عدة طرق مختلفة |
Öyle olsun Solo, eğer konuşmayacaksan çok etkili işkence yöntemlerimiz var. | Open Subtitles | حسنا، سولو، ان كنت لا ترغب بالكلام لدينا طرق فعالة للتعذيب |
Phoenix'e birden fazla yoldan gitmiş olabilir. 77, 87 ya da 10. otoyollar. | Open Subtitles | كان بإمكانه أن يسلك عدد من الطرق المختلفة إلى فينيكس ثلاث طرق سريعة |
Bunlar güzel stres giderici şeyler ama hastalığının ilerlemesini durdurmazlar. | Open Subtitles | هذه طرق جيدة لتخفيف الضغط لكنها لن توقف تطوّر المرض |
Ama bu yardımcı kılavuz çizgiler olmadan da uzayda serbestçe düşüyor olsaydık, bunları kendimiz de boyayabilirdik, çünkü evrenin her yerinde düz çizgiler boyunca, yolundan sapmayan düz yollarda yolculuk yaptığımızı farkederdik. | TED | لكن إذا سقطنا بحرية عبر هذا الفضاء، و حتى دون هذه الشبكة الإيضاحية، قد يمكن أن نرسمها بأنفسنا، لأننا سنلاحظ أننا نتحرك في خط مستقيم، طرق مستقيمة و غير منحرفة عبر الكون. |