Mahremiyetimize değer veriyorduk ancak ilişkimizi medyadan saklamaya karar verdik. | Open Subtitles | كلانا نقدّر الخصوصية، لذا اتفقنا على إبقاء علاقتنا طيّ الكتمان |
İlişkimizi mi kurcalamak istiyorsun incele, bak bakalım neden ölmüş. | Open Subtitles | تريد أن نناقش علاقتنا هيا بنا لنفكر ماذا أنهى علاقتنا |
Vince ile açık ilişki yaşamamızın sebebi kesinlikle bu işte. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما دعانى انا وفينس الى جعل علاقتنا مفتوحة |
Biz çok eğleniyoruz. Şu an işleri ağırdan almak istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نستمتع كثيراً، ولا نريد أن نتسرع في علاقتنا الآن |
Hayır, sadece ilişkimize eski heyecanını katmaya çalışan bir çiftiz | Open Subtitles | لا, نحن فقط مجرد زوجين نريد ان نعيد تنشيط علاقتنا |
bizi düşünüyordum ve ilişkimizde gözden kaçırdığımı hissettiğim bir kaç şey var. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر عن علاقتنا وأشعر أنني تركت بعض الأشياء في علاقتنا |
Ama bu bizim ilişkimizde bir kilometre taşı olacaktı güya. | Open Subtitles | آجل ، من المفترض أن تكون علامة فارقة في علاقتنا |
Tamam, İlişkimizi sır olarak tutmaya karar vermemizin sebebi Naomi'yi ne yapacağımı bilmiyorum | Open Subtitles | حسناً . السبب الذي قررنا من أجلة ان نخفي علاقتنا لاعلاقة له بناعومي |
İlişkimizi bir sonraki aşamaya taşımak için hazır olmadığımızı düşünmüyorsan tabi. | Open Subtitles | إلا إذا كنت تفكر بأن علاقتنا ليست مستعدة للإنتقال للمستوى التالي |
Ben ilişkimizi yeniden oluşturmaya çalışıyordum ama artık babası değil, tetikleyici konumundayım! | Open Subtitles | كُنتُ أُعيد بناء علاقتنا وحالياً لم أعد أباً بعد الآن أنا كالزناد |
Sen iş ilişkimizi yanlış anlamışsın. Sen bana ne yapacağımı söyleyemezsin. | Open Subtitles | نعم , حسناً , أنتَ نوعاً ما فهمت علاقتنا بطريقة عكسية |
Dost derken biraz abartmış olabilirim, ama ilişkimizi özetleyecek bir kelime bulamadım. | Open Subtitles | صديق ربما تكون سخية قليلاً لكنني لا اجد كلمة تلخص علاقتنا سوياً |
İlişkimizi tehlikeye attım ki benim için her şeyden önemliydi. | Open Subtitles | وعرضت علاقتنا للخطر والتى تعنى الى اكثر من أى شئ |
ve bunu başardığımda, belki de birbirimize daha yakın bir ilişki kurabiliriz. | Open Subtitles | وعندما أفعل ذلك ربما من شأنها أخيراً تقريب علاقتنا مع بعضنا أكثر |
Biz çok farklı insanlarız, ve aramızdakinin gideceği başka bir yer yok. | Open Subtitles | نحن اشخاص مختلفون تماما وليس كآن علاقتنا قد يكون لها اي مستقبل |
Aslında tutacaktım ama iş ilişkimize düzgün başlamak istediğim için... | Open Subtitles | كنت أعتزم خزنها، لكن سأتركها لك لنبدأ علاقتنا بخطوة جيدة |
On yıllar içinde bizi kardeşlerimizle ilişkimizden daha fazla tanımlayan ve şekillendiren başka hiçbir şey olmayabilir. | TED | عبر العقود، لا يوجد شيء يحددنا ويشكلنا بقوة أكثر من علاقتنا بشقيقاتنا وأشقائنا. |
Ben de inanıyorum, bizim neslimiz, bizim istediğimizi tatmin edecek olanla ilişkimiz daha önce gelen nesillerden çok daha az somut. | TED | وأعتقد أيضا، ان جيلنا، علاقتنا بإشباع ما نريد ملموسة بشكل أقل بكثير من اي جيل اخر. |
Ama böyle Aramız ırak ayrılırsak gönülden de ırak olacağız. | Open Subtitles | ولكن لو تركنا علاقتنا مكسورة هكذا فستنقطع علاقتنا إلى الأبد |
İlişkimizin yaşayabilirliğini test edip cinsel ilişkiyi ertelememizde bir sorun olmadığından emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد من أنك بخير لتأجيلنا الجماع حتى تتجاوز علاقتنا المرحلة التجريبية؟ |
Bu ilişkinin önemini anlatmak için içimdekileri dışarı çıkarmam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | اشعر ان علي ان العبها لـ اتجاهل المشاكل الحقيقة في علاقتنا |
Söylemedi ama üzüldüğü şeyin bizden çok daha öte bir şey olduğunu hissediyordum. | Open Subtitles | حسناً، لقد أبت إخباري، لكنّي شعرتُ أنّها مُتضايقة حول شيء أكبر من علاقتنا. |
"Gelirsen, bu birlikte olmamız demektir ve sonsuza dek, birlikte yaşarız." Ve gelmezse... | Open Subtitles | لو اتيت سيعنى هذا اننا معاً للابد وستبقى علاقتنا للنهاية وإن لم تأتى |
Bak ben sadece ilişkimizden arta kalanları tamir etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنظر, أنا أحاول أن أبقى على ما تبقى من علاقتنا |
Kuzi, Bay Kierney aramızdaki yakınlığı sorduğunda... ne cevap verdiğini tekrar eder misin? | Open Subtitles | ياابن عمي,هل تستطيع اعادة ماقلته لمستر كيرني عندما سألك عن وصف علاقتنا ؟ |
Çıkana kadar ilişkimizle ilgili karar vermeyeceğimi söylemiştim ama çoktan kararımı verdim. | Open Subtitles | أخبرته أني لن اتخذ قرار حول علاقتنا حتى يخرج لكنّي قد قرّرت |
Okyanusla olan ilişkimiz, bağırsağımızdaki gibi, mikropların doğru dengesine bağlı. | TED | علاقتنا مع المحيط، تشبه علاقتنا بأحشائنا، يعتمد على التوازن الحقيقي للميكروبات. |