| Bu ceza vermek olur ve ben onu Tanrı'ya bırakırım. | Open Subtitles | هذا سيكون عقاب , وأنا أترك هذا لله ليفعله ويقرره |
| Caroline'nin yanlış bir seçim yaptığı çok açık ama... sence hapiste bir gece yeterli bir ceza değil mi? | Open Subtitles | روبرت ، كارولين إستعملت حكم سيئ جداً بشكل واضح لكن ألا تعتقدين أن قضاء ليلة في السجن عقاب كافي؟ |
| Caroline'nin yanlış bir seçim yaptığı çok açık ama... sence hapiste bir gece yeterli bir ceza değil mi? | Open Subtitles | روبرت ، كارولين إستعملت حكم سيئ جداً بشكل واضح لكن ألا تعتقدين أن قضاء ليلة في السجن عقاب كافي؟ |
| Ama her birinizi temin ederim ki bu aşağılık eylemler cezasız kalmayacaktır. | Open Subtitles | لكنني اؤكد لكل اميريكي ان هذه الافعال الدنيئه لن تمر دون عقاب |
| İşlenen suç ne olursa olsun, cezası da onun aynısı oluyor. | Open Subtitles | أى كانت الجريمة المُتصورة فهو يقوم بوضع عقاب مُماثل ودقيق للجريمة |
| Belki de şimdilik yorumlarımızdan cezalandırma sözcüğünü çıkarmalıyız. Bir şey sorabilir miyim? | Open Subtitles | ربما علينا ان نخذف كلمة عقاب من الدعوى بالوقت الحاضر |
| İnsanlar vebanın Tanrı'dan bir ceza olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | . .. يعتقد الناس أن الطاعون عقاب من الرب |
| Fiziksel ya da başka türlü hiçbir ceza verilmiyor. | Open Subtitles | ليس هناك عقاب بدنى ، أو أى شكل من أشكال العقاب |
| Ancak bunu bir ceza olarak nitelemeyin. | Open Subtitles | وأنا أريد منك أن تفكروا في هذا بأنه ليس عقاب |
| Ve bu çok kötü bir ceza olacak, terbiyesiz herif. | Open Subtitles | وسوف يكون أشد عقاب أيها الأحمق الوقح أتباعك ؟ |
| Vali hazretleri sizin göreviniz bu cehennem zebanisine ceza biçmek. | Open Subtitles | و انت ايها السيد الوالي تحكم في عقاب هذا المجرم بما تشاء |
| Senin hakkettiğin kadar şiddettli hiç bir ceza düşünemiyorum. | Open Subtitles | انا لا استطيع التفكير فى اى عقاب حاد. تستحقه انت. |
| Bu lüks, kutsal masumiyeti yok etmeye cesaret ettiğimiz için verilen bir ceza. | Open Subtitles | هذه الرفاهية عقاب لنا, لجرأتنا على ترك البراءة المقدّسة |
| Masun insanların canlarını alan ve cezasız kalan katillerin kahkahalarını duymadınız mı? | Open Subtitles | أتسمعون ضحكات المجرمين؟ من أخذوا حياة الناس الأبرياء وعاشوا من دون عقاب |
| Ona bir zanaat öğretmem için yalvardı ama hiçbir sevap cezasız kalmaz. | Open Subtitles | توسّلت لي ، لتعليمه العمل و لكن الأمر لا يسير دون عقاب |
| İşin komik tarafı Tajomaru' yu çalınan at üstünden atmıştı, bu ona Tanrı'nın cezası olmalıydı. | Open Subtitles | غباء تاجومارو كان فى وقوعه من على حصانه المسروق لقد كان هذا عقاب مقدّر له |
| İçerideki mezar odasına gidiş yolunu bilmenin cezası ölümdür. | Open Subtitles | عقاب معرفة الطريق الى الغرفة الداخلية هو الموت. |
| cezalandırma puanı sabit kalan bir ben vardım çünkü... | Open Subtitles | لأنني الوحيده التي لم تتحصل على نقاط عقاب |
| Tanrı'nın cezasını yerine getirerek zevk almak için beni karanlığa sürgün etmiştin. | Open Subtitles | أنت نفي لي إلى المجال الخارجي لاتخاذ الفرح في تقديم عقاب الله. |
| cezayı ordan aldım, ordan feza yaptım. Komik. | Open Subtitles | لقد تلاعبت بكلمة عقاب حتى تصل إلى كلمة مرح، إنها عبقرية مني |
| Bilirsiniz ki bir aileyi kast dışı etmek düşünebileceğiniz en büyük sosyal cezadır. | TED | وكما تعلمون فإن نبذ العائلة هو أكبر عقاب من المجتمع يمكن للمرء أن يفكر به. |
| AIDS'in zencileri ve geyleri cezalandırmak için gönderilmesi bir örnek. | Open Subtitles | ولهذا يكون الإيدز هو مثال حي على عقاب الرب للسود واللوطيين |
| Ne bu, çocuklar için iyi olabilecek bir şeyi önerdim diye cezalandırıyor musun? | Open Subtitles | ما هذا, أهذا عقاب لأنّني اقترح شيء قد يكون في مصلحة الولدين فعلاً؟ |
| İnsan bütün yıl kar maskesi takıp dolaşabilir. | Open Subtitles | أي رجل يمكن أن يفلت بدون عقاب من لباس قناع التزلج طيلة السّنة |
| Ve Musa, cennetin kapısına vardığında azap melekleriyle karşılaştı. | Open Subtitles | و (موسى)، عندما يصل للسماء... أحضر ملائكة عقاب الله... |
| Bu lanet onun aşkını geri çevirdiğim için benim cezam. | Open Subtitles | إنَّ تلك اللعنة هي عقاب لعدم رفضي لذلك الحب |
| Fırtına yaklaşıyor, adeta Tanrı'nın gazabı Gotham üzerine çökmek üzere. | Open Subtitles | عاصفة قادمة، وكأنّها عقاب من الرب على وشك ضرب (غوثام). |
| Bu yanına kalmayacak, Rocky. Elbet bir gün hesaplaşacağız. | Open Subtitles | أنت لن تفلت بدون عقاب من ذلك، روكى أنا سأصبح مستوي يوماً ما. |
| Buzların altındaki balık ziyafetinin çekiciliğine dayanamayan 3.000 kadar balık kartalı burada toplanıyor. | Open Subtitles | حتى 3,000 عقاب أصلع يتجمعون هنا منجذبون بالوليمة السمكية المخفية تحت السطح الجليدى |