Hepimiz çok zor günler geçirdiğini ve ikinizi de çok özlediğini biliyorduk. | Open Subtitles | كلنا نعرف انه كان يمر بوقت عصيب جداً و كان يفتقدكم جداً |
Önemli bir şey değil... Yetiştiğim dönemde zor zamanlar geçirdim. | Open Subtitles | ليست بالأمر الهام عانيت قليلاً من وقت عصيب خلال نشأتي |
zor günler geçirdiğini biliyor ve sana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | اسمعني.. أعلم أنك تمر بوقت عصيب وأريد حقاً أن أساعدك |
Bunun görünmek için çok kötü bir zaman olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا, اشكركِ أعرف أن هذا وقت عصيب بالنسبة لي لاظهر |
Doğrusunu söylemek gerekirse, zor bir sabah geçirdim ve kendimi yorasım hiç yok. | Open Subtitles | بصراحة، لقد كان صباح عصيب وأنا لا ارغب في بذل الكثير من الجهد. |
Beni Twitter'da buldu, geliştirdiğimiz bir sistemin zor zamanında işine yaradığını söyledi. | TED | بحث عني في تويتر، ليخبرني أن النظام الذي طورناه، استطاع استخدامه بسلاسة خلال وقتٍ عصيب. |
Bence ikisi de zor bir dönemden geçen iyi insanlar. | Open Subtitles | أظن إنهما شخصان جيدان، يواجهان وقت عصيب. |
- Biraz zor günler geçirdim. - Şimdi her şey yolunda. | Open Subtitles | لقد كنت أعاني من وقت عصيب فحسب الامور تحسنت الآن |
zor günler geçirdiğinizi biliyorum, bu yüzden yaranızı deşmek istemem. | Open Subtitles | أننى أعلم أنه وقت عصيب لكما لذا سوف لا أقحم نفسى فى أحزانكم |
Ve eklemek istiyorum, şahsen, sana olan hayranlığımı senin için zor olduğunu sandığım şu an, bizim için yaptığın şeyler için. | Open Subtitles | و أود أن أعرب شخصياً عن أعجابي بما تفعله لأجلنا ولا شك في أنه وقت عصيب لك |
Kiyafetimi kirletmene bile zar zor kizabiliyorum bak. | Open Subtitles | أعني، حتى أنا أعاني وقت عصيب بغضبي منك لتوسيخك بدلتي |
Teşekkürler. Belli ki çok zor bir dönemden geçiyorsunuz. | Open Subtitles | شكرا , حقيقاً انه وقت عصيب جدا جدا عليكى |
Bizi zor günler bekliyor diyorsam bana inanmalısınız. | Open Subtitles | صدقوني عندما أقول لكم أن هناك وقت عصيب بانتظارنا |
O kadar gergindik ki, rahibin dediklerini yapmak bile zor olmuştu. | Open Subtitles | لقد كنا قلقون للغايه ، لقد كان وقت عصيب لنفعل ما امرنا به القس |
Çok zor günler geçiriyorum seninle ya da başka biriyle nişanlanmak çok aptalca ve... benim için yıkıcı birşey olurdu. | Open Subtitles | لقد مررت بوقت عصيب مؤخرا أعتقد لو خطبت إليك أو إلى شخص آخر من الممكن أن يكون أغبى عمل |
Biraz zor bir gündü Cate. | Open Subtitles | لقد كان يوم عصيب جداً كيت لقد أستيقظت على الصعاب |
Seninle buluşacaktım biliyorum, ama çok kötü bir gün geçiriyorum. | Open Subtitles | ..أنا آسف لأن كان علي مقابلتك لكن يواجهني يوم عصيب |
65 milyon yıl önce dinazorlar çok kötü bir gün geçirdi. | TED | قبل ٦٥ مليون عام، مرت الديناصورات بيوم عصيب. |
Bak, işinle ilgili zorlu bir süreç geçirdiğini biliyorum. Anlıyorum. | Open Subtitles | أنت تعاني من وقت عصيب في عملك , أتفهم هذا؟ |
Bak boktan bir gün geçiriyorum. Beni kızdırmasan daha iyi olur. | Open Subtitles | أمر بيوم عصيب سيكون من الأفضل فقط أن لاتزعجني |
Bazı gençler, berbat bir günde İngiltere'den yola çıkıp Fransa'ya ilerlediler. | Open Subtitles | إلى بعض الصبية الإنجليز الذين يمشون سوياً في فرنسا في يوم عصيب |
Doğaldır. Son birkaç gün senin için çok zordu. | Open Subtitles | لا عجب فقد مررت بوقت عصيب اليومين الماضيين |
Ben de inanmakta zorluk çekiyorum ama ne gördüğümü biliyorum. | Open Subtitles | أمر بوقت عصيب ، لكي أصدق هذا انا أيضاً لكني أعرف ما رأيته |
Tabii kapılar açık değilse, İnsanlar Cennete girmekte çok büyük sıkıntı yaşayacaklar. | Open Subtitles | ولكن الناس سيحظوا بوقتٍ عصيب محاولين دخول الجنة إن لم تُفتَح البوّابات. |
Şanghay beni biraz yavaşlattı da. Sizi bulmaya çalışırken iyi vakit geçirdim. | Open Subtitles | حسناً.إن شنغهاي قد عطلتني قليلاً لقد مررت بوقت عصيب محاولاً العثور عليكم |
Beyler, hiç kadınınızla sıkıntılı devirlerden geçtiniz mi? | Open Subtitles | رجال هل سبق وأن مررتم بوقت عصيب مع زوجاتكم ؟ |
Her neyse, bu durumda zorlanıyorum çünkü ben ona karşı koymuşum gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لست مقتنعاً بأن هذا هو السبب وبطريقه أخرى إننى حظيت بوقت عصيب بسبب هذا لإننى أحسست بأننى أقف ضد رغبه الله |