Çok komik. Şimdi gidip bunu herkese yetiştirirsin, değil mi? | Open Subtitles | ظريف جداً ، و الآن أفترض أنك ستنشرين هذا للجميع |
Bunu arkasını kollaması gereken bir kızdan duymak komik oluyor. | Open Subtitles | هذا ظريف من فتاة عليها أن تحذر من فضح أسرارها |
Selam, benim. O çok tatlı. Sanırım iyi de gitti. | Open Subtitles | هذه أنا, هو ظريف ورائع اظن الأمور جرت على مايرام |
Bu kadar sevimli bir şey görmemiştim. Bana kimi hatırlatıyor, biliyor musun? | Open Subtitles | لم يسبق أن رأيت شيء ظريف كهذا ، أتعرف بما يذكرني؟ |
Eğer mercanın nereden geldiğini, ne olduğunu ya da ne kadar eğlenceli ve ilginç veyahut güzel olduğunu anlamazlarsa, neden onları korumayı önemseyeceklerini düşünelim ki? | TED | إن لم يفهموا ماهية المرجان أو من أين يأتي، أو كم هو ظريف ومشوق وجميل فكيف نتوقع أن يهتموا بإنقاذه؟ |
Çok şirin. Doktorun şiddet uyguladığına dair kayıt yok. | Open Subtitles | ظريف جداً, مازال لا يوجد عنف من جانب الدكتور |
Onlara Almanya'ya varınca hoş görünmesi için treni boyamak istediğini mi söyleyeceksin? | Open Subtitles | تقول للالمان بانك تريد دهان القطار حتى يكون شكله ظريف وهو ذاهب للالمانيا ؟ |
Hey! Akıllısın, yakışıklısın, komiksin. Avatar olduğunu söylemeye bile gerek yok zaten. | Open Subtitles | أنت ذكي ، وسيم ، ظريف إلى جانب أنك الآفاتار |
Bunu bizim için yaptım, ve birden komik bir şey oldu. | Open Subtitles | لقد فعلت هذا من أجلنا جميعا وبعد ذلك شيء ظريف حصل |
Tatilden yeni gelen birisine yapılacak çok komik bir teşhis. | Open Subtitles | ذلك تشخيص ظريف لزميل من المفترض أنّه عـاد من عطلة مؤخراً |
General Broulard senin komik olduğunu düşündü. Ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | الكولونيل برولارد يظن انك ظريف أنا لا أظن هذا |
Çok komik. Teğmen iki günlük maaşımızı kesti. | Open Subtitles | ظريف جداً ، الملازم أول حرمنا من يومين إجازه |
Court Reynolds'la çıktığını duydum. çok tatlı bir çocukmuş. | Open Subtitles | تقول الشائعات إنك واعدت كوريت رينولدز سمعت أنه ظريف للغاية ؟ |
Kurnazca davrandığını... düşündüğün zaman çok tatlı oluyorsun. | Open Subtitles | أنـتَ فقط ظريف عندما تظن نفسكَ دقيق بالأشياء |
- Pennsylvania. Çok sevimli. 3317. - Babam da öyle derdi... | Open Subtitles | بنسيلفينيا ، ظريف ، 3317 .. اعتاد ابى ان |
O pis kokulu larvanın sevimli olduğunu düşündüğüne göre, sen taşıyacaksın. | Open Subtitles | بما أنكِ تظني أن هذا الصغير ظريف فستهتمين به |
Yani, zaten güzel birini böyle feci bir hale getirmek. Hiç de can sıkıcı değil. Buna kesinlikle bıkkınlık verici diyemeyiz. | TED | أعني، جعل شخص ظريف أصلا يبدو مريعا هكذا. إنه أمر غير ممل. إنه لا شيء إن لم يكن مملا |
Ross, saçmalıyorsun. Sen şirin, akıllı ve tatlısın. | Open Subtitles | روس , تصرفك هذا سخيف أنت ظريف و ذكي و وسيم |
Domuz gibi olmadığı zamanlarda, hoş çocuk. | Open Subtitles | كان يمكن أن يكون ظريف لولا هذا البرود الذي يتملكه |
Çok komiksin ama bir daha böyle bir şey yapmaya kalkışırsan şuradaki adamım o bamyadan hallice çükünü koparır. | Open Subtitles | هذا ظريف لكن ان كررت هذا الهراء مجددا ساجعل من رجلي هناك يقتلع قضيبك |
Çok şeker. - Merhaba! - Merhaba! | Open Subtitles | أنه ظريف هيا تعالى بنا نتمشى أو نسير أو أى شئ تسمونه هنا |
- Nereye gittiğimizi bile bilmiyorum. - eğlenceli olacak. Hadi. | Open Subtitles | انا حتى لا اعرف اين نحن ذاهبون سوف يكون ظريف |
Yerçekimine dayanıklı hidro-perlasyon kalibratörleri mi dersiniz, sadece bir tane havalı şeyin ismini bilen yöneticiler mi dersiniz. | Open Subtitles | من فنيين المعامل الذين يقومون بضبط أجهزة الترشيح المائي إلى موظفين لا يعلمون إلا إسم شيء واحد ظريف |
Biliyormusun, tıpki Theo Huxtable gibi çok şirinsin. | Open Subtitles | أتعلم ، أنك ظريف جدا على طريقة النبلاء الشرفاء |
komikti, asfalttaki şu şişman kadına kart göndermişti ya hani. | Open Subtitles | لقد قال شيئ ظريف عن السيدة في الرصيف البحري |
Çok şekersin Dedektif. Bu tarafsız gözlerin ne gördüğünü size söyleyeyim. | Open Subtitles | هذا ظريف أيها المحقق سأخبرك ما تراه هاتان العينان الحياديتان |