| Hastasınız sanıyordum. Artık daha iyi misiniz? | Open Subtitles | ظننت انك كنت مريضا يا سيدى وانت اصبحت افضل الآن |
| Ben senin Catherine ile filme gideceğini sanıyordum. | Open Subtitles | و لكننى ظننت انك ستذهبين للسينما مع كريستينا |
| Devrimi anladığını sanıyordum. | Open Subtitles | ما الأمر يا صديقي؟ لقد ظننت انك تفهم مبادئ ثورتنا |
| Şarlatan bir doktor olduğunu sanmıştım. Ama anlaşılan öyle değilsin. | Open Subtitles | لقد ظننت انك طبيبة مزيفة, لكن أعتقد أني أخطئت الظن. |
| Amthor'un cevabını öğrenmek istersin diye düşündüm ayrıca şu işi resmileştirmek istedim. | Open Subtitles | ظننت انك تريد معرفة ما قاله امثور واردت ان اجعل الأمر رسمى |
| Her yerde sizi aradım. Şimdi çayırdasınızdır diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد كنت أبحث عنك في كل مكان ظننت انك ستكون فى المرج |
| Charlie dayının yanına oturmak istersin sandım. | Open Subtitles | ظننت انك تريدين الجلوس بجانب خالك تشارلى |
| Polis olduğunu söyledi. Burasını güvenli hale getirdiğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | يقول انه كان شرطيا ظننت انك قلت ان المكان آمن |
| - ama sizin bu resimleri istediğinizi sanıyordum... | Open Subtitles | لذلك ظننت انك تريد صورتك معهم. ام لا؟ هل يمكننى ان احضر اريكتين فى مكتبى؟ |
| Kafam karıştı. Benimle ilgilenmediğini sanıyordum. | Open Subtitles | حسنا أنا مضطرب لقد ظننت انك لست مهتمه بي |
| Bu akşam çekmeyeceğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انك ستبقي نظيفا اليوم يا عزيزي انت اتعرف اهميه هذا الحفل |
| Almanya'da mı bir yerde gördüğünü sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انك رأيت صدراً في المانيا او ما شابه |
| Açıkçası benden önce gelip bensiz başlarsınız sanıyordum. | Open Subtitles | لأكون صادقة، ظننت انك ستسبقنى لهنا و تقود الامر بدونى |
| Onlarla konuşmak istediğini sanıyordum. Her şeyle yüzleşmek istediğini. | Open Subtitles | ظننت انك من طلب التحدث اليهم لكي تتحملي مسؤلية ما حدث |
| Benim arkamdan Bannion ile işi pişirdiğinizi sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت انك كنت تلعبين بذيلك مع بانيون من وراء ظهرى |
| Gerçekten beni sevdiğini sanmıştım, biliyor musun? | Open Subtitles | تعلمين انا ظننت انك تحبينني اتعلمين ذلك ؟ |
| - Tuzakçı John nasıl? - Asla hatırlamayacağını sanmıştım. | Open Subtitles | ـ كيف حال جون القاذف ـ ظننت انك لن تتذكر |
| Ama çaresizliğimi yüz yüze görürsen yardım etmeye daha hevesli olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | ولكني ظننت انك قد تكونين اكثر استعداداً للمساعده إن رأيتي يأسي شخصياً |
| Indio'ya tam anlaştığımız şeyin... tam tersini yapmayı önereceğini düşündüm... o da yeterince şüpheci olduğundan başka bir şey düşündü. | Open Subtitles | ظننت انك ستخبر اينديو بفعل العكس تماما عما اتفقنا عليه و هو متشكك كفاية لاستنتاج شيئ آخر |
| Senin gördüm en güzel kılıf olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت ظننت انك اوسم الاهداف الذين عملت عليهم بحياتى |
| Biliyorum. Bağıracağını sandım. Buna katlanamam. | Open Subtitles | أعرف ذلك, لقد ظننت انك كنت تصيح و لم استطع تحمل ذلك |
| Birilerine güvenmeyen bendim hani? | Open Subtitles | ظننت انك قلتى انى انا من لديه مشاكل فى الثقة |
| İstedikleri para konusunun saçma olduğu hakkında aynı fikirdeydik zannediyordum. | Open Subtitles | ظننت انك موافقة عن انه امر غير معقول ان يطلبوا مني مال |
| Ve sonra gelinliğimi attığını sandın ve bana yalan söyledin. | Open Subtitles | وبعدها عندما ظننت انك رميت فستان زفافي كذبت علي |
| Beni satın alabileceğini düşündün, aynen otelin için satabileceğini düşündüğün gibi. | Open Subtitles | ظننت انك تستطيع شرائي كما اعتقدت انه يمكنك بيعي مقابل فندقك |